Her aya yeni bir çevre felaketi düşüyor. Bir ay Karadeniz’deki dereleri, bir ay Kaz Dağları’ndaki zeytin ağaçlarını, bir ay da Akbelen’de olduğu gibi Ege kıyılarında madenciliğe teslim edilen sit alanlarını konuşuyoruz. Biz birini konuşurken diğeri alıp başını gidiyor. Peki bütün bunlar neden oluyor? Neden devletimiz çevreye karşı bu kadar acımasız bir politika yürütüyor? Bu sorunun en kestirme yanıtı Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı olduğu gerçeği. Karadeniz’deki dereler hidroelektrik için, Ege’deki yeşil alanlar termik santraller ve diğer değerli madenler için heba ediliyor. Türkiye enerji politikasını anlamadan Türkiye çevre politikasını anlamak mümkün değil. O nedenle gelin enerji dosyasına hızlıca bakalım.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim