Cevdet Kudret, Sait Faik, Attilâ İlhan ve Orhan Kemal ödüllerinin sahibi Kemal Varol, yazarlığının 25. yılında Onu Sevdiğim Zamanlar’la (Doğan Kitap) edebiyatında yeni bir eşiğe ulaşıyor. Roman, bir “geri gönderme merkezi”nde başlıyor: Soğuk duvarlar, kameralar, sınırlı bir gökyüzü… Bu mekan yalnızca göçmenlerin değil, kimlikleri ve aidiyetleri çözülmüş bir dünyanın tüm yersiz yurtsuzlarının sıkışmışlığını temsil ediyor.
Bir muska ile bir USB bellek; biri inanç ve geçmişin, diğeri teknoloji ve bugünün simgesi. Varol, Doğu’yla Batı’yı, kalple sistemi konuşturuyor. Adsız kahramanın “göğe yazı yazma” eylemi, modern dünyanın en sessiz çığlığı; kaybolmuş bir dilin, susturulmuş bir kalbin yankısı. Eléonore ise Avrupa’nın bürokratik soğukluğunda vicdanını yitirmiş bir kadın; bir kaçakla karşılaştığında insan olmanın anlamını yeniden hatırlıyor. Onu Sevdiğim Zamanlar, Türkiye’nin değil, dünyanın ortak hikayesine dokunan bir roman. Göçün, aşkın, susmanın ve vicdanın romanı. Yersizlik yurtsuzluk içinde kaybolanların, vicdanlarını aradıkları son durak. Belki de edebiyatın kendisi. Tüm bunları Kemal Varol’la konuştuk.
31.10.2025 04:30
Kemal Varol: Dünya bize çoktan sırtını döndü
Ödüllü yazar Kemal Varol, yeni yayımlanan Onu Sevdiğim Zamanlar romanında Türkiye’nin değil, dünyanın ortak hikayesine dokunuyor. Kemal Varol “Dünya vicdanlılar için epeydir zor bir yer” diyor
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Bir kuşağın yarası İstanbul’un hafızası
28 Kasım 2025
Nejat İşler ilk romanın eski Türkiye'ye ışık tuttu
14 Kasım 2025
“Bir kadının direnişinin peşine düştüm”
Tüm Yazıları
17 Ekim 2025