1989 yılında Orta Doğu üzerine “From Beirut to Jerusalem” (Beyrut’tan Kudüs’e) adlı bir kitap yayınladım. Kitap çıktıktan sonra editörüm Jonathan Galassi bir sonraki çalışmanın ne olacağını sordu. Golf üzerine yazmak istediğimi söyledim. Malum, İngilizce “gulf” yani körfez ve “golf” sözcükleri benzer şekilde telaffuz edildiğinden şaşkın gözlerle baktı ve “Basra Körfezi mi?” diye sordu. “Yok hayır, golf” dedim.
Hayatımda iki tutkum oldu: Orta Doğu ve golf. 1982’de Beyrut Golf Kulübü üyesiydim. 1970’te Hazeltine’daki Amerika Açık’ta Chi Chi Rodriquez’in caddy’liğini, yani ekipmanını taşıyan yardımcılığını yaptım. Bir keresinde Liberty Mutual Golf Efsaneleri turnuvasında ahbabım Neil Oxman’la birlikte Tom Watson ve Andy North’a caddy’lik yaptık.
Golfü de Körfez’i de bilirim. Zaten bu yüzden bu yazıda profesyonel golfe dair bir tartışmaya değineceğim: Greg Norman ve Phil Mickelson’ın önayak olduğu, kısaca MBS olarak tanınan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın öncülüğünde Suudi Arabistan Krallığı’nın finanse ettiği yeni bir tur var.
Yeni turun adı LIV Golf International Series. Suudilerin aptalca “sportswashing” yani spor yoluyla itibar aklama örneklerinden biri. Yanlarına da birkaç duygusuz profesyonel golfçü almışlar. Bana göre golf için korkunç, Suudiler içinse daha da kötü bir fikir. Suudilerin amacı kendilerini geleceğin spor ve eğlence merkezi olarak sunmak olsa da yeni tur tam da Suudilerin unutturmaya çalıştığı şeyi, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018 yılında İstanbul’da öldürülmesini hatırlatıyor.
MBS’ye ne derdim?
MBS ile bire bir görüşme şansım olsa ona şöyle derdim:
Muhammed, imajını düzeltmek için tek şansın var ve sen aralarında PGA Tour’un en sevilmeyen üyelerinin de bulunduğu asilerle işbirliği yaparak şansını heba ediyorsun. Ama bugün golfçülere değil Suudi Arabistan’a yoğunlaşmak istiyorum.
Başında bulunduğun hükümetin Virginia’da yaşayan The Washington Post yazarı Kaşıkçı’nın öldürüp parçalanması olayındaki sorumluluğu asla silinmeyecek bir leke.
Ancak dünyanın ülkene bakışını değiştirmek için hala bir şeyler yapabilirsin. Suudi toplumunu, ülkedeki dini eğitim sistemini ve hukuku, ayrıca emek piyasalarını reform yoluna sokmaya devam edebilirsin. Böyle bir hamlenin hem ülkene hem de bütün Arap-Müslüman dünyasına katkısı büyük olur.
Muhammed, hakkını verelim: Suudi Arabistan’ın modern tarihindeki en radikal reformlar senin döneminde yapıldı. Kadınlara araç kullanma özgürlüğü verildi, kadınların birçok iş ve seyahat faaliyeti için erkeklerden izin almasını gerektiren erkek velayeti sistemi gevşetildi, din polisinin rolü azaltıldı, rock konserlerine müsaade çıktı, ayrıca kadınların futbol maçlarına gitmesine ve genç kızlarla erkeklerin normal bir şekilde bir arada bulunmasına izin verildi. Bu reformların çok önceden yapılması gerekirdi ve hala yetersizler. Ama haleflerinin hiçbiri bunlara kalkışmaya bile cüret edememişti.
Reform kuşağı
2017’de Suudi Arabistan’a gittiğimde 30 yaşındaki sosyal girişimci Suudi kadının reformlara dair söyledikleri aklıma kazındı: “Reformların öncesini ve sonrasını gören nesil olma ayrıcalığına sahibiz.” Kadına göre annesi araba kullanmayı asla öğrenemeyecekti. Kızı ise kadınların araç kullanamadığı zamanları hayal bile edemeyecekti. “Ama ben araba sürmeme izin verilmeyen günleri hiç unutmayacağım” diyordu.
Dış İlişkiler Konseyi Orta Doğu uzmanı olan ve sık sık Suudi Arabistan’a giderek ülke hakkında yazılar yazan Steven Cook’un yeni bir makalesinde dediği gibi, “Suudi Arabistan’ın veliaht prensi itici biri olabilir” ama “Suudi Arabistan’da rejimi eleştirenlerin genellikle abartılı bir rahatlık ve lakaytlık içinde yok saydığı önemli değişimler var”.
Bu da konuyu yeniden LIV Golf turuna getiriyor. Muhammed, sana kim PGA Tour’dan ayrılmak üzere çoğu kariyerinin sonuna gelmiş veya tamamen isimsiz golfçülere ölçüsüz paralar vererek yeni bir golf turuna sponsor olman gerektiğini söylediyse onu kovmalısın.
İmaj düzeltmek için bir milyar dolar harcayıp karşılığında kötü reklamdan başka bir şey elde edememek herkesin harcı değil ama golf turun tam da bunu yapıyor. Haber sayfaları Suudi Arabistan’daki dini ve sosyal reformları konuşmuyor; aksine spor sayfaları rejiminin Kaşıkçı cinayetinden ve Suudi cihatçıların 11 Eylül’deki rolünden bahsediyor.
Rory McIlroy, Justin Thomas ve Tiger Woods gibi turun en saygın oyuncularının bu seriye katılmamasının bir nedeni var. Spor üzerinden aklanma girişimlerini görür görmez tanıyorlar.
O halde benden sana hem golf hem de Körfez hakkında bir tavsiye: Dünyanın Suudi Arabistan’a daha iyi gözle bakmasını sağlamanın tek bir yolu var ve bunun maliyeti bir kuruş bile değil.
Suudi Arabistan’a gelmek isteyen her gazeteciye ve film ekibine vize ver. Onlara ülkedeki her yere gitmekte, istedikleri her Suudi ile röportaj yapmakta özgür olduklarını söyle. Her haber güllük gülistanlık olmayacaktır. Siyasi katılım eksikliğine dair şikayetler de okuyacaksın. Özgür basının yokluğu eleştirilecek. Muhaliflerin zalimce tutuklanması ve süregelen çeşitli insan hakları ihlalleri gündeme gelecek. Bunların hepsi var ve gerçek. Ama dürüst gazetecilerin hükümetinin yürürlüğe koyduğu kapsamlı ekonomik, dini ve toplumsal değişimlere tanıklık ettiğini de göreceksin.
Gençler anlatsın
Zaten en fazla bu kadarı beklenebilir. Üstelik ülken hakkında hiçbir şey bilmeyen ve kapalı kapılar ardında seni ve kültürünü hakir gören, ülkendeki kazanımların tanığı olacak inandırıcılıktan yoksun profesyonel golfçülere milyarlar saçmaktan çok daha iyidir. Neden senden bir tomar para aldıklarını açıklamak için aleni bir mahcubiyetle her ağızlarını açtıklarında, krallıktaki değişimi isteyen ve ondan fayda gören genç Suudilere büyük zarar veriyorlar.
İran’daki en azılı düşmanların bile dünyanın ülkene daha kuşkucu bakması için bu kadar kötü bir strateji tasarlayamazdı.
Muhammed, bu LIV muhabbetini kapatsan iyi olur. Boş ver gitsin. Senin için herhangi bir kıymeti olabilecek tek elçi, başlattığın reformların kendileri ve bölge için büyük önem arz ettiğini ve bunların küçük ama hayati adımlar olduğunu bağımsız gazetecilere anlatmaya hazır kendi gençlerin. LIV turu devam ettikçe bakışlar bu hakikatten başka yerlere çevrilecek.
© 2022 The New York Times Company