Soğuk Savaş’ın sonundan bu yana dünyayı büyük ölçüde istikrar içinde tutan genel yapı Vladimir Putin’in Ukrayna işgaliyle ciddi yara aldı. Bu yapı ciddi oranda Batı’nın Putin’le bir arada var olma beceresine dayanıyordu. Putin “kötü çocuktu”; dünya düzeninin sınırlarını zorluyor ama genellikle ötesine geçmiyordu.
Ne var ki Putin nedensiz Ukrayna işgali sonucu ülkedeki kentlerde gerçekleştirdiği yıkım ve sivillere yönelik toplu kıyımla birlikte “kötü çocuktan” “savaş suçlusuna” dönüştü. 11 saat dilimini kaplayan, zengin petrol, doğal gaz ve maden kaynaklarına ve dünyada herkesten fazla nükleer başlığa sahip bir ülkenin lideri savaş suçlusuna dönüşmüşse ve bundan böyle Rusya’nın parya muamelesi görmesi gerekiyorsa, bildiğimiz dünya derin bir değişime uğramış demektir. İşler eskisi gibi devam edemez.
Peki Güvenlik Konseyi’nde her kararı veto edebilecek bir savaş suçlusunun yönettiği bir ülke bulunan Birleşmiş Milletler nasıl yararlı olacak? Gezegendeki en geniş toprağa sahip ülkeyle işbirliği yapmadan iklim değişikliğiyle mücadelede etkin bir küresel inisiyatif nasıl başlatılacak? ABD hiç güvenmediği ve nadiren iletişim kurduğu Moskova ile İran nükleer anlaşması konusunda nasıl birlikte çalışacak? Böylesine büyük ve güçlü, üstelik dünyadan kopması durumunda en kuvvetli halinden bile daha tehlikeli olabileceğini bildiğimiz bir ülkeyi nasıl tecrit edip zayıflatmaya çalışacağız? Yaptırımlara tabi Rusya’nın dünyanın en büyük petrol, buğday ve gübre ihracatçılarından biri olduğu bir ortamda dünyaya makul fiyatta yakıt ve gıdayı nasıl sunacağız?
Cevap belli: Bilmiyoruz. Bir başka deyişle 1989’dan, belki de 1939’dan beri görmediğimiz bir jeopolitik ve jeo-ekonomik belirsizlik dönemine giriyoruz.
Üstelik olası bir iyiye gidişten önce işlerin daha da kötüleşmesi muhtemel, zira Putin köşeye sıkışmış bir hayvan durumunda. Sadece Ukrayna işgalinde muazzam hatalar yapmakla kalmadı, başarmayı amaçladığı şeyin tam tersi sonuçlara yol açtı. Bu gerçeği örtmek uğruna savaşta ne pahasına olursa olsun başarı elde etmek için yanıp tutuşuyor.
9 Mayıs inadı
Putin NATO’yu Rusya’dan uzak tutmak için Ukrayna’ya girmesi gerektiğini söylüyordu, halbuki savaş Batı’nın askeri ittifakını diriltmekle kalmadı, kendisi iktidarda kaldıkça NATO’nun dayanışmasını ve silah modernizasyonunu da garantilemiş oldu.
Putin Kiev’deki Nazi kliğini ortadan kaldırmak ve hem Ukrayna halkını hem de o toprakları gerçekte ait oldukları Rusya Ana’nın kollarına döndürmek için Ukrayna’ya girmesi gerektiğini söylüyordu. Hatta ona kalırsa Ukraynalılar bunu dört gözle bekliyordu. Gelin görün ki işgal Ukraynalıları – geçmişte Rus yanlısı olan bazılarını bile – en az bir nesil boyunca Rusya’nın can düşmanı haline getirdi ve Ukrayna’nın Rusya’dan bağımsız, Avrupa Birliği’ne angaje olma arzusunu ateşledi.
Putin bir Blitzkrieg harekatıyla Ukrayna’yı alınca Rusya’nın askeri maharetinin Batı’dan hak ettiği saygıyı göreceğini düşünüyordu. Böylece Texas’tan küçük bir ekonomiye sahip olan Rusya’ya kimse “nükleer silahlı benzinlik” diyemeyecekti. Gelgelelim Rus ordusu ancak beceriksiz ve barbar algısı yaratabildi; sırf mevzi korumak için Suriye ve Çeçenya’dan paralı askerleri bünyesine katmak zorunda kaldı.
Bu kadar hatanın sonunda ve savaşı kendi takdiriyle başlattığı düşünülünce, Putin bir sonuç aldığını, en azından Donbas bölgesinden Karadeniz kıyısındaki Odesa’nın güneyine ve Kırım’a kadar olan doğu Ukrayna’yı kesin olarak ele geçirdiğini göstermek için yanıp tutuşuyor olmalı. Üstelik elbette bu işin 9 Mayıs’a kadar halledilmesini istiyor. Çünkü o gün Rusya’nın II. Dünya Savaşı’nda Naziler karşısında kazandığı zaferin anısına Moskova’da muazzam bir resmigeçit yapılacak.
Dolayısıyla Putin iki yönlü bir strateji için gaza basmış görünüyor. Bir yandan perişan haldeki kuvvetlerini bir araya toplayıp bu küçük askeri ödülü elde etmeye ve elde tutmaya yönlendiriyor. Diğer yandan Ukrayna kentlerini füzeler ve ağır silahlarla dövmeyi sürdürerek elinden geldiğince fazla ölü, mülteci ve ekonomik hasar oluşturmak adına sistematik vahşeti artırıyor. İlk hamlesinin en azından doğuda Ukrayna ordusunu, ikincisinin ise NATO’yu bezdireceğini umduğu açık. Amaç NATO üyelerini aşırı sayıda mülteciye dayanamaz hale getirip Putin ne isterse verip durmasını sağlamak için Kiev’e baskı yapmalarını sağlamak. Dolayısıyla Ukrayna ve NATO’nun etkili bir karşı-stratejiye ihtiyacı var.
Üç strateji
Üç ayaklı bir strateji uygulanabilir. İlki Ukraynalıların Putin’le görüşmek istemesi halinde – ki bu yönde çağrıları var – bunu desteklemek ama aynı zamanda Rus ordusunu topraklarından sürmek istemeleri halinde Ukrayna’ya en iyi silahları ve eğitimi temin etmek.
İkincisi dünyanın “Rus halkıyla değil Putin’le” savaş halinde olduğunu her gün yüksek sesli yayınlarla – bütün araçları kullanarak – duyurmak ve Ruslara Putin’in söylediğinin tam tersini anlatmak.
Üçüncüsü ise Putin’in en büyük gelir kaynağı olan petrole bağımlılığımızı sonlandırmak için çabaları artırmak.
Bu üçünün bir arada uygulanması Rusya içinde Putin’i iktidardan indirecek güçleri harekete geçirebilir.
Elbette bu teklifin kazancı da riski de büyük. Putin’in düşüşü Kremlin’de ondan beter birinin göreve gelmesine de yol açabilir. Hatta kaosu ve kopuşu derinleştirebilir.
Ancak Rusya’nın itibarını ve etki alanlarını yat tutkunu oligarklar, siber hackerlar ve polonyum kullanan suikastçiler yerine yeni Çaykovskiler, Rahmaninovlar, Saharovlar, Dostoyevskiler ve Sergey Brinler üzerine yeniden kurmaya niyetli, görece makul birinin başa geçmesi sağlanırsa bütün dünya daha iyi bir yer olur. Sağlıklı işbirlikleri için sayısız fırsat doğar ve canlanır.
Sadece Rus halkı liderlerini değiştirme hakkına ve becerisine sahip. Ancak etrafı sadık eski istihbaratçılarla dolu eski bir KGB ajanı olan Putin’i yerinden etmek neredeyse imkansız olduğu için bunu yapmak kolay değil.
KGB-ordu gerilimi
Ama olası bir senaryo mevcut: Rus ordusu gururlu bir kurumdur ve Ukrayna’da feci mağlubiyetler almaya devam ederse ilginç bir duruma gelinecek. Ya Putin Ukrayna’daki başarısızlığından dolayı ordunun önde gelenlerini günah keçisi ilan edip onların kellesini almak isteyecek ya da onun bu hamlesini öngören komutanlar hızlı davranıp Putin’i yerinden etmeye çalışacak. Rus ordusu ile Putin’in etrafındaki KGB/SVR/FSB güvenlik mensupları arasındaki eski yakınlıktan eser kalmadı.
Kısacası dünyanın şimdilerde Putin tarafından sarsılmış olan Soğuk Savaş sonrası düzen yerine daha esnek ve dirençli yeni bir global düzen kurması için gerekli şart, Rus halkı tarafından daha iyi bir liderin başa getirilmesi. Ancak olmazsa olmaz bir şey daha var. Amerika herkesin peşinden gideceği bir demokrasi ve sürdürülebilirlik modeli olmalı.
Ukraynalılar yeni kazandıkları özgürlüğün her zerresini korumak için her türlü fedakarlığı gösteriyor; Amerikalılardan kıymetli demokratik mirasımızı korumaları için küçük fedakarlıklar ve tavizler beklemişiz, çok mu?
© 2022 The New York Times Company