19 Nisan 2024, Cuma
26.11.2021 04:30

İki savaş arasında cinayet

20. yüzyılın en iyi polisiyelerinden biri olarak anılan Bu Kimin Cesedi?’ne imza atan Dorothy L. Sayers, çoğu polisiye okuruna göre Agatha Christie’den bile iyi…

Altın Çağ polisiyesi denince genellikle Agatha Christie ile karşılaştırılan isim Dorothy L. Sayers. Hatta Agatha gibi bir popüler kültür ikonuna dönüşmemiş olsa da bazı polisiye okurlarının gözünde ondan bile iyi. Bu görüşten Sayers’in nispeten gölgede kalmasına duyulan sempatiyi düşsek bile Bu Kimin Cesedi? romanındaki dehası çok şey kanıtlıyor.  1923 tarihli roman şimdi Sahi Kitap tarafından, Sevin Okyay’ın çevirisiyle yayımlandı. Okyay ayrıca Sayers ve kahramanı Lord Peter hakkında bilgilendirici bir önsöz yazmış. “Sayers, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı arasındaki dönemde, kahramanı esprili İngiliz aristokrat ve amatör dedektif Lord Peter Wimsey olan, bir kısmında ise Harriet Vane’in de yer aldığı on dört polisiye romanla kısa hikâyeler yazmıştı” diyor. 

Aristokrat dedektif

Lord Peter ilk bakışta yanlış anlaşılmaya müsait bir karakter. Hatta bunu sanki özellikle istiyor. İşsiz güçsüzlükten kafayı dedektiflik oynamaya takmış, tuzu kuru bir aristokrat gibi davranıyor. Oysa genç adamın savaş gazisi olduğunu, istihbarat subayıyken cephede yaşadığı travmayla baş edebilmek için sosyal hayatta bu maskeyi taktığını çok geçmeden anlıyorsunuz. Alaycılığının arkasında da benzer yaralar var. Lord Peter bu haliyle Sherlock ya da Hercule Poirot’dan çok bugünün iç dünyası karmaşık dedektiflerine benziyor.   Vakaya gelirsek: Kendi halinde bir mimar olan Alfred Tipps bir sabah küvetinde çıplak bir ceset bulur. Maktul ellili yaşlarda bir adamdır. Adli tabibe göre bir darbeyle boynu kırılarak, son on iki saat içinde öldürülmüştür. Üzerinde sadece özenle yerleştirilmiş şık, altın bir monokl vardır. Cesedin oraya nasıl gelmiş olabileceğini açıklayamayan polis akla ilk gelen şeyi yapıp ev sahibiyle hizmetçisi genç kızı tutuklar. Aynı gün zengin bir iş adamı da ortadan kaybolmuştur. Lord Peter soruşturmadan en az kendisi kadar eksantrik annesi Denver Düşesi sayesinde haberdar olur. Gerçeği bulmak için hevesle kolları sıvar. Lord Peter polisi kızdırmaktan zevk alan bir dedektif. Yine de Scotland Yard’dan sıkı bir dost edinmeyi başarmış. Soruşturmayı müfettiş Parker ile beraber yürütüyorlar. Ayrıca sadık uşağı (ve savaştaki çavuşu) Bunter da ikiliye teknik destek veriyor. Tek adam şovundan çok kolektif çalışma halindeler. Kriminoloji, fizyoloji ve psikoloji gibi bilimlerden sık sık yararlanıyorlar. Yetki ve sorumluluk paylaşımları bugünün polisiyesindeki cinayet masası ekiplerini andırıyor. Zaten Bu Kimin Cesedi? romanının bendenize en çarpıcı gelen yanı da bu modernliği oldu. Üstelik sadece Lord Peter’in soruşturma tarzından dolayı değil; romanın kurgusu, karakter analizleri ya da mizah anlayışı da bugün tasarlanmış gibi. Sanki günümüzde birisi oturup eksantriklik olsun diye Altın Çağ polisiyesi yazmış. Romanı bitirince Dorothy Sayers’in internetteki fotoğraflarından birini açıp uzun uzun baktım. O da zekâyla parlayan mavi gözleri ve anlamlı tebessümüyle bana baktı. Bir an birbirimizi görüyoruz sandım.    
  • Bu Kimin Cesedi? / Dorothy L. Sayers / Çeviren: Sevin Okyay / Sahi Kitap / Roman / 224 Sayfa