İstihbarat örgütlerini nasıl bilirsiniz? Haklısınız, saçma bir soru; istihbarat örgütlerinin işi bilinmemek çünkü. Biz fanilerin onlara dair öğrenebildikleri genellikle sadece öğrenmemize izin verilenler ki hepsi buzdağının görünen kısmından ibaret. Yine de arada bazı araştırmalar yayımlanıyor ve merakımızı bir miktar da olsa gideriyorlar. Son yıllarda bu konudaki en iddialı eser İsrailli ünlü gazeteci, The New York Times Magazine yazarı Ronen Bergman’ın Kalk ve Önce Sen Öldür isimli kitabı. Araştırmayı daha da elektrikli kılansa alt başlığı: “İsrail Suikastlarının Gizli Tarihi”. Dizini dahil tam 860 sayfalık kitap şimdi ülkemizde İlhami Erdem çevirisiyle, Bilgi Yayınevi tarafından yayımlandı. En çok merak edilen, romanlara ve filmlere en çok konu olan gizli servislerden biri Mossad kuşkusuz. Bergman’ın kitabı onun ve diğer iki İsrail istihbarat örgütü olan, ordu istihbarat birimi Aman ile İsrail Güvenlik Servisi Shin Bet’in “önleyici” suikastlar tarihini gözler önüne seriyor. Bu anlamda uzun bir seri cinayet romanı gibi. Bergman’ın tutkulu üslubu casusiye romancılarını aratmıyor ve son derece de sinematografik. Tek farkı ise, yazılanların buz gibi gerçek olması… Mossad’ın amacı, saha elemanlarından birinin yazara söylediği kadar net: “Yakın mesafeden işlenmiş, korkudan tir tir titretecek dahice bir cinayet, İsrail bizimle hiçbir ilgisi yok dese bile tetiği çeken parmağın bir İsrailliye ait olduğu gün gibi açık olacak bir eylem.”
Yazarın başına bir şey gelmedi!
Tarih boyunca hedefe Tom Wilkin gibi İngiliz komiserler, savaş suçlusu Naziler, Hizbullah yöneticisi İmad Muğniye gibi siyasi figürler, Ardeşir Hüseyinpur gibi İranlı nükleer fizikçiler, Kara Eylül ve Hamas misali örgütler, Gassan Kanafani gibi Filistinli solcu entelektüeller, kısacası şu ya da bu şekilde Siyonizmin düşmanı olduğuna karar verilen herkes konmuş. Bu arada pek çok hata yapılmış, örgüt içi anlaşmazlıklar ve çuvallamalar yaşanmış. Arada güme giden pek çok sivil de olmuş. Yaser Arafat ya da Leyla Halid gibi efanelerse Mossad’ın suikast birimi Kidon’a rağmen hayatta kalmayı başarmışlar.