Çok uzun zamandır güzellik dünyasında içerikler üreten biri olarak, kendimi güzellik kelimesinin anlamını çok sık sorgularken bulurum. Bu bir his mi, kendine has olmak mı, zamanın fiziksel algısına uymak mı, sağlıklı bir cilde veya etkili bir rutine sahip olmak ya da mutlu olmak mı? Kozmetiğin dünyanın en rağbet gören sektörlerinden biri olduğu ve dolayısı ile güzelliğin anlamının her gün binlerce kez sorgulandığı bir dönemde yaşıyoruz. Atina’da bulunan Kiklad Sanat Müzesi ise yeni sergisi ile cevabı M.Ö. 7 ve 1. yüzyıllar arasında arıyor. 29 Eylül’de açılan Kallos. The Ultimate Beauty’de Antik Yunan, İtalya ve Vatikan’dan seçilmiş 322 eser ve obje sergileniyor. Tam bir çevirisi olmayan ve Sappho, Aristoteles, Plato, Euripides’in de eserlerinde yer alan Yunanca kallos, dış görünüş ve ruhun erdemlerini bir arada gören bir güzellik tarifi anlamına geliyor. Birçoğu daha önce hiç sergilenmemiş olan, ağırlıkla Arkaik, Helenistik ve Klasik dönemlere ait terakota çömlekler, heykeller, broşlar, küpeler, aynalar, makaslar ve tarakların yer aldığı Kallos’ta en ilgi çekici objeler arasında antik parfüm, krem ve merhem şişeleri var. 2 bin 500 yıl öncesinde bile kadınların bakım rutinleri olduğunu keşfetmek ve aslında her şey değişse de, temelde güzellik için harcanan çabanın aynı olduğunu görmek şaşırtıcı olduğu kadar rahatlatıcı. Bu sabah cildimi nemlendirmek, dolayısı ile kendimi daha iyi hissetmek için yüzüme krem sürmenin, rutinimi beni binlerce yıl önceden insanlarla bağlayan küçük ama anlamlı bir gündelik harekete dönüştürdüğünü hissediyorum. Ürün skalası anlamında elbette günümüzle bir karşılaştırma yapmaya bile gerek yok, ancak sergide bakım ürünlerinin çok daha az ama bugüne kıyasla çok daha değerli olduğu gözlemleniyor: Şişeleri yakından incelenebilen ve o dönem için çok pahalı oldukları bilinen gül, safran ve iris yağları, parfüm anlamında antik dönemde var olan sayılı seçenekler.
Tek bir tanım yok
Aralarında İlahi Güzellik, Atletik Güzellik, Ölümlü Güzellik, Şeytani Güzellik’in de olduğu 11 bölüme ayrılan sergi, bütününde güzelliğin katmanları ve beklenmedik yerlerde dahi bulunabileceğine dair, zamanımız için çok kıymetli başlıklar açıyor. Bugün güzellik endüstrisi her ne kadar çeşitliliği desteklemek için adımlar atıyor da olsa, tekdüzeleşmeye ve belirli kalıplar içinde kalmaya olan yatkınlığın bireylere kendilerini kötü hissettirme tehlikesinden çok da uzaklaşmış sayılmayız. Bu sebeple, serginin güzellik tanımının tek bir karşılığı olmadığını bizi geçmişe götürerek hatırlatabilme gücü çok değerli ve önemli. Ana sponsor L’Oreal’in CEO’su Jean-Paul Agon, “Sergi tam zamanında gerçekleşiyor; nitekim insanoğlu bir süredir kaybolmaya yüz tutmuş bir anlayışı yeniden keşfediyor. Yunanlar tarafından icat edilen kallos konsepti, en başından beri bu sergi için heyecanlanmamın sebebiydi,” diyor. Kallos. The Ultimate Beauty, beni de çok heyecanlandırıyor. Nitekim, işin içinde birisi olarak güzellik üzerine sorgulanması ve tartışılması gereken çok fazla başlık olduğunu biliyorum. Belki de bu kez ilhamı çok ama çok eskilerden almak gerekiyor. Sergi, 16 Ocak’a kadar gezilebilir.
Bu projenin geliri şiddet mağdurlarına
Fransız bakım markası Lierac, Türkiye’de Değişimin Rengi adında yeni bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçirdi. Kadına şiddet haberlerini izleyen kadınların tepkileri yapay zeka ile ölçümlendikten sonra, bu duyguları bir renk ile eşleştirildi. Tüm duyguların renk karşılıklarının bir araya gelmesi ile ortaya çıkan mor renk, projeye adını verdi; bir kadın girişimcinin ürettiği mor renkli mumlar satışa çıktı. Peracas’ın kurucusu, genç tasarımcı Beyza Arman da bu proje için bir kolye tasarladı. Satışlardan elde edilen tüm gelirler Mor Çatı Vakfı’na bağışlanıyor. @lieracturkiye
Yenilikler ve dikkatimi çekenler
Bioten’in yüzde 5 oranında C vitamini içeren serum ampulleri. Cildini aydınlatmak ve C vitaminine giriş yapmak isteyenlerin deneyebileceği bir konsantrasyon. Türkiye’de yeni satışa çıkan markanın arkasındaki deneyimli isim ise Estée Lauder. Türkiye eski genel müdürü Ahmet Ramiz. bioten.com.tr Moncler’in LED ekranlı parfümleri. Koku dünyasına ilk adımı atan ve teknolojik inovasyon DNA’sında olan marka, kadınlar ve erkekler için Moncler Pour Femme ve Moncler Pour Homme’u tanıttı. Kadın parfümünde, parfümörlerin özel olarak yarattığı “pudramsı kar”, bergamot, yasemin ve bambulotu notaları bulunuyor. Erkek parfümü ise adaçayı içeren “Alp Yeşili” vetiver ve misk notalarından ortaya çıkmış. İkisinin ortak noktası, odunsu “dağ ormanları” notası. Şişelerin üzerindeki ekrana bluetooth ile bağlanıp dilediğiniz mesajı yazmak mümkün.