Kurumsal hayatla özel yaşamı arasında sıkışan yetişkin bir adamın hikâyesini anlatan ve İstanbul’da geçen Kibritin Ucunda, içinde alevlenenlere karşın karlı bir gecede düşüncelerini soğutan Kerem’i izleyenlerle buluşturuyor. Ofislerin baş tacı olan dönen sandalyelerle sahneye giriş yapan Rıza Kocaoğlu, gittikçe yükselen bir tempo eşliğinde 30’larının başında bir plaza çalışanı olan Kerem’e hayat veriyor. Kendisiyle derin bir hesaplaşmaya girişen Kerem’in yaşadıkları herkesin kalbine dokunan duygularla anlatılıyor. Ve yine hepimizin hayatını belirleyen çocukluk anılarına uzanıyor. Salonda herkesin yüreğini sızlatan anlar, anne ve babanın hikâyeye dahil olduğu saniyeler… Tek kişilik oyunların nefes kesici yanı da bu. Birçok karakteri aynı anda takip ederken hikâyenin içinde kayboluyorsunuz. Bir kitabın sayfalarını heyecanla çevirirken yaşadığınız adrenalini, birçok insanla paylaştığınız ortak bir anda yaşamak apayrı bir his.
03.02.2023 04:30
‘Kibritin Ucunda’ yaşamak
İnteraktif bir 19. yüzyıl oyunu
17 Mayıs 2024
Senfonik bir kutlama gibi
03 Mayıs 2024
60. sanat yılında Devrim Erbil’in İstanbul’u
26 Nisan 2024
Devekuşu Kabare ölmedi artık bir müzede yaşıyor
12 Nisan 2024
Neden artık kitap okuyamıyoruz?
Tüm Yazıları
05 Nisan 2024