Ellisini çoktan geride bırakmış dul Maguy, torunu Felix’in ender bulunur bir lösemi türüne yakalanmasıyla büyük sarsıntı geçirir. Tedavi pahalıdır, Felix’in babası destek vermeye yanaşmamaktadır. Belçika Radyo Televizyonu’ndaki konuk karşılama hostesliği görevinden emekli olmuş Maguy’ün bu ilaç tedavisini karşılaması mümkün değildir. Tam o noktada rastlantı sonucu gördüğü “Hostes Arıyoruz” ilanı Maguy’ün hayatını değiştirecektir. Başvuru için gittiği mekânın sahibi Camille’in ilandaki hostes kelimesinin “fahişe” anlamına gelen bir mecaz olduğunu söylemesiyle sonunda toplumun kafasına düşecek olan küçük kaya büyük bir yardan yuvarlanmaya başlar. 1964’te doğan, yazarlığın yanı sıra tiyatro-sinema yönetmenliği yapan ve özellikle senaryolarıyla dikkat çeken Philippe Blasband, Çağdaş Belçika edebiyatının özgün örneklerinden biri olarak görülen bu romanında, çok sayıda klişeyi bir araya getiriyor. Yakın geçmişte dul kalmış ve hayata tutunmaya çalışan kadın, lösemiye yakalanmış torun, ilgisiz anne-baba, son umut olarak ortaya konan pahalı bir tedavi, parasızlık… Bu noktada Irina Poignet, ana yapısını şu soru üstüne kuruyor: Ya torununuzun hayatta kalması için fahişelik yapmanız gerekirse?
17.09.2021 04:30
Ahlâk nedir, ahlâksızlık nedir?
Yönetmen ve senarist Philippe Blasband’ın romanı Irina Poignet çağdaş Belçika edebiyatının özgün örneklerinden
Suça ‘sessizlikle’ ortak olmak
22 Kasım 2024
Hiç imza gününe gittiniz mi?
15 Kasım 2024
Ailemde herkes masallar anlatır, şiirler okurdu
01 Kasım 2024
Sanat hayatın kenar süsü değil merkezidir
25 Ekim 2024
Tüm canlıların yaşam hakkına saygı
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024