"Saçlarını Japon tarzı yaptırmıyor; uçları kurdeleli atkuyruklarını savuruyordu artık. (…) Bir keresinde ben at olmuştum ve onu sırtıma alıp odanın etrafını sürüne sürüne dolaşmıştım. ‘Dıgıdık, dıgıdık!’ diye bağırıp durmuştu. Ağzıma tıkıştırdığı bir havluyu dizgin niyetine kullanmıştı.”
05.07.2024 04:30
Saplantıdan budalalığa giden yol
Suça ‘sessizlikle’ ortak olmak
22 Kasım 2024
Hiç imza gününe gittiniz mi?
15 Kasım 2024
Ailemde herkes masallar anlatır, şiirler okurdu
01 Kasım 2024
Sanat hayatın kenar süsü değil merkezidir
25 Ekim 2024
Tüm canlıların yaşam hakkına saygı
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024