Bu ülkenin insani, siyasi, iktisadi kültürü İbn Haldun‘un deyimiyle, kabile asabiyyetine dayanıyor. Asabiyyet kavramı İbn Haldun’da aynı soydan insanlar arasındaki “bağlılık”, “yardımlaşma”, “dayanışma” duygusu anlamında kullanılır. Bu büyük düşünür İslam’ın köklerinin kabile asabiyyetine dayandığını söyler. İslam‘ın başlangıcına bakalım. Hacer ül Esved’in, yani ‘Karataş’ın bulunduğu, Hz. İbrahim‘in yaptığına inanılan Kâbe‘nin içinde Lat, Uzza, Menat adlı üç Tanrıça var. Bunlar uzak tanrı “Allah”ın kızları. Önünde oklarla fal bakılan Kâbe kutsal ilan edilmiş, hac ziyareti yapılıyor. Çok önceden beri böyle. Oranın kime yasak, kime serbest olacağı ve gelirlerini kimin alacağıyla ilgili bir iktidar çekişmesi yaşanıyor. Kureyşi-Haşimilerle Ümeyye kabilesinin kavgasıdır bu, buradan başlamıştır. Kureyşiler başlangıçta Ümeyyeleri yenerek İslam‘ı oturttular, ‘’Tanrının Kızları’’na tapmayı ortadan kaldırarak tek tanrılı dini hakim kıldılar ama Ümeyyeler Peygamber’den kısa bir süre sonra gelip iktidarı ele geçirdiler. Hz. Ömer’in Ürdün ve Dımışk valiliğine tayin ettiği Muaviye, Ali’ye biat etmedi, halifeliği hileyle elinden aldı, oğlu Yezid de Peygamber’in torununu öldürdü. Oysa Muaviye, Peygamber’in en büyük düşmanları Ebu Süfyan ve Hind’in oğluydu. O Hind ki Peygamber’in amcası Hamza’yı öldürtüp ciğerini alıp çiğnediği için “âkiletü’l-ekbâd” (ciğer yiyen kadın) diye anılır. Hind’in bütün takılarını Vahşî’ye verdiği, bunların yerine başta Hamza olmak üzere diğer şehitlerin organlarını keserek gerdanlık ve halhal olarak taktığı, Mekkeli kadınları da böyle yapmaya teşvik ettiği belirtilmektedir (İslam Ansiklopedisi). Onun torunu Yezid de Peygamber’in “Cennet Çocuğu” dediği sevgili torunu Hüseyin’in başını kesti. İslam, daha başlangıçta ehl-i beytin, Peygamber ailesinin en büyük düşmanlarının eline geçmişti. İslam’ın ana damarı da kurbanlar üzerinden değil, katiller üzerinden yürüdü. Burada büyük bir acayiplik yok mu? *** Dil ve kültür olarak bağlarımız bulunan Orta Asya‘da da kabile asabiyyeti var. Orada da bir kişi ancak bir kabile üyesi olarak varlığını sürdürebilirdi. Kabileler birbirlerinin koyunlarını, karılarını kaçırır, orada da kabileler arası dostluk ve düşmanlıklarla sürerdi hayat.
12.11.2021 04:30
Modern kabileler
Etik ve ahlak arasındaki fark
15 Kasım 2024
Batı neden laikleri değil dincileri seçti?
01 Kasım 2024
Kültür tarlasına zehirli tohum
18 Ekim 2024
İnsan üzerine notlar...
27 Eylül 2024
Narin bedenlerde adaleti aramak...
Tüm Yazıları
13 Eylül 2024