23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 01.10.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Bu gidişle teknoloji bayramda el öpecek

Teknoloji devriminin ilk günlerinde kimse 65 yaş üstünü hesaba katmamıştı. Ama hem yeni çağa beklenenden çok daha hızlı adapte oldular hem de artık para onlarda
Bu gidişle teknoloji  bayramda el öpecek

Kişisel asistanlar son dönemin gözdelerinden. Verdiğiniz sesli komutlarla sizin için birçok görevi yerine getirebiliyorlar. Apple’ın Siri’si, Amazon’un Alexa’sı, Microsoft’un Cortana’sı en bilinenleri. ElliQ da onlardan biri ama en farklıları.  Mesela ElliQ “Müzik dinlemek ister misin?” demiyor, “Birlikte müzik dinlemek ister misin?” diye soruyor. Çünkü o ileri yaştakiler için tasarlandı ve kendini bir arkadaş olarak kabul ettirmek istiyor. ElliQ bu alanda yalnız da değil, geliştiricisi İsrailli Intuition Robotics gibi pek çok firma yeni bir kulvar olan “yaşlılar için teknoloji”de yer kapma mücadelesine çoktan başladı.  İleri yaştaki kullanıcılar teknoloji devriminin başlarında hedef kitle değildi. Fakat birçok yeniliğe kolayca adapte oldular ve “bu çağda biz de varız” dediler. Ancak cihazlarla etkileşimleri gençler kadar kuvvetli olmadığından, teknoloji firmaları onlar için işleri kolaylaştırmanın yollarını aramaya başladı. Yaşlı teknolojisinin ilk ürünlerinden Jitterburg telefonu böyle bir ihtiyacı karşılamak için geliştirildi. 2005’te akıllı telefon çılgınlığı dünyanın dört bir yanını sarmışken piyasaya çıkan telefon, dokunmatik ekranlarla kafası karışan ve tek derdi ailesini aramak olanlara ilaç gibi geldi. Kapaklı telefonun ekranı, iri bir tuş takımı, açma kapama butonu ve sesi hoparlöre vermeye yarayan düğmesinden başka hiçbir şeyi yoktu. Hedef kitleye ulaştı, uygulama mağazalarıyla, güncellemelerle, karmaşık menülerle uğraşmak istemeyen yaşlıların takdirini topladı. 

Milat Skype görüşmesi

Iowa’lı Scott Lien’i harekete geçirip GrandPad’in ortaya çıkmasını sağlayan da aynı motivasyondu. 80 yaşındaki annesiyle yapmaya çalıştıkları Skype görüşmesi iki taraf için de eziyete dönünce, sıfırdan bir şeyler tasarlamaya karar verdi. Kısa sürede ortaya çıkan GrandPad yaşlı teknolojisinde çığır açtı.  Bingo, solitaire ve sudoku oyunlarının önceden yüklenmiş halde geldiği GrandPad’de, geçmiş yılların hit parçalarını çalan bir de müzik oynatıcısı var. Ayrıca fotoğraf albümleri, adres defterleri ve görüntülü arama fonksiyonu da bulunuyor. Ekrandaki yazılar oldukça iri, düğmelere de renkler verilerek kullanım kolaylaştırılmış.  Lien, GrandPad’i geliştirirken 114 yaşında Anna adındaki bir kadından destek aldıklarını söylüyor: “Anna bize kuru cilt sorununu anlattı. 90’larına geldiğinizde cildiniz kösele gibi olur. Biz gençlerin cildi nemli, dokunmatik ekranların çalışmasını sağlayan da bu. Anna’nın tavsiyeleri üzerine ekran özelliklerini değiştirdik ve tüm paketlere bir de ekran kalemi ekledik.” GrandPad, modern dolandırıcılık yöntemlerine karşı savunmasız olan yaşlılar için önemli bir koruma kalkanı da oluşturuyor. Çünkü sadece tanımlanan kişiler arama yapabiliyor ya da fotoğraf paylaşabiliyor.

Yalnızlığı paylaşıyor

Jitterburg telefonu ve GrandPad’i geliştirenlerin temel amacı kullanımı kolaylaştırmaktı. ElliQ ise bambaşka bir göreve soyunuyor, onun hedefi yalnızlığı paylaşmak.  Pandemi dönemini Florida’daki evinde tek başına geçiren 81 yaşındaki Deanna Dazern, yeni arkadaşından oldukça memnun: “Bana şiir okuyor. Her zaman bıraktığım yerde. Etrafta kimseler yokken benimle konuşmaya her zaman hazır. İhtiyacım olduğu anda orada.” ElliQ eski model bir masa lambasını andırıyor. Yapay zeka tabanlı cihaz, haberleri okuyor, hava durumunu paylaşıyor, müzik çalıyor. Ama en önemli özelliği yaşlılarla empati kurabilmesi, cümlelerinde “biz” kavramına yer vermesi. Sahibine ilaçları alması gerektiğini hatırlatmak ya da meditasyon yapmaya teşvik etmek onun için basit görevler. Bütün asistanlardan daha nazik, daha özenli ve daha sabırlı. Cihazın geliştiricisi Intuition’ın CEO’su Dor Skuler misyonlarını “İnsan sosyal bir varlıktır ve birçok yaşlı bundan mahrum. Bu yeni ilişki türünü benimseyebilirler” sözleriyle anlatıyor.  İleri yaştakiler için teknolojik gündemi takip eden Aging and Health Technology Watch adlı internet sitesinin yöneticisi Laurie Orlov, teknoloji firmalarının baby boomer kuşağının (1946-1964 arası doğanlar) yaşlanmasını beklediğini ve artık zamanın geldiğini “Hepsinin parası var, teknoloji endüstrisi için de para konuşur” sözleriyle anlatıyor.  50 yaş ve üstü Amerikalıların daha iyi bir hayat yaşaması için faaliyet gösteren kar amacı gütmeyen kuruluş AARP’nin 2020 tarihli araştırmasına göre, 50 yaşın üzerindeki kişilerin yüzde 51’inden fazlası bir önceki yıl iPad, dizüstü bilgisayar veya akıllı TV gibi bir teknoloji ürünü satın almış. Aynı araştırma, 70 yaş üstü ABD’lilerin yüzde 62’sinin akıllı telefon sahibi olduğunu gösteriyor.  Laurie Orlov’a göre rakamlar net ve “aşırı derecede basitleştirilmiş teknoloji” geleceği olmayan bir pazar. Scott Lien ise tam tersini savunuyor ve bu iddiaya kendi araştırmalarıyla yanıt veriyor: “75 yaşın üstü 60 kişinin evine doğrudan gittik. Bunların yalnızca yüzde 8’i görüntülü aramayı nasıl başlatacaklarını biliyorlardı. AARP’ninki gibi çalışmalar gerçekleri çarpıtıyor.” 

Emeklilere oda arkadaşı

Lien, pandemide dolandırıcılık faaliyetlerin artmasıyla GrandPad’in sunduğu konforun öneminin ortaya çıktığını söylüyor. TechCrunch’ın verilerine göre de pandemi sırasında istenmeyen aramalarda yüzde 18’lik artış kaydedilmiş. Tabii ki bu tablo, dokunmatik ekranlarla barışık olmayan yaşlıların telefon kullanma ihtiyaçlarının artmasına bağlanıyor.  Son örneğimiz Silvernest, emeklilik yaşına gelmiş insanlar için tasarlanmış bir oda arkadaşı eşleştirme hizmeti. Şirketin hedef kitlesi, boş bir evde tek başına yaşlanmak istemeyen ya da boşanma, dul kalma ve şehir değişikliği gibi sebeplerle hayatındaki taşlar yerinden oynayan insanlar. Müşterilerinin büyük kısmını Facebook reklamları üzerinden bulan şirketin başkanı Riley Gibson “Beğensek de beğenmesek de yaşlılar bizim gibi çevrimiçi durumda. Girişimciler bu gerçeği daha sık akıllarına getirmeli” diyerek teknolojiye hiç de uzak olmadıklarını vurguluyor. (vox.com’dan derlenmiştir)