Güneş milyarlarca yıldır patlamalara sahne oluyor ve bu haliyle sürekli olarak Dünya'ya güneş enerjisi gönderiyor. Ancak patlamaların geldiği seviye durumu daha ciddi bir hale sokabiliyor. Ortalama bir günde, güneş enerjisi fazla hasara yol açmadan saptırılırken bazı zamanlarda ise Güneş, Dünya'nın manyetik alanlarını yırtabilecek kadar güçlü bir fırtına gönderebiliyor.
NASA: Kaos olur
NASA'ya göre, böyle bir fırtına yarın gerçekleşirse, "ekonomileri felce uğratabilecek ve dünya çapında insanların güvenliğini ve geçim kaynaklarını tehlikeye atabilecek" teknolojik bir kaosa neden olabilir. Neyse ki bu fırtınalar çok nadir görülüyor. Ancak Business Insider'a konuşan uzmanlar, Güneş'imizin 20 yıllık bir faaliyet zirvesi öncesinde huzursuzlaştığını, bunun da önümüzdeki yıllarda Dünya'ya bir fırtına gelme ihtimalinin daha yüksek olduğu anlamına geldiğini söyledi.
Güneş dönerken koronal delik ortaya çıkarken bu delikler inanılmaz derecede hızlı güneş rüzgarları püskürtebilir ve bunların Dünya'ya ulaşması de muhtemel.
Üç farklı Güneş olayı, Dünya'nın manyetik alanlarını bozan yüksek hızlı parçacıklar gönderebilir: Güneş patlamaları, koronal delikler veya koronal kütle atımları (CME'ler).
Yüzyılda bir gerçekleşiyor
Bunlar Dünya'ya yeterince şiddetle çarparsa, bizi uzay havasının en kötüsüne karşı koruyan Dünya'nın iyonize tabakasını soyabilir. Bu da daha fazla yüklü parçacığın akması için kapıyı açabilir. Reading Üniversitesi'nde uzay fiziği profesörü olan Mathew Owens Insider'a verdiği demeçte, "Yüz yılda bir gerçekleşen bir olaydan bahsediyoruz" sözlerini kaydetti.
Bu tür güçlü jeomanyetik fırtınalar her zaman meydana gelebilir. Ancak, güneşin manyetik alan çizgilerinin daha fazla karıştığı ve büküldüğü yaklaşık her 11 yılda bir gerçekleşen güneş aktivitesinin zirvesi sırasında daha olası hale gelebilir. Bu gerilim, güneşin daha fazla güneş lekesi, daha fazla güneş patlaması ve daha fazla koronal delik yaratma şansını artırıyor. Tüm bunlar, yüzyılda bir gerçekleşecek bir olayın ortaya çıkması için daha fazla imkan sunuyor.
University College London'da Dr. Daniel Verscharen yaptığı açıklamada "Çok daha güçlü olaylar her döngüde gerçekleşmiyor. Ancak yaklaşmakta olan gibi güçlü bir döngünün maksimum noktasındayken Dünya'da elektrik kesintilerine neden olan olaylardan bazılarının meydana gelmesi daha olasıdır" şeklinde konuştu.
Hiç bu kadar savunmasız kalmamıştık
Kayıtlara geçen en güçlü jeomanyetik fırtınalar, internetin ve bugün gördüğümüz devasa uydu filolarının öncesine dayanıyor. Ne kadar çok altyapıya güvenirsek, arızalarına karşı o kadar savunmasız olabiliriz. 1859'daki Carrington Olayı, şimdiye kadar kaydedilmiş en güçlü güneş fırtınası olarak kabul edilir. Ancak ortalığı karıştıracak çok az altyapı olduğu için oldukça az hasarla atlatılan bir hadise.
Bu afet meydana geldiğinde telgraf operatörleri ekipmanlarından elektrik şoku aldılar ve fırtınanın yarattığı akımlar tellerden geçerken telgraf istasyonlarında yangınlar çıktı.
Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan tehlike
Bir başka kayda değer fırtına 1989'da meydana geldi. Bu fırtına daha az güçlü olmasına rağmen daha yıkıcıydı. O zamana kadar elektrik şebekelerine ve küresel iletişime daha fazla güvenmeye başlamıştık. Ancak güç dalgalanması Quebec'te 12 saat süren yaygın bir elektrik kesintisine neden oldu ve kısa dalga radyoyu devre dışı bıraktı. Kanadalılar, Sovyetler Birliği'nin Rusya'ya giden radyo sinyallerini karıştırdığından endişe ediyordu ki bu, Soğuk Savaş döneminde tehlikeli olabilecek bir yanlış anlamaydı.
Bugün olsa neler yaşanabilir?
Neyse ki bu olaylar daha fazla tırmanmadı. Ancak bu, yanlış bir güvenlik duygusuna kapıldığımız anlamına da gelebilir. 90'lı yıllardan bu yana iletişim, uydular, elektrik şebekeleri ve diğer önemli altyapılara olan bağımlılığımız katlanarak arttı. NASA'ya göre, böyle bir fırtınanın bugün gerçekleşmesi halinde, dünyada yaygın elektrik kesintileri, uyduların yörüngeden çıkması ve önemli iletişim ağlarının kesilmesi beklenebilir.
Güneş patlamaları, güneşin içindeki ve etrafındaki güçlü manyetik alanlar yeniden birleştiğinde meydana gelir. NASA'ya göre bu patlamalar Dünya'nın manyetik alanını etkileyerek uydulara ve iletişim ekipmanlarına zarar verebilir. 2022 yılında, güneşten gelen büyük bir radyasyon patlamasıyla tetiklenen bir jeomanyetik fırtına, o zamanlar yeni fırlatılmış olan 40 SpaceX uydusunu devre dışı bırakmıştı.
Peki bilim insanları güneş faaliyetlerindeki bir sonraki zirve konusunda neden endişeli? Güneş'in aktivitesi şu anda artıyor ve bilim insanları özellikle devam eden güneş döngüsünden endişe duyuyor. Bu döngünün nispeten ılımlı olması bekleniyor olsa da Güneş'in son 20 yılda olduğundan daha aktif hale gelmesi bekleniyor.
Manyetik yük
Uzay profesörü Verscharen'e göre bir diğer faktör de Güneş'in manyetik alanının güneye doğru yönelmiş olması. Bu da Güneş'in gönderdiği yüklü parçacıkların Dünya'nın manyetik alanına zıt bir manyetik yük taşıma olasılığının daha yüksek olduğu anlamına geliyor. Bu gelişme, parçacıklara Dünya'nın savunmasını aşmak için daha fazla şans verebilir.
Yüzyılda bir görülen bir fırtınanın bu güneş döngüsünü atlaması hala tamamen mümkün. Ancak bu, zarar görmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Verscharen konu hakkında "Her güneş döngüsünde teknolojik olarak daha da bağımlı hale geliyoruz. Ortalama bir döngünün 20 yıl önce uzay havası etkileri açısından neden olabileceği şey, ortalama bir döngünün şu anda uzay havası etkileri açısından neden olabileceğinden çok daha azdır" dedi.
Dünya tarihinde kaydedilen en şiddetli güneş fırtınası 1859 yılında meydana gelmişti. Carrington Olayı olarak da bilinen bu güneş fırtınası sonucu normalde kutuplara yakın bölgelerde gözlemlenen kuzey ışıkları ekvatora kadar ilerlemişti.
Her iki uzman da bir fırtınanın yaygın sonuçlar doğurması için Carrington düzeyinde bir olay olması gerekmediğini söyledi.
Uzun mesafeli uçuşları olumsuz etkiledi
Mevcut güneş döngüsü şimdiden tahribata neden oluyor. Güçlü güneş patlamaları, kutupların üzerinden geçen uzun mesafeli uçuşları aksatabilecek radyo kesintilerine neden oldu.
Onlarca Starlink uydusu yok oldu
Elon Musk'ın SpaceX şirketi de güneş fırtınasının atmosferin genişlemesine yol açarak uyduların sürüklenmesini arttırması ve daha kullanılmadan yanmalarına neden olması nedeniyle 40 Starlink uydusunu kaybetti.
Verscharen, tüm bu tür gelişmelerin bbüyük mali etkilerinin olabileceğini söyledi.
Zamana karşı yarış
Mevcut döngünün 2025 civarında zirve yapması bekleniyor. Verscharen ise güneş zirveden aşağı inerken jeomanyetik fırtınaların meydana gelme olasılığının daha yüksek olduğunu söyledi.
Kuzey ülkeleri daha riskli
Verscharen, o zamana kadar ABD, Kanada, İsveç ve İngiltere gibi yüksek enlemlerdeki ülkelerin özellikle dikkatli olması gerektiğini, ülkenin enlemi ne kadar yüksekse güneşli havaya karşı o kadar savunmasız olduğunu söyledi.
Alınabilecek önlemler
Yine de fırtınaların en kötü etkilerini hafifletmenin yolları var. Operatörler yeterli uyarı ile altyapıyı güneş fırtınalarının en kötü etkilerinden korumak için önlemler alabilirler. Örneğin stratejik olarak elektrik şebekelerini kapatabilir, uçakların rotasını değiştirebilir ya da uyduların yerini değiştirebilirler.
Verscharen ve Owens gibi bilim insanları şimdi, gelişmiş uyarı sistemlerimizi ileriye taşımak için güneş olaylarını daha güçlü kılan şeyin ne olduğunu anlamak için yarışıyorlar. Avrupa Uzay Ajansı da potansiyel olarak tehlikeli güneş lekelerini ve koronal delikleri Dünya'nın görüş alanına girmeden günler önce tespit etmek üzere güneşin arkasına geçecek olan Vigil uydusunu fırlatmak istiyor.
Verscharen, uzay havasının daha iyi anlaşılması ve özellikle şu anda uzayda hızla büyüyen özel sektörün daha fazla dikkat hamleler yapmasıyla bu tür afetlerin önünün alınabileceğini savundu.