Microsoft, yapay zekâ (AI) ve bulut servislerinin İsrail ordusu tarafından Gazze ve Batı Şeria’daki milyonlarca Filistinliyi izlemek için kullanıldığına dair iddiaların ardından, ordunun bazı hizmetlere erişimini durdurduğunu açıkladı.
Karar, Guardian gazetesi ile İsrail merkezli +972 Magazine ve Local Call tarafından yürütülen ortak bir araştırmanın ardından Perşembe günü duyuruldu. Ağustos ayında yapılan araştırma, İsrail ordusunun Microsoft’un Azure bulut platformunu Filistinlilere yönelik kitlesel gözetim için kullandığını ortaya koymuştu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında iki yıldan az bir sürede 65 binden fazla kişinin öldüğü bildiriliyor.
Çalışan protestoları ve şirket içi gerilim
Al Jazeera'da yer alan habere göre, Microsoft son aylarda, yazılımlarının Gazze’de kullanılmasına karşı çıkan çalışanlarını işten çıkardı ya da polise bildirdi. Ağustos ayında dört kişi işten atıldı, bazı çalışanlar da şirketin İsrail ordusuyla bağlarını protesto ederek istifa etti.
Şirket bu iddiaları defalarca reddetti ancak soruşturmanın ardından Washington merkezli Covington & Burling hukuk bürosu ve adı açıklanmayan bir teknik danışmanlık şirketi aracılığıyla dış inceleme başlattı.
Microsoft’un açıklaması
Microsoft Başkan Yardımcısı Brad Smith, Perşembe günü çalışanlara gönderdiği mesajda dış incelemenin sonuçları doğrultusunda bazı hizmetlerin engellendiğini duyurdu:
“İsrail Savunma Bakanlığı’na (IMOD), belirli bulut depolama ve yapay zekâ hizmetlerini içeren aboneliklerin sona erdirildiğini bildirdik. Amacımız, hizmetlerimizin sivillerin kitlesel gözetiminde kullanılmamasını sağlamaktır.”
Smith, kararın Azure platformu ve AI hizmetleriyle bağlantılı olduğunu belirtti ancak hangi ürünlerin engellendiğini açıklamadı. İsrail’in kendi siber güvenliği için Microsoft’un diğer ürünlerini kullanmaya devam edeceğini ekledi.
Azure’un rolü
Azure, sınırsız dijital depolama ve güçlü yapay zekâ özellikleri sunuyor. Ağustosta yayımlanan soruşturma, 2021’de Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın, İsrail’in istihbarat birimi Unit 8200’ün başındaki Yossi Sariel ile Seattle’da görüştüğünü ortaya çıkarmıştı. Görüşmede, İsrail istihbaratının “hassas” verilerinin Azure üzerinde depolanması konuşulmuştu.
Bu görüşmeden sonra Unit 8200, Gazze ve Batı Şeria’daki milyonlarca telefon görüşmesini kaydeden ve depolayan bir gözetim sistemi kurdu. Birim, yapay zekâ desteğiyle sinyal istihbaratını güçlendirdi.
Microsoft gerçekten bilmiyor muydu?
Microsoft, müşteri gizliliği politikaları nedeniyle İsrail’in hizmetleri nasıl kullandığını bilmediğini savunuyor. Ancak sızan şirket belgeleri ve Microsoft çalışanlarıyla yapılan görüşmeler, Filistinlilere ait verilerin Azure üzerinde tutulduğunu gösteriyor. Unit 8200’den kaynaklar, bu verilerin Gazze’ye yönelik hava saldırılarında hedef belirlemek için kullanıldığını söyledi.
Gazeteci Meron Rapoport, “Başından beri anlaşma, Filistinlilere gözetim yapan Unit 8200’ün başındaki isimle Microsoft’un en üst düzey yetkilileri arasındaydı” dedi.
Kararın etkisi ne olacak?
Teknoloji analistleri, Microsoft’un bu kararının İsrail’in gözetim faaliyetlerini ne ölçüde sınırlayacağının belirsiz olduğunu belirtiyor. Ordunun Azure ve AI hizmetlerine erişiminin gerçekten engellenip engellenmediği ya da alternatif sistemlerle gözetimi sürdüreceği soru işareti olarak görülüyor.
Uluslararası toplum Microsoft'un kararını nasıl karşıladı?
Gazze savaşında şirketin rolünü protesto ettiği için işten çıkarılan veya gözaltına alınan bir düzineden fazla Microsoft çalışanından biri olan Hossam Nasr, Perşembe günü AP’ye yaptığı açıklamada, Microsoft’un İsrail ordusuna yönelik bazı hizmetleri durdurma kararını “emsalsiz bir zafer” olarak nitelendirdi ancak bunun “nihayetinde yetersiz” olduğunu söyledi.
Nasr, Microsoft’un eski çalışanlarını da kapsayan No Azure for Apartheid grubunun organizatörlerinden biri. “Microsoft yalnızca İsrail ordusundaki bir birim için çok küçük bir hizmet grubunu kapattı. Microsoft’un İsrail ordusuyla yaptığı sözleşmenin büyük çoğunluğu hâlâ yürürlükte” dedi.
Microsoft’un adımına yanıt veren ismi açıklanmayan bir İsrailli yetkili, AP’ye yaptığı açıklamada kararın İsrail ordusunun “operasyonel kabiliyetlerine hiçbir zarar vermeyeceğini” belirtti.
Filistinlilerin gözetimi: “Red Wolf” sistemi
Al Jazeera, İsrail’in Filistinlileri sürekli gözetlemesinin fiziksel ve psikolojik etkilerini belgelemişti. İşgal altındaki Batı Şeria’nın bazı bölgelerinde İsrail ordusu, Red Wolf adlı yüz tanıma sistemini devreye soktu.
Sistem, özellikle Hebron’daki askeri kontrol noktalarında ve Doğu Kudüs’te kullanılıyor. Filistinlilerin yüzleri, rızaları olmadan taranarak bir veri tabanına ekleniyor. Bu sistem, İsrail’in sadece Yahudi yerleşimcilere açık yol ağları oluşturmasına ve Filistinlileri dışlayan ayrımcı politikalara hizmet ediyor.
Hak savunucuları, Çin’in Uygur Müslümanlarını gözetlemek için uyguladığı yöntemlerin benzerinin İsrail tarafından Filistinliler üzerinde uygulandığını belirtiyor.
İsrail’in gözetim teknolojileri ve Pegasus skandalı
Filistinliler uzun süredir, İsrail’in ürettiği casus yazılımları kendi üzerinde test edip daha sonra başka ülkelere sattığını söylüyor. İsrail merkezli siber güvenlik şirketi NSO Group, 2021’de Pegasus yazılımıyla büyük tepki toplamıştı. Pegasus’un müşterileri, muhalif siyasetçileri, aktivistleri ve gazetecileri hedef almıştı. Bunlar arasında Al Jazeera çalışanları da vardı.
Müşterilerin isimleri açıklanmadı, ancak Azerbaycan, Bahreyn, Macaristan, Hindistan, Kazakistan, Meksika, Fas, Ruanda, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde yoğunlaştığı bildirildi.
Uluslararası raporlar: “Apartheid pekiştiriliyor”
Amnesty International, Mayıs 2023’te yayımladığı raporda İsrail’in Hebron ve Doğu Kudüs’te gözetimi artırdığını ve Red Wolf sistemini “apartheid rejimini pekiştirmek” için kullandığını duyurdu.
Raporda, “Bu gözetim, İsrail yetkililerinin Filistinliler için düşmanca ve zorlayıcı bir ortam yaratma ve onların stratejik bölgelerdeki varlığını en aza indirme girişiminin parçasıdır” denildi.
Amnesty’ye göre Red Wolf, Filistinlilere dair adres, aile bilgileri ve sorgulanmak üzere aranıp aranmadıkları gibi verilerin tutulduğu geniş Wolf Pack veri tabanına bağlı. Sistem ayrıca, askerlerin bu bilgileri sahada cep telefonlarından erişebildiği Blue Wolf adlı uygulamayla da entegre çalışıyor.
Kaynak: Gazete Oksijen
