mRNA teknolojisiyle çok kısa sürede geliştirilen Covid aşılarının güncellemesi de hızlı oldu. Bu teknolojiyle aşı üreten BioNTech/Pfizer ve Moderna kısa sürede Omicron varyantına özel aşıları üretip satışa başladı. Ancak önce aşılarla ilgili ciddi bir sağlık sorununa sebep olabileceğine dair iddialar ortalığı karıştırdı. ABD’de ön incelemelerde BioNTech’in ürettiği yeni aşının 65 yaş ve üzeri kişilerde aşıdan sonraki 21 gün içinde beyne kan akışının durmasıyla oluşan inme (stroke) riskini artırdığına ilişkin bazı veriler olduğu açıklandı. Ancak bunun bazı veritabanlarından geldiği, diğer veritabanlarında böyle bir sonuçla karşılaşılmadığı belirtildi. Singapur’dan gelen son verilerde de herhangi bir riskin olmadığı görüldü.
Pfizer/BioNTech’ten yapılan açıklamada, 65 yaş üzerinde böyle bir risk olabileceğine dair kısıtlı verilerin kendileriyle de paylaşıldığı, ancak aşının inme riskini artırdığına yönelik bir sonuca ulaşmanın doğru olmadığı belirtildi.
ABD’de salgınla mücadelenin 1 numaralı otoritesi CDC’nin verilerine göre 65 yaş üzerinde 550 bin kişi Pfizer/BioNTech’in bu yeni aşısından oldu. Bunların 130’unda inme görüldü. Bunun üzerine bir güvenlik kontrol sistemi aşıyla ilgili uyarı verdi ve bu şüpheler bu şekilde ortaya çıktı. Tartışmaların yoğunlaşması sonrası aynı aşıların kullanıldığı Singapur Sağlık Bakanlığı da bir açıklama yaparak aşının bu ülkedeki sonuçlarında inme riskinde artış tespit edilmediğini duyurdu.
Üç büyük problem
Bu yeni aşılarla ilgili ikinci önemli iddiayı ise ABD’de Wall Street Journal gazetesi yazdı. Son araştırmaların bu yeni aşıların vaat ettikleri korumayı sağlayamadıklarını gösterdiğini, ancak aşı üreticilerinin ve bazı uzmanların bu aşıların mutlaka kullanılması gerektiğini söylemeye devam ettiğini yazan gazete, “Aldatıcı kampanya” başlığını attı. WSJ, ABD’deki sağlık otoritelerinin eşi benzeri görülmemiş şekilde bu aşıların geliştirilmesi için firmalara baskı yaptığını, güvenlik ve etkinliğini gösteren veriler ortaya çıkmadan kullanımına onay verdiğini belirtti. Gazeteye göre aşı güncelleme fikri mRNA teknolojisi sayesinde çok akla yatkın gelmişti. Ancak bu konuda üç problem ortaya çıktı. Birincisi virüs aşı güncellemesi için gereken süreden çok daha hızlı değişime uğradı. Güncellenen aşılar bile yeni virüslere göre eski kaldı.
İkincisi orijinal virüse göre hazırlanan ilk aşılar hepimizin bağışıklığını kodladı. Yeni aşılarla yapılan ek dozlar bu nedenle az sayıda antikor üretilmesine sebep oldu.
Üçüncüsü antikorlar sadece birkaç ay içinde etkinliğini kaybetmeyi sürdürdü.
Aşılar kalp kası iltihabı yapmıyor
Covid salgını sırasında aşı karşıtlarının en önemli iddialarından biri aşıların kalp kası iltihabına (miyokardit) sebep olduğu ve insanları ölüme götürdüğüydü. Oysa bu hastalığa yakalanma riski, Covid-19’a yakalanan kişilerde kat kat daha fazla. ABD ve Hindistan’da görevli üç bilim insanı tarafından 58 milyon kişinin verilerinin yer aldığı 22 araştırma incelenerek yapılan meta-çalışmada Covid virüsü kaynaklı miyokardit riskinin, aşıya göre 7 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı.
Hem aşı hem Botox yaptırmayın
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, Covid aşıları Botox’un etkisini azaltıyor. Uzmanlar ‘Botox enjeksiyonlarının etkisi normal dozlarda iki ila dört ay sürer. Ancak mRNA aşıları sonrası artan bağışıklık yanıtı Botox’un etkisini azaltıyor. Bu durumda ya daha yüksek dozlarda ya da daha sık aralıklarla Botox yaptırmak gerekecek” diyor.
Covid sonrası 18 aya dikkat
Çinli bilim insanları, Covid geçirenlerin kalp yetmezliği, inme, atriyal fibrilasyon ve miyokart enfarktüs dahil ölümcül kalp hastalıklarına yakalanma riskinin, sonraki 18 ay içinde Covid olmayanlara göre yüzde 40 daha yüksek olduğunu buldu. Enfeksiyonun ilk üç haftasında kalp hastalığına yakalanma riski de dört kat fazla. İngiltere’de Mart ile Kasım 2020 arası enfekte olan 7 bin 500 kişinin verilerini inceleyen araştırmanın lideri Prof. Ian CK Wong, Covid geçirenlerin kardiyovasküler komplikasyonlarını teşhis için hastalıktan kurtulduktan sonra en az bir yıl izlenmesi gerektiğini söylüyor.