İzzeddin Çalışlar / [email protected]
Ankara’dan alışıldık bir manzara: Meclis önünde toplanan ahali, Mustafa Kemal ve çalışma arkadaşlarını görmek için oturumun bitmesini bekliyor.
Meclis bir hafta önce beş kez toplanmış ve Lozan Barış Konferansı’na sunulacak TBMM önerisi üzerinde çalışılmıştı. Birbirine zıt bütün fikirlerin çarpıştığı bu süreçte, İsmet Paşa’nın heyet başkanlığına uygunluğu da dahil olmak üzere birçok konu tartışıldı. Akşamüstü saat 17.05’teki son celse ise Mustafa Kemal Paşa’nın konuşmasıyla başladı. O güne kadar yaşananları özetledikten sonra İtilaf Devletleri’nin sunduğu projede ısrar etmesi durumunda savaşın kaçınılmaz olacağını yineledi ve Meclis’in buna karşı hazırladığı metni yetersiz bulduğunu söyledi. Lozan heyetinin hükümete bağlı olduğunu hatırlatıp, “Şahsen vicdanıma, kanaatime, düşünce ve incelemelerime dayanarak söyleyebilirim ki, delegelerimiz görevlerini tam ve mükemmel şekilde yapmıştır. Ulusun ve Meclis’in onurunu koruyarak bizi dünyaya tanıtmış ve başarılı olmuşlardır. Dolayısıyla olumlu bir sonuç almak istiyorsak Meclis’in onlara manevi destek vermesi ve işlerine devam etmeleri gerekir. Ancak böyle yaparsak barış umudu beslemeye devam edebiliriz.”
Paşa ne yapılacaksa bir an önce yapılmasını istiyor, Meclis’teki tartışmaların İtilaf Devletleri tarafından koz olarak kullanılmasına meydan vermek istemiyordu. Askeri önlemlerden geri kalmadan yeniden masaya oturmaktan yanaydı. Bu yüzden muhalif eğilimli güvenoyu yoklaması talebine sahip çıktı ve kendinin de onlara katıldığını açıkladı. Daha fazla tartışmanın sakıncalarını dile getirerek Meclis üyelerini hükümeti onamaya davet etti.