İzzeddin Çalışlar
Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin TBMM’de bir siyasi parti grubu gibi çalışmaya başlamasının üzerinden iki yıl geçmişti ama henüz partiye dönüşme planı uygulamaya konmamıştı. Muhalif gruplaşmanın yarattığı olumsuz etkilerin yinelenmesini önlemek, aynı zamanda fikir ve hareket birliği isteyen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, Meclis’te çatlak ses çıkarmayacak bir seçim sonucu almaya kilitlenmişti. Adaylığı kesinleşenler seçim bölgesine giderek halkı ikna çalışmalarına başlıyordu. İstanbul seçimlerine özel bir önem veren Gazi, işgal nedeniyle tam anlamıyla hâkim olamadığı başkentte toplanan İttihatçılara fırsat vermemek için cemiyetin merkezine bağlı bir yayın ve propaganda komitesi kurdurdu ve ikişer kişiden oluşan propaganda ekiplerinin her bölgeye uzanarak halkı uyarmasını istedi. 1955 yılında yayımlanan hatıratında (Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, Sel Yayınları) Kılıç Ali o günlerdeki atmosferi şöyle anlatmıştı: “İkinci TBMM seçimi öncesinde hâlâ işgal altında olan İstanbul’la bir türlü düzenli ilişki kurulamamıştı. Bu yüzden bazıları kötü zihniyet ürünü propaganda yapıyor ve düşman süngüsü altında inlemekte değillermiş gibi davranıyordu. Ülkenin başına yeni dertler açabilecek bu hareketlerin ipini, özellikle geri planda duran İttihatçılar ve meşhur Kara Kemal elinde tutuyordu ve seçim sonrası önemli roller kapmayı planlıyorlardı. Eski Şirket-i Hayriye kaptanlarından İzzet Efendi’nin oğlu Niyazi Bey’in evinde ya da Kara Kemal’in Mesadet Han’ındaki ofisinde yaptıkları toplantılarda bazı kararlar alınıyordu. Kara Kemal ilk kez Ankara’ya geldiğinde Selahattin ve Kara Vasıf beyler ziyaretine gitmiş, uzun uzadıya konuşmuşlar, bir parti kurup meydana çıkmayı planlamışlardı. Kara Kemal’in ofisinde alınan kararlar da seçimde Mustafa Kemal’i devirme ve İttihatçılara hakimiyet sağlama amaçlıydı.”