23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.02.2023 04:30 | Son Güncelleme: 10.02.2023 11:07

İzmir kongre için hazır

Ulusal bağımsızlığın ekonomik başarıyla pekiştirilmesi için atılan ilk adım İzmir İktisat Kongresi olacaktı. İzmirliler kurtuluştan sadece beş ay sonra, ülkenin her yerinden gelen 1135 delegeyi ağırlamaya hazırlanıyordu
İzmir kongre için hazır

İzzeddin Çalışlar / [email protected]

Ev sahibi kentteki delege seçimi, ocak ayı ortasında Belediye Konağı’ndaki bir toplantıda yapılmıştı. Vali Mustafa Abdülhalik (Renda) başkanlığında toplanan ticaret ve ziraat odaları, Belediye Meclisi ve Müdafaai Hukuk Cemiyeti üyeleri arasında yapılan oylama sonucunda liste şöyle belirlendi: İş adamı Uşakizade Muammer, işçi kesimi adına İplikçizade Fikri, çiftçiler adına Necati, köylüler adına Rahmi, şirketler adına Palamut Şirketi Müdürü Kamil, tüccarlar adına Ahçızade Mustafa Nuri, sanayiciler adına Sanayi Mektebi Müdürü Sezai ve Dr. Menekşelizade Hüsnü.

Kongrenin yan etkinliği olanak planlanan kadınlar toplantısı için de işçi kesiminden Hayriye, Emine, Şefika, Münire ve Nigar hanımlarla, çiftçiler adına Kurtuluş Savaşı kahramanı Kara Fatma (Seler) uygun görülmüştü.

Diğer bir etkinlik de Numune Sergisi’ydi. Tüccardan Cemil, Balcızade Hakkı, Dr. Memduh, komisyoncu Hüsnü Fehmi ve Eczacıbaşı Ferit sergi hazırlama komisyonuna seçildi. Kongre için amblem, çiftçi, sanayici, tüccar, işçi kesimleri için armalar çizilmiş, yaka kartları basılmıştı.

Kongreye giriş kartı (solda), kongrenin amblemi ve katılan delegelerin armaları

Delegeler 11 Şubat’tan itibaren ülkenin her yanından İzmir’e gelmeye başladı. İzmir’de yeterli otel olmadığından birçoğu dostları ve hemşerilerinin evine yerleşiyor ya da yatakhaneye çevrilen tütün depolarında ağırlanıyordu.

‘İzmir’de daha iyisi olamaz’

12 Şubat günü kongrenin yapılacağı salonu gezen Akşam muhabiri, gözlemlerini ertesi gün yayımlanan gazetede şöyle aktardı: “Bugün İktisat Kongresi’nin toplanacağı eski Gümrük civarındaki Hamparsumyan Depoları’nı gezdim. Yanımda bulunan Belediye Meclisi üyesi Vehbi Bey, kongre salonu ve serginin her tarafını gezdirdi. Vehbi Bey kongrenin düzenini sağlayacak komisyonda da bulunuyor. Bu nedenle kongre ve sergi hakkında bilgiler verdi. Kongrenin yapılacağı mekân, bu iş için çok uygun ve İzmir’de daha iyisi olamaz. Alt kat kongre üyelerinin tartışmalarına, üst kat ise dinleyicilere ayrılmış. Başkanlık makamını bir sahne gibi kabul edersek, dinleyicilere ayrılan üst kat, bu sahnenin çevresini daire biçiminde saran localarla çevrilmiş. Gerek başkanlık makamı gerekse kongre toplantılarına ayrılan salon, yüzlerce kıymetli halı ve şanlı bayraklarımızla süslenmiş. Burası hemen hemen dört, beş bin kişi almaya uygun. Binanın diğer tarafları da Numune Sergisi’ne ayrılmış durumda.” 

Topkapı Sarayı’ndaki kutsal emanetler Konya’ya nakledildi

Yüz yıl önce bu hafta Time’da çıkan üç haber, Lozan’daki çıkmazın aşılmaz olacağı endişesini yansıtıyordu. Türklerin hasımları arasındaki rekabetten yararlanarak çözümsüzlük benimsediği görüşü ağırlıktaydı. Yine de Türklerin güçlü bir ilerleme dürtüsüne sahip olması, medeni dünyayla barışı gerektiriyordu. Time’a göre Lozan’da yapılan teklif, Türkler için eşsiz bir fırsat, alternatifi ise yorucu çatışmalar ve batı yerine Bolşevizm’in taleplerine boyun eğmekti. Bölgede uzun zaman geçirmiş ünlü gezgin ve yazar Sir Valentine Chirol da Batı uygarlığının Türklerle herhangi bir uzlaşma aramasını boş çaba olarak görüyordu.

Manchester Guardian ve Westminster Gazette de konferansın başarısızlığının tek sebebi olarak Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kendi evlerinin efendisi olmak için cahil ve fanatik köylüleri çevresinde toplaması gösteriliyordu. Beceri yoksunu bu kararı dikte edenler Türkiye’nin yöneticisi olamazdı.

Lozan’dan ayrılan İsmet Paşa, 10 Şubat akşamı eve dönüş yolunda Bükreş’e vardı. İki gün üst üste Romen Dışişleri Bakanı Duca ile görüştükten sonra İstanbul’a doğru yola çıktı. O sırada İstanbul’da gizli bir çalışma yapılıyordu. Lozan’da dile getirilen konulardan biri de 1917’den beri Topkapı Sarayı’nda saklanan Kutsal Emanetler olmuştu. Bunların üzerinde Hicaz Emirliği’nin de hakkı olduğu ve asırlardır durdukları yere iade edilmeleri gerektiği dile getirilmiş, İsmet Paşa bu konuda da ödün vermemişti. Görüşmelerin kesintiye uğramasından sonra olası bir yağmaya karşı önlem olarak imparatorluğun paha biçilmez tarihi varlıklarıyla Kutsal Emanetler’in acilen Anadolu’ya nakli kararlaştırıldı. Bu görev sarayın hazine kethüdası Refik’e verildi ve yüzlerce sandık özenle İstanbul’dan Konya’ya kaçırıldı.

Limandaki kruvazör

Bir ay öncesinde Ankara’dan gelen notayı İstanbul’daki İtilaf Devletleri temsilcilerine ileten Dr. Adnan (Adıvar), İzmir Limanı’nda bekleyen bin tonu aşkın tüm askeri gemilerin ayrılmasını istemiş, körfezde aynı anda aynı ülkeye ait iki gemi bulundurulamayacağını bildirmişti. 8 Şubat günü limanda ABD, Hollanda ve İtalya donanmalarına ait üç gemi buluyordu.

İngiliz donanmasının Akdeniz’deki karakol kruvazörü HMS Curacoa İzmir Limanı’nda...

13 bin tonluk Fransız savaş gemisi Ernest Renan ve beş biner tonluk iki İngiliz kruvazörü Cambrian ve Calypso da körfez girişindeydi. Talimatlara aykırı bu durum yetmezmiş gibi aynı gün Kraliyet Donanması’nın Akdeniz’deki karakol kruvazörü HMS Curacoa da ufukta belirdi. En son 23 Eylül’de limana gelip şehrin tahliyesine katılan geminin bu emrivaki ziyareti, İzmir Valisi’nin huzurunu kaçırdı. HMS Curacoa’nın kumandasındaki Amiral Nicholson valiye yolladığı mesajla, barış antlaşması imzalanana kadar İtilaf Devletleri’nin hiçbir kısıtlamaya uymak zorunda olmadığını ve İzmir’de bulunmasını hükümetinin emrettiğini bildirdi. Bunun üzerine Vali Abdülhalik (Renda) durumu Batı Cephesi Müstahkem Mevki Kumandanlığı’na ve Ankara’ya bildirdi. Kongre hazırlıkları sırasında gerginlik yaratan bu ihlal ertesi gün de sürdü. İngiliz Konsolos Urquhart, amiralin İzmir’deki en üst düzey komutanla görüşmek istediğini bildirince, talebi Fevzi (Çakmak) Paşa’ya iletildi. O da Asım (Gündüz) Paşa’yı görevlendirince taraflar 10 Şubat günü Naim Palas Oteli’nde buluştu. Ayaküstü yapılan görüşmede, İngiliz ve Amerikan amirallerin statükoyu koruma talebi, hükümetler arası görüşme konusu sayıldı ve aynı gün Ankara’dan İzmir ve İzmit limanlarının yabancı gemilere tamamen kapatıldığı kararı geldi.

Gazi’nin gezisi sürüyor

6 Şubat’ta Latife Hanım’la Akhisar’dan Balıkesir’e gelen Mustafa Kemal Paşa şehirde inceleme ve ziyaretler yaptıktan sonra, gece şerefine düzenlenen fener alayını izledi. O gün Fransız general Bourbon’dan gelen mektup sadece evliliğini değil “İslâmın savunması ve Türkiye’nin yeniden kazandığı yüce şanlı şerefi” de kutluyordu.

Paşa ve Latife Hanım Ergama’da köylülerle.

Ertesi gün Zağnospaşa Camii’nde cuma namazı kılan Gazi, şehitler için okunan mevluttan sonra minbere çıkarak bir hutbe verdi. Konusu cuma hutbelerinin dili ve içeriğiydi. Halkı köle gibi halife ve padişahın arkasından gitmeye zorlamak için Arapça okunmasını ve güncel ihtiyaçlara değinilmemesini eleştiren Gazi, “Hutbeden amaç, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermekten başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene öncenin hutbelerini tekrarlamak, insanları bilgisizlik ve aymazlık içinde bırakmaktır” dedi. Kazım Karabekir Paşa’nın da eşlik ettiği gezinin 8 Şubat’taki durağı Balya’ydı. Yol üzerinde Ergama’da (Gökçeyazı) verilen mola sırasında köylü ve çocuklarla sohbet ettikten sonra askeri birlikler denetlenip geçit töreni izlendi. Balya’da belediye ve Müdafaai Hukuk Cemiyeti şubesi ziyaret edildikten sonra, ertesi akşam Edremit’e varıldı. Gece burada da bir fener alayı düzenlendi. 10 Şubat gününün tamamı İzmir’e dönüş yolunda geçti. Lâtife Hanım’la beraber konağa döndüklerinde evliliklerini kutlayan bir mektup daha aldılar. Kayseri’den gelen tebrik mesajı Türk Ortodoksları Başpiskoposu’ndan gelmişti. Bir telgrafla teşekkür edildi. Masada bir de davetiye vardı. Çiftin iki gün sonra Sanayi Mektebi’nde düzenlenecek çay ziyafetini onurlandırması rica ediliyordu.

Kongrenin yapıldığı Hamparsumyan depoları bugün yok.

Dersimiz iktisat

Anadolu gazetesi muhabirinin Ekonomi Bakanı Mahmut Esat’la (Bozkurt) yaptığı görüşme sonrası çıkan söyleşi, hükümetin büyük bir iktisat kongresi hazırlığında olduğunu haber veriyordu. Bakanın tam bir seferberlik anlayışı içinde yürütüldüğünü belirttiği organizasyonun gerekçesi ise “Büyük Taarruz’dan sonra önümüzde açılan yeni sahada mutlaka muzaffer olmak zorundayız. Bu yeni saha iktisat sahasıdır. Bu yüzden şimdi iktisadi savaşa gidiyoruz” diye özetlenmişti. Girişim duyulur duyulmaz İngiliz ve Yunan basınında da yer aldı. İlk yorumlar kongrenin doğrudan yabancı sermaye düşmanlığı yayma amacında olduğunu iddia ediyordu. Bakan, kasıtlı bulduğu yorumları şu sözlerle yalanladı: “Türkiye’nin iktisadi kesimleri, en değerli varlıklarıyla her ülkedeki gibi ulusal ekonomisini geliştirmek için toplanıyor. Yasa ve düzenlemelere uyma kaydıyla, ülkemize yatırım yapmak isteyen yabancı sermayeye karşı düşmanlığımız yok. Hatta onları her şekilde korumaya da hazırız.”

Bu tavra örnek olarak nisan ayında imzalanması planlanan Chester projesini gösteren bakan, düşmanlık güdenlerin çabalarının sonuçsuz kalacağını ekleyerek, İzmir’de düzenlenecek kongrenin iktisadi savaşın kıvılcımı olacağını ileri sürdü. Kongreye katılanların konaklama ihtiyacı karşılanacak, alınan kararlar TBMM ve hükümete sunulacaktı.

Bakanlık kongre hazırlıklarıyla uğraşırken İstanbul’dan da bir katılım haberi geldi. Milli Türk Ticaret Birliği, düzenlemeyi planladığı Dış Ticaret Kongresi’ni ertelediğini ve İzmir’deki kongreye katılma kararı aldığını bildirdi. Kongre Başkanı Hüseyin Hüsnü, işgal altındaki başkentten şöyle seslendi: “Başkumandanımız Gazi Mustafa Kemal Paşa, bu ulusun yeniden canlanmasını sağladı. Onun azmi, rehber olduğu diğer başarılar gibi ekonomide yükseliş çabalarının da öncüsü olacaktır.”

Kongreye her kazadan sekiz kişi gönderilmesi planlanmıştı. Gruplar birer tüccar, sanatkâr, işçi, işveren ve bankacıyla üçer çiftçi temsilciden oluşacaktı. Temsilci seçiminde servet sahipliği ölçüt olmayacak, kongredeki her katılımcı düşüncesini serbestçe açıklayabilecekti. Bakanlık talimatları vilayetlere göndermiş, delege seçimleri ocak sonunda tamamlanmıştı.

İktisat Kongresi’nin toplanacağı yerin ihtiyacı karşılayacak büyüklükte olması gerekiyordu. İkinci Kordon’da Develi Sokak (Meyveter Gümrüğü) köşesindeki Elie Guiffray’in Bakırcıyan kardeşlere satmış olduğu ve Osmanlı Bankası antreposu olarak kullanılan bitişik hanlar, bu iş için uygun bulunup dekorasyona başlandı.

Haftanın kronolojisi

6 Şubat 1923
İzmir’deki Büyük Britanya ve ABD konsolosları, İzmir Valisi Abdülhalik’i (Renda) ziyaret ederek görüştü. Kentteki diğer konsoloslar da randevu sırasına girdi.

7 Şubat 1923
Eşiyle birlikte Balıkesir’de bulunan Mustafa Kemal Paşa, cuma namazı sonrası halka seslendi.

8 Şubat 1923
Büyük Britanya donanmasına bağlı Curacoa kruvazörü İzmir Limanı’na girdi.

9 Şubat 1923
Mustafa Kemal Paşa Balıkesir’den Balya’ya geçti ve askeri birlikleri teftiş edip geçit törenini izledikten sonra Edremit’e gitti.

10 Şubat 1923
İzmir ve İzmit limanları yabancı gemilere kapatıldı. Mustafa Kemal Paşa ve Latife Hanım İzmir’e döndü.

11 Şubat 1923
İzmir’e gelen yüz elli kadar kongre üyesi ve ekonomi bakanı, vali tarafından Basmane Garı’nda karşılandı.

12 Şubat 1923
Kutsal Emanetler ve Osmanlı hazinesi Konya’ya doğru yola çıktı.