23 Haziran 2025, Pazartesi
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 10.06.2025 09:53 | Son Güncelleme: 10.06.2025 10:20

300 İngiliz diplomattan Dışişleri'ne Gazze mektubu

300’den fazla İngiltere Dışişleri Bakanlığı çalışanı, hükümetin Gazze politikasına itiraz ederek “uluslararası hukukun ihlallerine ortak olunmasından” endişe duyduklarını bildirdi. Üst düzey yöneticiler, bu görüşte ısrar edenlere “istifa etmeleri onurlu bir yol olur” dedi
300 İngiliz diplomattan Dışişleri'ne Gazze mektubu
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan 300’den fazla personel, İsrail’in Gazze’deki eylemleriyle ilgili İngiliz hükümetinin politikalarının, uluslararası hukuka aykırılık taşıdığına dair endişelerini dile getirdikleri bir mektup kaleme aldı. Ancak bu çıkışa bakanlık yönetiminin yanıtı “ya kabul et ya ayrıl” mesajı oldu.

BBC’nin ulaştığı mektup, 16 Mayıs tarihinde Dışişleri Bakanı David Lammy’ye iletildi. Yetkililer, mektupta İsrail’in silahlandırılmasına devam edilmesini, Gazze’de sivillere yönelik ihlallerin göz ardı edilmesini ve uluslararası hukukun açıkça çiğnenmesine rağmen politikaların değişmemesini eleştirdi.

"İstifa etmek onurlu bir yol olur"

Dışişleri Bakanlığı’nın iki en üst düzey bürokratı Sir Oliver Robbins ve Nick Dyer tarafından verilen yanıtta, “Politikalarla derin bir fikir ayrılığınız varsa, son çare olarak istifa etmek onurlu bir yoldur” ifadeleri yer aldı.

Mektubu imzalayanlar arasında Londra’daki merkezden, yurtdışı misyonlara kadar geniş bir uzmanlık yelpazesi yer alıyor. Personel, İsrail'in yardım kısıtlamaları, Gazze'de sivillerin ölümü, işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşimci şiddeti gibi birçok konuda endişe duyduklarını ifade etti. Ayrıca İsrail’in 15 insani yardım çalışanını öldürmesi ve Gazze'ye tüm yardımı Mart ayında askıya alması, "açlığın savaş silahı olarak kullanıldığı" yönündeki suçlamaları güçlendirdi.

"Küresel normların aşınmasına katkı" iddiası

Mektupta, İngiltere’nin bu politikalar karşısında sessiz kalmasının “küresel normların aşınmasına katkı sağladığı” belirtildi. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar’ın Londra’ya davet edilmesi, bu duruma örnek olarak gösterildi.

Yöneticiler tarafından verilen yanıtta, bakanlık bünyesinde “Challenge Board” adlı özel bir yapı kurulduğu ve çalışanların sesini duyurabilmesi için düzenli dinleme oturumları yapıldığı belirtildi. Ancak istifa çağrısının da bir “hatırlatma” olarak eklendiği dikkat çekti.

Konuyla ilgili konuşan eski bir Dışişleri yetkilisi, verilen cevabı “oyalama ve sorumluluktan kaçma çabası” olarak nitelendirdi. 2003 Irak Savaşı sonrası yayımlanan Chilcot Raporu’nu hatırlatarak, hükümetin benzer hataları tekrarladığını savundu.

İngiltere bazı silah ihracatı anlaşmalarını askıya almıştı

İngiltere’nin resmi politikası, İsrail’in “uluslararası insancıl hukuku ihlal etme riski taşıdığı” yönünde. Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Lammy, Eylül ayında 350’den fazla silah ihracat lisansından yaklaşık 30’unu askıya aldı.

Bu gelişmeler, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkarmasından hemen önce gerçekleşti. ABD ise geçtiğimiz hafta dört UCM yargıcına yaptırım uygulayacağını açıklayarak kararı sert biçimde eleştirdi.

"Uluslararası hukuku başından beri titizlikle uygulamıştır"

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada “sistemlerin mevcut olduğunu” ve çalışanların kaygılarını iletme haklarına sahip olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bu hükümet, Gazze’deki savaşa ilişkin olarak uluslararası hukuku başından beri titizlikle uygulamıştır” denildi. Ayrıca İngiltere’nin İsrail’e doğrudan bomba ya da mühimmat ihracatı yapmadığı ve F-35 savaş uçaklarının parçalarının da askıya alındığı belirtildi.

19 Mayıs’ta İngiltere, Fransa ve Kanada, İsrail’e yönelik ortak bir açıklama yayımlayarak, yardım kısıtlamalarının kaldırılmaması ve saldırıların sürmesi halinde “somut adımlar” atacaklarını duyurmuştu.

Kaynak: Gazete Oksijen