Avrupa Komisyonu, dünya çapındaki diplomatik varlığında kapsamlı değişiklikler planlayarak kaynakları stratejik bölgelere yoğunlaştırmayı ve daha az kritik kabul edilen bölgelerdeki personeli azaltmayı hedefliyor. Politico'nun haberine göre, bütçe kısıtlamalarından kaynaklanan ve bir belgede ana hatlarıyla belirtilen bu yeniden yapılanma, Avrupa Birliği'nin özellikle Afrika ve Latin Amerika gibi bölgelerdeki küresel etkisine ilişkin endişeleri artırdı.
AB'nin diplomatik kolu olan Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS), artan maliyetler ve enflasyonla karşı karşıya kaldı ve 2024 yılı için bütçe açığı ortaya çıktı. Müdahale edilmediği takdirde, mali sıkıntının 2025 yılında daha da kötüleşmesi bekleniyor. Komisyon, 145 AB delegasyonunun tamamında mevcut personel seviyelerinin korunmasının artık mümkün olmadığını savunuyor. Bunun yerine, kaynakların AB'ye katılmak isteyen ülkeler, G20 üyeleri, yükselen güçler ve istikrarsızlığın AB çıkarlarını tehdit ettiği devletler gibi “AB'nin öncelikli çıkarlarının bulunduğu” ülkelere yeniden tahsis edilmesini öneriyor.
AB'nin diplomatik etki alanının kısıtlı bir bütçe içerisinde “yeni siyasi ve politika öncelikleri” ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekilen belgede, “Bu reform hayati önem taşıyor” denildi. Öneri, Çin'in Kuşak ve Yol ticaret ve altyapı ağına karşı bir strateji olan AB'nin Küresel Geçit girişimi ile uyum gösteriyor. Üst düzey bir Komisyon yetkilisine göre, diplomatik faaliyetlerin düzene sokulması kilit öneme sahip üçüncü ülkelere erişimin arttırılması için gerekli.
AB’nin küresel etki alanıyla ilgili endişeler
Öneriyi eleştirenler, önerilen azaltmaların AB'nin geleneksel olarak desteklemeye çalıştığı bölgelerdeki etkisini zayıflatabileceği konusunda uyarıyor. Örneğin Afrika'da AB 30'dan fazla ülkedeki varlığını azaltabilir. Jeopolitik önemi giderek artan Latin Amerika'da bile Brezilya gibi büyük oyuncular kesinti listesinde yer alıyor.
Bazı yetkililer, siyasi açıdan hassas bölgelerdeki personelin azaltılmasının Rusya ve Çin gibi rakiplerin doldurabileceği bir boşluk yaratabileceğini savunuyor. “Sudan ya da Nijer gibi yerlerde küçük bir delegasyon bırakmış oluruz” diyen bir AB yetkilisi, bunun değişen küresel güç dinamikleri karşısında yanlış bir mesaj olduğunu vurguladı.
Diğerleri ise yaklaşık 800 çalışanın potansiyel olarak işten çıkarılma ya da yer değiştirme sorunlarıyla karşı karşıya kalması nedeniyle yerel personel üzerindeki etkilerine ilişkin endişelerini dile getirdi. Bu durum, AB'nin yeni üst düzey diplomatı Kaja Kallas'ın görevine başlarken insan kaynakları açısından önemli bir sorunla karşılaşmasına yol açabilir.
Kesinti bazı AB politikaları ile çelişiyor
Önerilen azaltmalara rağmen Komisyon, hiçbir delegasyonu tamamen kapatma niyetinde olmadığında ısrar ediyor. Bunun yerine bölgesel merkezler oluşturarak operasyonları birleştirmeyi planlıyor. Örneğin Hindistan'da görev yapan diplomatlar, iki ülke arasındaki tarihi rekabete rağmen komşu Pakistan'daki operasyonları da yürütebilecek.
Reform aynı zamanda Avrupa Yatırım Bankası gibi AB organlarının örtüşen misyonlarını EEAS delegasyonları ile birleştirerek fazlalıkları azaltmayı amaçlıyor. Ancak reformu eleştirenler AB dış politikasının küresel altyapı yatırımlarına odaklanan Global Gateway çerçevesi ile dar bir şekilde tanımlanmaması gerektiğini savunuyor. Bloğun 2019 yılında Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen tarafından savunulan “Afrika'ya yönelme” taahhüdü, söz konusu kesinti önerileri ile çelişiyor gibi görünüyor.
AB dış politikasında geri çekilme sinyali
Planlanan reformlar, sınırlı ulusal elçilik ağları nedeniyle istihbarat ve yabancı yetkililere erişim için AB delegasyonlarına büyük ölçüde güvenen daha küçük AB üye ülkelerinin tepkisini çekti. AB'nin diplomatik varlığının azaltılması, bu ülkeleri kilit bölgelerde hayati önem taşıyan yerinde temsilden yoksun bırakabilir.
Buna ek olarak, kesintilerin zamanlaması AB'nin birleşik ve güçlü bir dış politika yürütme kabiliyeti konusunda soru işaretleri yaratıyor. Blok, Ukrayna'da devam eden savaş, Orta Doğu'daki gerilimler ve ABD'de Amerikan izolasyonizmine doğru bir kaymanın habercisi olabilecek ikinci bir Donald Trump başkanlığı ihtimali gibi artan uluslararası zorluklarla karşı karşıya.
Önerilen revizyon, AB'nin bütçe kısıtlamaları ile küresel hedeflerini dengeleme çabasını yansıtıyor. Komisyon, planı hızla değişen dünyada geçerliliğini korumak için gerekli bir düzenleme olarak görürken, bazı muhalifler bunun geri çekilme sinyali verebileceğinden ve AB'nin kritik bölgelerdeki etkisini azaltabileceğinden endişe ediyor. Tartışmalar devam ederken, verimliliğe öncelik vermek ile kapsamlı bir diplomatik ağı sürdürmek arasındaki tartışmanın yoğunlaşması ve bunun AB'nin küresel rolü üzerinde önemli etkileri olması bekleniyor.