14 Mayıs 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.11.2023 11:04 | Son Güncelleme: 19.11.2023 15:10

ABD Başkanı Biden: Ateşkes barışa giden bir yol değildir

ABD Başkanı Joe Biden, "Ateşkes barışa giden bir yol değildir" diyerek Gazze'de ateşkese karşı olduğunu yinelerken, Hamas'a rehineleri serbest bırakması ve 7 Ekim'de İsrail'e düzenlenen saldırının arkasındaki kişileri teslim etmesi çağrısında bulundu
ABD Başkanı Biden: Ateşkes barışa giden bir yol değildir

ABD Başkanı Cumartesi günü Washington Post'ta yayınlanan bir yazısında şu sözleri kaydetti: "Hamas Filistinlilerin yaşamlarını zerre kadar önemsiyor olsaydı, tüm rehineleri serbest bırakır, silahları bırakır, liderlerini ve 7 Ekim'in sorumlularını teslim ederdi"

Biden ve Arap müttefikleri ortak noktadan uzak

Biden'ın yorumları Washington ile Gazze'de derhal ateşkes çağrısında bulunan Arap müttefikleri arasındaki derin uçurumun altını çizdi. Biden, "Hamas yıkım ideolojisine bağlı kaldığı sürece ateşkes barış değildir" diye yazdı.

Biden yazısında ayrıca savaş sona erdikten sonra Gazze ve Batı Şeria'yı Filistin Yönetimi'nin yönetmesi gerektiğini savundu ve İsrail liderlerini Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik "aşırılık yanlısı şiddet" olarak nitelendirdiği eylemleri durdurmaya çağırdı.

Ateşkes barışa giden yol değil

Biden'ın bu son açıklamaları, Orta Doğu danışmanı Brett McGurk'ün Bahreyn'in başkenti Manama'daki bir konferansta sadece ateşkes çağrısı yapmanın barışa giden bir yol olmadığını söylemesinden saatler sonra geldi ve esirleri serbest bırakma sorumluluğunun Hamas'ta olduğunu ekledi.

McGurk, "İnsani yardımlardaki artış, yakıttaki artış ve çatışmalardaki duraklama rehineler serbest bırakıldığında gerçekleşecek" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birinin aile üyelerinizi kaçırdığını ve sonra onları geri almak için XYZ vermeniz gerektiğini söylediğini düşünün. Ve size aile üyelerinizin serbest bırakılacağına dair herhangi bir söz verilmeden sadece XYZ vermeniz tavsiye ediliyor"

11 bini aşkın insan hayatını kaybetti

McGurk'ün yorumları, ABD'ye ateşkes çağrısında bulunması için baskı yapan Arap liderlerle tam bir tezat oluşturdu. Filistinli yetkililere göre İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yaklaşık 11 bin 500 kişi hayatını kaybetti.

Washington'un iki önemli Arap ortağı olan Ürdün ve Suudi Arabistan'dan üst düzey yetkililer McGurk ile aynı panelde yer alarak İsrail'i uluslararası yasaları ihlal etmekle suçladılar.

Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, İsrail'in Gazze nüfusuna atıfta bulunarak 2,3 milyon Filistinliyi rehin aldığını söyledi. Safadi şu ifadeleri kullandı: "Lafı dolandırmanın zamanı değil. Bu bir meşru müdafaa değil, kurbanları masum siviller olan apaçık bir saldırıdır. Yaşanan bir felaket var. Filistinlilerin, İsraillilerin ve tüm bölgenin barış içinde yaşayabilmesi için buna bir son verilmesi gerekiyor"

Suudi devlet medyasına göre Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Manama Diyaloğu konferansının oturum aralarında uluslararası toplumu, İsrail işgal güçlerinin Gazze'deki sivillere karşı uyguladığı uluslararası insancıl hukukun tüm açık ihlallerine karşı tavır almaya çağırdı.

İsrailli yetkililere göre İsrail, Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği ve yaklaşık 1200 kişinin ölümüne yol açan yıkıcı saldırının ardından Gazze Şeridi'ne hava ve kara harekâtı başlattı. Gazze'yi 2007'den beri kontrol eden Filistinli İslamcı grup ayrıca yaklaşık 240 rehineyi de ele geçirdi.

ABD ve Hamas'ın siyasi ofisine ev sahipliği yapan Katar, İsrail'in saldırılarını durdurmasını ve Gazze Şeridi'ne daha fazla yardım girmesini sağlayacak bir anlaşma kapsamında onlarca sivil rehinenin serbest bırakılmasını sağlamak için müzakere yürütüyor.

Hamas ayrıca İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli kadın ve çocukların da serbest bırakılmasını istiyor. Biden Cumartesi günü Washington Post'a yazdığı makalede şunları söyledi "Ben ve ekibim rehinelerin serbest bırakılması için elimizden gelen her şeyi yaparak saat saat çalışıyoruz"

Ayrıntılarda tıkanıyoruz

Müzakerelere yakın kişiler görüşmelerin ilerlediğini ancak ayrıntılar konusunda defalarca tıkandıklarını söyledi. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi bir kişi, Hamas'ın savaşa beş günlük ara talebine karşın İsrail'in daha kısa bir süre önerdiğini; hangi Filistinli mahkûmların serbest bırakılacağı ve nereye gidecekleri gibi konuların da bu ayrıntılar arasında yer aldığını söyledi.

McGurk müzakerelerin yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi. Rehinelerin birçoğunun serbest bırakılmasının savaşta önemli bir duraklamaya ve büyük bir insani yardım dalgasına katkı sağlayacağına dikkat çekti, Mısır'dan Gazze'ye sürekli olarak yüzlerce kamyonun gireceğini de sözlerine ekledi.

Savaşın patlak vermesinden bu yana Gazze'deki insani kriz derinleşirken İsrail Gazze'ye sadece bir miktar yardım girmesine izin verdi. 1,5 milyondan fazla insan yerinden edildi ve İsrailli yetkililer, kara saldırısında başlangıçta şeridin yoğun nüfuslu kuzey bölgesine odaklanırken, Filistinlilere kaçmalarını emrettikleri kıyı bölgesinin güneyinde kara saldırısını genişletmeye hazır olduklarını söylediler.

İsrail, 7 Ekim saldırısından bu yana Hamas'ı yok etmeye yemin etti ve hedeflerine ulaşana kadar durmayacağını belirtti. Biden yönetimi İsrail'in askeri harekatını kararlı bir şekilde desteklerken, sivillerin korunması ve uluslararası insancıl hukuka uyulması için daha fazlasını yapması çağrısında bulundu.

Hamas'ı yenmek imkansız

McGurk, ABD'nin Gazze'ye daha fazla yardım ulaştırmak için çalıştığını söyledi. Ancak Arap yetkililer, Filistin toplumunun derinliklerine işlemiş olan Hamas'ı yenmenin imkansız olduğunu ve Gazzelilerin çektiği acıların bölgesel istikrarsızlığı körükleme riski taşıdığını söylüyor.

Yetkililer ayrıca ABD'nin İsrail söz konusu olduğunda çifte standart uyguladığını öne sürüyorlar. Safadi, "Gazze'ye gıda, ilaç ve yakıt verilmemesi savaş suçudur. Uluslararası hukuk herkes için geçerli olmalıdır" şeklinde konuştu.