Amerikan halkı 60. başkanlık seçimi için 5 Kasım'da sandık başına gitmeye hazırlanırken, Demokrat Harris ile Cumhuriyetçi Trump arasındaki kıyasıya rekabette gözler, "salıncak eyaletler" ya da "kritik eyaletler" olarak adlandırılan 7 eyalette olacak. Bazı seçimlerde Demokrat, bazılarında ise Cumhuriyetçi adaylara oy vermesi dolayısıyla seçimlerin kaderini etkileyen eyaletler şeklinde kodlanan söz konusu eyaletlerdeki sonuçlar, 5 Kasım'da kimin yarıştan galip çıkacağını büyük ölçüde belirleyecek. Bu seçimlerde gözlerin çevrileceği Arizona, Nevada, Wisconsin, Michigan, Pennsylvania, Kuzey Carolina ve Georgia eyaletlerindeki seçmenlerin Harris'i mi Trump'ı mı tercih edeceği, ABD'nin yeni başkanının kim olacağını gösterecek.
Kritik eyaletler neden önemli?
ABD'de bazı eyaletlerin seçimlerin kaderini belirliyor olmasında, Seçiciler Kurulu (Electoral College) denen seçim sisteminin büyük etkisi var. Söz konusu sisteme göre Amerikalı seçmenler, başkan adayını doğrudan değil, oy verdikleri delegeler yoluyla seçiyor. Bu da toplam 538 delegenin yarısından bir fazlasını, yani 270 delegeyi kazanan adayın başkanlık seçimlerini kazanması anlamına geliyor. Dolayısıyla başkanlık yarışında en çok oyu alan aday değil, en fazla delegeye ulaşan aday yarışı önde bitirmiş oluyor. Aynı sisteme göre bir eyalette rakibinden 1 oy dahi fazla alan başkan adayı, o eyaletteki tüm delegeleri kazanıyor (winner-take-all). Bu sistemde eyaletlerin nüfus ağırlığına göre dağıtılmış delegeler bulunuyor ve seçmenler hangi adaya oy vermek istiyorlarsa onu temsilen aslında bu delegelere oylarını vermiş oluyor.
Kaç delege bulunuyor?
ABD seçim sistemine göre, örneğin, California'nın 54 delegesi bulunurken, Texas'ın 40, Florida'nın 30 ve New York'un 28 delegesi bulunuyor ancak delege sayısı fazla olan bu eyaletlerin parti eğilimleri uzun yıllardır pek değişmediği için toplamda sonuca etkileri büyük olmuyor. Örneğin California ve New York uzun yıllardır Demokrat, Texas ve Florida ise uzun zamandır Cumhuriyetçi eğilimiyle biliniyor. Öte yandan her seçimde farklı bir adaya oy verme potansiyeline sahip seçmen kitlesi bulunan Pennsylvania, Georgia, Wisconsin ve Michigan gibi eyaletler ise sonuca doğrudan etki ediyor.
Kritik eyaletlerde delege durumu
2020 yılında yapılan son nüfus sayımına göre güncellenen delege sayılarına göre Arizona'nın 11, Nevada'nın 6, Wisconsin'ın 10, Michigan'ın 15, Pennsylvania'nın 19, Kuzey Carolina'nın 16 ve Georgia'nın ise 16 delegesi bulunuyor.
Bu hesaba göre örneğin, Pennsylvania, Kuzey Carolina ve Michigan'ı kazanan bir aday sadece bu eyaletlerden 50 delegeyi hanesine yazdırırken, bu eyaletlerden 4'ünü kaybeden bir adayın ise seçimleri kazanma olasılığı düşüyor.
Örneğin 2016 yılındaki başkanlık seçimlerinde Trump, rakibi Hillary Clinton'dan toplamda daha az oy almasına karşın, kritik eyaletlerdeki başarılı performansıyla 304 delegeye ulaşarak seçimleri kazanmıştı.
Harris-Trump rekabetinde kritik eyaletler
ABD Başkanı Joe Biden'ın 21 Temmuz'da yarıştan çekildiğini ve yerine Harris'i aday gösterdiğini açıkladığı gün, hem ülke geneli anketlerde hem de kritik eyaletlerde Trump, Biden'ın önünde gözüküyordu. Söz konusu tarihte Biden, kritik eyaletlerdeki anketlerde yüzde 42,3 düzeyinde desteğe sahipken, rakibi Trump ise yüzde 46,7'lik oy oranına ulaşmıştı.
Biden'ın yarıştan çekilmesi ve kendisinin aday olmasıyla birlikte hızlı şekilde Trump'la arayı kapatan Harris, bugün itibariyle kritik eyaletlerde yapılan anketlerde yüzde 47,3'lük oy oranıyla Trump'la neredeyse aynı oy oranına sahip. ABD'de seçim anketlerini yayınlayan Real Clear Politics (RCP) adlı haber platformunun verilerine göre Trump, 7 kritik eyaletin 5'inde yüzde 1'in altında bir puan farkıyla Harris'in önünde gözüküyor.
22-27 Ağustos tarihleri arasında yapılan 14 ülke geneli anketin ortalamasına göre Harris yüzde 48,4, Trump ise yüzde 46,9 oy oranına sahip gözüküyor. Kritik eyaletlere tek tek bakıldığında ise Arizona'da Trump yüzde 47,3, Harris yüzde 46,8; Nevada'da Trump 47,4, Harris yüzde 46; Wisconsin'de Trump yüzde 47,6, Harris yüzde 48,6; Michigan'da Trump yüzde 46,5, Harris yüzde 48,5; Pennsylvania'da Trump yüzde 47,7, Harris yüzde 47,5; Kuzey Carolina'da Trump 47,2, Harris yüzde 46,3 ve Georgia'da Trump 48,1, Harris ise yüzde 47,1 oy oranıyla yarışı götürüyor.
Söz konusu 7 salıncak eyaletteki güncel anket ortalamalarına bakıldığında ise Trump'ın 47,4, Harris'in ise yüzde 47,3 düzeyinde desteğe sahip olduğu gözüküyor. Biden-Trump eşleşmesinde tüm bu eyaletlerde Biden'ın önünde bulunan Trump ile Harris arasındaki farkın neredeyse sıfıra inmesi, Demokrat seçmenle Cumhuriyetçi seçmen arasında kora kor bir başkanlık yarışı yaşanacağı anlamına geliyor.
2016-2020 başkanlık seçim sonuçları ne söylüyor?
2024 başkanlık seçimlerinin kendine ait dinamikleri olsa da birçok uzman, 2016 ve 2020 seçim sonuçlarındaki değişimden yola çıkarak anlamlı bir değerlendirme yapmaya çalışıyor. Buna göre 2020 seçimlerinin sonucuna en fazla etki eden eyaletlerden olan Pennsylvania'da 2016 yılında az farkla kazanan Trump, 2020 yılında Biden'a net bir farkla kaybetti.
Seçim sonuçlarının mahkemeye taşındığı eyaletlerden Georgia'da 2016 yılında kazanan Trump, 2020 yılındaki seçimlerde ise Biden'a az farkla kaybetti. Özellikle mavi yakalı işçi kesiminin güçlü olduğu Wisconsin ve Michigan'da 2016 yılında kazanan Trump'ın 2020'deki seçimlerde Biden'a kaybetmesi dikkat çekti.
Benzer şekilde Arizona'da da 2016'da kazanan Trump, 2020'de Biden'a kaybetti. Delege sayısı az olsa da demografik değişimi dolayısıyla dikkat çeken eyaletlerden Nevada'da ise 2016'da Hillary Clinton kazanırken, 2020 yılında da Biden rakibi Trump'ı geçti. 2016 yılında kazandığı Kuzey Carolina'yı 2020 yılında da kazanan Trump, bu eyaletteki Cumhuriyetçi-muhafazakar kimliğin güçlenmesine katkı yaptı.
Esasen bu veriler, özellikle Pennsylvania, Georgia, Wisconsin, Michigan ve Kuzey Carolina gibi demografik seçmen dengesi birbirine yakın eyaletlerdeki siyasi dalgalanmaları net bir şekilde anlatıyor.
Eyaletlerdeki dinamikler
Ülke genelindeki tüm anketler, enflasyon ve ekonomik sorunlar, kürtaj ile ilgili tartışmalar ve sınır güvenliği konularının seçmenlerin zihnindeki ana başlıklar olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte ABD'nin Gazze politikası da kayda değer bir başlık olarak görülüyor. Amerikalı Müslümanların ve Arapların en yoğun olduğu Michigan eyaleti, 15 delegesi ile önemli bir eyalet olarak dikkat çekerken, Biden'ın Gazze politikasına yönelik sert eleştiriler, "bağımsız" (uncommitted) yüzbinlerce seçmenin ortaya çıkmasına neden oldu.
Bu seçmenler, İsrail'e koşulsuz desteğini eleştirdikleri Biden'a oy vermeyebileceklerini dile getirirken, alternatif olarak Trump'ı da hiçbir şekilde görmüyorlar. Bu sebeple ya 3. bir yol bulmak ya da İsrail politikasının değişmesi durumunda Harris'e oy vermek üzerine kurulu bir yaklaşım benimseyen bağımsız seçmenler, özellikle Harris'in Gazze konusunda ne yapacağını yakından takip ediyor.
Diğer yandan 2000 yılından bu yana yapılan tüm seçimlerde, 2016 hariç, çok ufak farklarla Demokratların kazandığı bir diğer kritik eyalet Wisconsin'de Trump 8 yıl önce beklenmeyen bir başarı kazandı. Mavi yakalı işçilerin yoğun olduğu eyaletteki en önemli başlık ekonomi. 2020'de Demokratların Biden eliyle yeniden kazandığı eyaletteki tüm göstergeler, Trump ile Harris arasında Demokratlar lehine yüzde 1'den küçük az bir marjın olduğunu gösteriyor.
Ekonomi ve kürtajla ilgili tartışmaların yoğun olduğu bir diğer eyalet Pennsylvania'da da son iki seçimdir (2016'da Trump, 2020'de Biden) kazanan aday yüzde 1'den düşük bir farkla başarı elde etti. Eyaletin seçim dinamiklerini yakından takip eden uzmanlar, Demokrat seçmen sayısıyla Cumhuriyetçi seçmen sayısının birbirine bu kadar yakın olduğu az eyalet olduğunu ve bunun demografik açıdan seçim tahminini zorlaştırdığını belirtiyor.
Özellikle 2020 seçim sonuçlarına etkisiyle tartışma yaratan ve sonuçlar mahkemeye taşınan Georgia da 2024 seçimlerinin anahtar eyaletlerinden biri olarak öne çıkıyor. Son dönemde Cumhuriyetçi eğilimin arttığı kaydedilen eyalette 2016 yılında rahat kazanan Trump, 2020'de Biden'a sadece yüzde 0,3 farkla kaybetmiş ve büyük tartışmalar yaşanmıştı.
Kaynak: AA