Antarktika bu yıl rekor seviyede erimeye devam ediyor
Sefer sırasında karşılaştıkları yolcu gemilerinin deniz buzu ile karşılaşması için 73 derece enlemine kadar indiğini bildiklerini aktaran Oktar "Şu an 67 derece eylemindeyiz. Deniz buzları daha önce buradaydı. Yani 5 enlem daha güneye kadar deniz buzunun eridiğini görüyoruz. Tabii ki iklimin değişmesi, sadece deniz buzunun kaybolması demek değil. Bu dünyanın tamamını etkileyen yağış rejiminin değişmesi, sıcaklık rejiminin değişmesi, ekstrem hava koşullarının yaşanmasına neden oluyor. Belki de buradaki bir kilometrekarelik buzun kaybolması o yıl Türkiye'de daha fazla sel, daha fazla orman yangını olması anlamına gelecek. Biz de seferimizde hem insanlığın etkisini hem de iklim değişikliğinin bu bölgedeki araştırmalarını yapıyoruz" dedi.
"Şu an erime dönemindeyiz"
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü'nden Kaptan Sinan Yirmibeşoğlu da 2000'li yılların başından beri uydu teknolojisinin gelişimiyle aldıkları veriler sayesinde Horseshoe Adası'nda bulunan 3 ayrı körfezi incelediklerini bildirdi.
Yirmibeşoğlu, "Deniz buzu çalışmamda şundan bahsetmek isterim ki iklim değişikliği özelinde güneşli gün sayısının arttığını, bulutlu günlerin değiştiğini ve deniz buzlarının trendlere bağlı olarak yaz dönemlerinde azaldığını görmüş olduk. Bu sayede aslında gemiler adaya çok daha kolay gelebilir ve hatta buz sınıfı en düşük olan gemilerin bile bazı aylarda adaya gelebileceğini tespit etmiş olduk. İklim için çok kötü bir şey olduğunu bildiğimiz standart iklim değişikliğinin yine kutuplarda birebir yaşandığını gördük" ifadelerini kullandı.
Dünyada denizlerde ve karalarda belli soğumalar olduğuna işaret eden Yirmibeşoğlu "Şu an yağmur yağıyor ama hava sıcaklığı düşük olduğu için biz bunu bir kar yağışı olarak görüyoruz. İşte bu kar yağışı, Antarktika'ya yağdıktan sonra kendini buza çeviriyor. Yani sıcaklık sıfır dereceden yüksek olmadığı için donma ile devam ediyor. Buzul dediğimiz kara üzerinde katmanlar oluşuyor. Bunlar 4 kilometreye kadar Antarktika'da yükselirken, denizde durum tamamen farklı... Çünkü deniz bir tatlı su değil, tuzlu su ve içinde kimyasallar, yoğunluklar her şey çok farklı. Deniz buzu yüzeyde donmaya başladıktan itibaren eksi 1,5 dereceye ihtiyacı oluyor. Fakat biz denizleri kirlettiğimizde bu eksi 1,5 derece suyun yoğunluğu ve okyanus asitliği değiştiği için daha düşük derecelere ihtiyaç duyuyor. Fakat bu mevcut değil. İşte bu yüzden bu deniz buzlarının sürekli değiştiğini görüyoruz" açıklamasında bulundu.
Deniz buzlarının Türkiye'de görülmediğini belirten Yirmibeşoğlu, genelde kutup okyanuslarında oluştuğunu, kış aylarında ise kıtanın tamamının çevresinin donduğunu dile getirdi. Yirmibeşoğlu, "Daha önce Baltık Denizi'nde çalışmalar yaparken oradaki deniz buzlarını çalıştım. Kutup bölgelerinde güneş ışınları dik gelmediği için sıcaklık düşük oluyor ve soğuma karanlık dönemlerde fazlalaşıyor. Deniz uygun bir donma ortamına geliyor. Fakat bu soğukluğun yaşandığı her yerde, yani deniz suyu sıcaklığının eksi 1,5 derecenin altına düştüğü her yerde deniz buzu oluşuyor. Örneğin, 38 derece kuzey enlemi, yani Çin'de bir körfez de donabilmekte. Bu körfezin enlemini takip ettiğinizde İzmir'e denk geliyor. İzmir ne kadar sıcak bir yer hepimiz biliyoruz. İşte, ilerleyen yıllarda İzmir'de bile deniz buzu görülebileceğinin en büyük göstergelerinden. Dünyada bir buzul çağları trendimiz var. Dünya donuyor, eriyor ve tekrar donuyor. Şu an erime dönemindeyiz. Yine ilerleyen yüzyıllarda, bin yıllarda biz bunları göreceğiz" şeklinde konuştu.