Balkanları kasıp kavuran “Skaljari” çetesinin lideri Jovica Vukotiç geçen cuma İstanbul’da öldürüldü. Suikast akşam saatlerinde Şişli’de gerçekleştirildi. Sevgilisi ve kızıyla birlikte içinde bulunduğu araca, trafikte seyir halindeyken üzerinde iki kişinin bulunduğu motosiklet yanaştı. Arkada oturan kişi doğrudan 40 yaşındaki Vukotiç’i hedef aldı. Suikastçının tabancasından çıkan beş kurşundan dördü Vukotiç’e isabet etti. Sırp çete lideri olay yerinde son nefesini verdi.
Ülke gündeminde “üçüncü sayfa haberi” muamelesi yapılan cinayetin manşetlerden inmemesi lazım aslına bakarsanız. Zira suikastın ne anlama geldiğini geride yaşananlardan başlayarak aktarınca, bu tanımı neden yaptığım daha net ortaya çıkacak. Öncelikle bu anlatımın birbiriyle bağlantılı iki bakış açısı olduğunu hatırlatayım. Madalyonun bir yüzünde organize suç örgütü liderinin neden öldürüldüğünü; diğer yüzünde ise söz konusu cinayetle birlikte Balkanlar, Yakın Doğu ve hatta Orta Asya’yı içine alan suç dünyasında Türkiye’nin bulunduğu konumu değerlendirmek gerekir. Vukotiç’in öldürülme nedeni henüz resmi olarak tespit edilememekle birlikte, Sırp kökenli organize suç örgütü liderinin mafya cinayetine kurban gittiği görünürdeki en net bilgi.
Şişli’de öldürülen Vukotiç'in Ataköy’de ikamet ettiği yönünde bilgiler var. Şüphelilerin İstanbul trafiğini iyi bildikleri kesin. Cinayetten hemen sonra izlerini kaybettirmeleri bu durumun göstergesi
Saldırgan ve -varsa- perde arkasındaki aktörlerin yakalanması halinde gerçeği hep birlikte öğreneceğiz. Vukotiç’in ismi ilk kez İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 20 Mayıs 2021 akşamı TRT’de katıldığı programda kamuoyuna yansıdı.