ABD eski Başkanı Donald Trump tarafından Fed başkanlığı görevine getirilip Joe Biden döneminde aynı göreve tekrardan atanan Powell, merkez bankasının siyasi çekişmelerin ötesinde olduğunu devamlı vurguluyor. Powell, özellikle konu şu anda faizleri düşürüleceğine odaklanılan para politikalarına geldiğinde kendisinin ve Federal Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin diğer üyelerinin sadece ekonomik verilere odaklanarak karar verdiklerini sık sık dile getiriyor.
Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi'ne başkanlık eden Kuzey Carolina'lı Cumhuriyetçi Patrick McHenry, çarşamba günü yapılan bir oturumda, bazı kişilerin Fed'in bu yıl birçok kez faiz indireceğini tahmin ettiğini, diğerlerinin ise hiçbir şey yapmayacağını öngördüğünü dile getirdi. Faiz indirimi üzerine olan bu görüş ayrılığı, yılın en büyük ekonomik tartışması oldu. McHenry’nin Fed Başkanı’na yönelttiği “Peki siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Powell’ın verdiği cevap ise “kararın ekonominin durumuna dayanacağını söyleyebilirim” şeklinde oldu.
Fed kararları siyasi etkilere sahip
Fed’in faizi düşürme kararı, akademik tartışmaların ötesinde, önemli bir siyasi etkiye sahip. Ekonomi ve ekonomi algıları, kasım ayında gerçekleşecek ABD seçimlerinin belirlenmesinde hayati öneme sahip bir etken olacak. Bunun şekillenmesinde Powell’ın rolü de olabildiğince büyük. Bu nedenle kendisi tartışmaların odak noktasında.
Employ America isimli hak savunma grubunun icra başkanı Skanda Amarnath’ın dile getirdiğine göre Fed üstü açık, üstü kapalı, pasif veya aktif bir şekilde ekonominin geneli ve ekonomik sonuçlar üzerinde kayda değer miktarda kaldıraç etkisi olacak kararlar veriyor. Amarnath’ın sözlerine göre Fed, ekonominin genel durumu için önemli bir pozisyonda ve ekonominin durumu da seçim sonuçlarıyla yakından bağlantılı.
Şu an, ABD ekonomisi çok iyi bir durumda. İşgücü piyasası sağlam ve güçlü bir büyüme var. Henüz Fed’in yüzde 2 hedefine ulaşamamış olsa da enflasyon geriliyor. Resesyona girmeden işlerin rayına oturabileceği bir yumuşak iniş olası. Yine de tüketici duyarlılığı altı ay öncesindeki konumundan daha iyi bir noktaya gelmiş olsa da, henüz çok iyi değil. Enflasyon durgunlaşmış olsa dahi fiyatlar eskiden olduklarından daha yüksek. Fed’in enflasyonla mücadele etmek adına yükselttiği faizler de aynı şekilde.
Desteğin artmasını sağlayabilir
Seçmenler yüksek fiyatlar konusunda mutsuzlar ve yüksek faizlerin üzerlerinde bir baskı oluşturduğunu hissediyorlar. Eski Hazine Bakanı ve bir grup ekonomistin araştırmaları sonucunda ulaştıkları bulgular, yüksek borç maliyetinin insanların modunun düşmesinde büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. Beyaz Saray geçmişe gidip Fed’in faizi yükseltme kararı için uzun süre beklemesinin de üzerinde etkili olduğu ani enflasyon artışını tersine çeviremez. Fakat faizlerin düşmesi, insanlara ekonomik şartlar hakkında daha iyi hissettirip Demokrat Parti ve Biden’a olan destekte bir artışa sebep olabilir. Fed bu yıl içerisinde faiz indirimine başlayacağını öngörse de bu indirimlerin zamanlaması önemli bir soru. Bu soruya verilecek cevap ise ABD’nin kasım ayında gideceği seçimler üzerinde ciddi bir etkiye sahip olabilir.
Faiz oranları insanların moralini etkiliyor
Amarnath’ın aktardığına göre faiz oranları, enflasyondan veya diğer ekonomik endişelerden bağımsız olarak insanların umutlarını kaybetmesine neden olan büyük bir etken. ABD eski başkanı Trump da düşük faiz oranlarının ekonomiyi canlandırıp insanların moralini yükselterek iktidardaki partiye yardımcı olacağının gayet farkında. 2016 seçimleri öncesinde Fed’in Hillary Clinton’a destek sağlayacak biçimde faiz düşürmesinden açık bir biçimde endişe ederek Powell ve Fed’i Beyaz Saray’da defalarca azarlamasının arkasında da bu neden yatıyor.
Fed, siyasetin dışında kalmak amacıyla tasarlanmış bağımsız bir kurum olması nedeni ile ekonomiyi düzeltmeye çabalarken kısa dönem baskılarına maruz kalmıyor. Geçmişte başkanların Fed’i yönlendirmeye çalıştığı anlar olsa da bu çabalar çoğunlukla yıkımla sonuçlandı. Nixon, yeniden seçilmeden önce Fed’e faizleri düşük tutması için baskı yaparak 1970’lerin yıkıcı enflasyonunu pekiştirmeye yardımcı olmuştu. Ronald Reagan, başkanlığı sırasında merkez bankasına istediği politikalara yönelik mesajını iletmiş, özel kalem müdürüne dönemin Fed Başkanı Paul Volcker'a yeniden seçilme kampanyası öncesinde faizleri artırmamasını söyletmişti.
Bunun yanında son yıllarda, Trump’a kadar tüm başkanlar bu konuda söz etmekten kaçınmıştı. Çoğu gözlemci Powell’ın yaptığı Fed’in faiz kararlarında siyasi faktörlerin etkili olmayacağı yönündeki mesajlarına inansa da bu durum, Powell’ın bir balonun içinde izole bir konumda kaldığı anlamına gelmiyor.
Progresif düşünce kuruluşu Roosevelt Enstitüsü'nün kardeş kuruluşu olan Roosevelt Forward'ın özel girişimler direktörü Elizabeth Pancotti, "Powell'ın Trump ya da Biden'ın kendisine faizleri indirmesini ya da artırmasını söyleyip söylemeyeceğini düşündüğünü sanmıyorum" dedi. Bu durum, faiz artırımlarının veya indirimlerinin mesajını ne şekilde vereceğini etkileyebilir. Seçim yıllarının dışında dahi Fed yetkilileri ne söyledikleri hakkında olabildiğince dikkatli. Siyasi çevre, onları bu konuda çok daha hassas olmaya itiyor.
Powell şu anda ince bir ipte yürüyor ve bunun arkasında birden fazla neden var. Fed kararlarının yüksek ekonomik riskleri olduğu bir gerçek. Faiz indirimine erken giderse enflasyon tekrar yükselmeye başlayabilir veya indirimi geciktirirse ekonominin önüne bir bariyer koyup ABD ekonomisini resesyona sokabilir. Ekonomist Diane Swonk’un aktardığına göre Fed yarıştaki herhangi bir adayı destekliyor olmasa dahi her zaman politikaları nedeniyle suçlanabileceği bir konumda kalacaktır.