23 Haziran 2025, Pazartesi
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 06.06.2025 14:00 | Son Güncelleme: 06.06.2025 15:06
Makaleyi sesli dinle • 0:00

Fransız büyükanne, Gazze’de öldürülen torunları için İsrail’e soykırım davası açtı

İsrail’in Gazze’de düzenlediği hava saldırısında yaşamını yitiren Fransız vatandaşı iki çocuğun büyükannesi, Paris’te “soykırım” ve “cinayet” suçlamalarıyla şikayette bulundu. Dava, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu hakkında verdiği tutuklama kararlarının ardından açılan ilk davalardan biri
Fransız büyükanne, Gazze’de öldürülen torunları için İsrail’e soykırım davası açtı
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Gazze’de İsrail saldırısında öldürülen Fransız vatandaşı iki çocuğun büyükannesi Paris’te “soykırım” ve “cinayet” suçlamasıyla İsrail’e dava açtı

İsrail’in Gazze’de düzenlediği bir hava saldırısında hayatını kaybeden Fransız vatandaşı iki çocuğun büyükannesi, İsrail’e karşı Paris’te yasal şikâyette bulunarak onu “soykırım” ve “cinayetle” suçladı. Avukatı Arie Alimi, şikâyetin Cuma günü yapıldığını belirtti.

Jacqueline Rivault adlı büyükannenin şikayeti, Paris Mahkemesi’nin “insanlığa karşı suçlar” birimine sunuldu.

Rivault, kızı tarafından dünyaya getirilen ve 6 ile 9 yaşlarında olan iki çocuğun Fransız vatandaşı olmalarının, Fransız yargısının bu konuda yetki alması ve bir yargıç görevlendirmesi açısından yeterli olacağını umuyor.

İnsan hakları örgütleri, avukatlar ve bazı İsrailli tarihçiler, Gazze’deki savaşı “soykırım” olarak nitelendiriyor.

"Canlı yayında soykırım"

Uluslararası Af Örgütü, İsrail’i Gazze’de “canlı yayında soykırım” gerçekleştirmekle suçlarken, İnsan Hakları İzleme Örgütü de İsrail’i “soykırım eylemleri” işlemekle itham etti. Kasım ayında bir BM komitesi, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın “soykırımın özellikleriyle örtüştüğü” sonucuna vardı.

Birleşmiş Milletler tarafından Mart ayında yürütülen bir başka soruşturma ise İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki ana tüp bebek kliniğini ve diğer üreme sağlığı tesislerini yok etmesini “soykırım eylemleri” olarak değerlendirdi.

Ancak İsrail devleti bu suçlamaları şiddetle reddediyor.

İki çocuğun ölümü dilekçeye yansıdı

Şikâyet dilekçesinde, İsrail ordusuna ait “iki F16 füzesinin” 24 Ekim 2023’te Gazze’nin kuzeyinde 6 yaşındaki Janna ve 9 yaşındaki Abderrahim Abudaher’i öldürdüğü belirtiliyor.

Aile, yoğun bombardıman nedeniyle iki gün önce kendi evlerini terk ederek “Faluja ile Beyt Lahya arasında” başka bir eve sığınmıştı. 48 sayfalık belgede, bir füzenin “çatıyı delerek”, diğerinin ise doğrudan ailenin bulunduğu odaya isabet ettiği belirtiliyor.

Abderrahim olay yerinde hayatını kaybederken, kardeşi Janna hastaneye kaldırıldıktan kısa süre sonra yaşamını yitirdi.

“Yok olmasına yol açacak yaşam koşulları"

Şikâyet, bu hava saldırısının daha büyük bir İsrail planının parçası olduğunu ve bunun Filistin halkını ortadan kaldırmaya ve onları “yok olmasına yol açacak yaşam koşullarına” zorlamaya yönelik bir politika olduğunu ileri sürerek “soykırım” suçlamasında bulunuyor. Şikâyet teknik olarak isim belirtilmeden yapılmış olsa da, doğrudan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu, İsrail hükümetini ve ordusunu hedef alıyor.

İsrail’in Gazze kampanyasına katıldıkları öne sürülen Fransız vatandaşları da soruşturmaya dahil olmuş durumda.

Fransa'da bazı İsrailliler yargı merceğinde

Fransa’da terörle mücadele savcıları, Gazze’ye yönelik insani yardımları engellediği iddia edilen Fransız-İsrailli kişiler hakkında “soykırıma iştirak” ve “soykırıma teşvik” suçlamalarıyla soruşturma başlattı. Konuya yakın bir kaynak bu gelişmeyi cuma günü doğruladı.

Soruşturma, Barış İçin Fransız Yahudi Birliği (UFJP) ve Fransız-Filistinli bir mağdurun Kasım ayında yaptığı bir suç duyurusunun ardından başlatıldı. Şikâyette, İsrail ordusunun kontrolündeki sınır kapılarında kamyonların geçişini fiziksel olarak engellemek de dâhil olmak üzere, Gazze’ye yönelik insani yardımı engellemek için somut faaliyetlerin “organize edildiği, katılım çağrısı yapıldığı ve bizzat katılım sağlandığı” öne sürüldü.

Anne hüküm giymişti

Çocukların kardeşi Omar ağır yaralandı ancak hâlâ Gazze’de anneleri Yasmine Z. ile birlikte yaşıyor. Şikayete göre, 2019 yılında bir Fransız mahkemesi, Yasmine Z.’yi yokluğunda yargılayarak “terörist” bir gruba mali destek sağlamak suçundan mahkum etti. Suçlama, Hamas ve İslami Cihad gibi Filistinli silahlı grupların üyelerine Gazze’de para dağıtmasıyla ilgiliydi.

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği eşi benzeri görülmemiş saldırıda 1.218 kişi hayatını kaybetti; bunların çoğu sivil. Bu sayı, AFP’nin resmi rakamlar temelinde yaptığı sayım.

Militanlar 251 kişiyi rehin aldı; bunlardan 55’i hâlâ Gazze’de tutuluyor ve İsrail ordusuna göre bu kişilerden 32’si hayatını kaybetmiş durumda.

Hamas tarafından yönetilen Gazze’de İsrail’in misilleme saldırıları sonucu 54.677 kişi öldü. Bu rakamların çoğunluğu sivil. Gazze sağlık bakanlığının açıkladığı bu sayılar Birleşmiş Milletler tarafından güvenilir kabul ediliyor.

Şu ana kadar hiçbir mahkeme bu süregiden çatışmayı “soykırım” olarak tanımlamadı.

Uluslararası mahkemelerden uyarılar

Ancak Birleşmiş Milletler’in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Ocak, Mart ve Mayıs 2024’te verdiği kararlarda İsrail’e Gazze’deki askeri operasyonları sırasında “soykırım eylemlerini önlemek” için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini hatırlattı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri iddiasıyla tutuklama kararı çıkardı.

UCM ayrıca 7 Ekim saldırıları nedeniyle Hamas’ın askeri lideri Muhammed Deyf hakkında insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları gerekçesiyle tutuklama emri çıkardı, ancak dava şubat ayında düşürüldü çünkü İsrail’in Deyf’i öldürdüğü doğrulandı.

UCM Savcısı Karim Khan, başta Hamas liderleri Yahya Sinvar ve İsmail Haniyeh hakkında da tutuklama talebinde bulunmuştu, ancak bu liderlerin de İsrail saldırılarında hayatını kaybetmesi üzerine başvurular geri çekildi.

"Bunu yapmaya kararlıyız"

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Filistin devletinin tanınmasına ilişkin, "Bunu yapmaya kararlıyız" dedi.

Barrot, RTL kanalında katıldığı programda Filistin'e ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fransa ile Suudi Arabistan'ın eş başkanlığında 17-20 Haziran'da New York'ta düzenlenecek Filistin konulu Birleşmiş Milletler (BM) konferansında "Filistin devletinin tanınmasının önündeki engellerin ortadan kaldırılması için" taahhütlerde bulunacaklarını belirten Barrot, bu devleti tanımanın da sembolik olmayacağını kaydetti.

"Eğer biz Filistin Devleti'ni tanırsak bu bir şeyleri değiştirmek içindir"

Barrot, Fransa'nın BM Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olarak Filistin devletinin tanınması konusunda "özel sorumluluğunun" bulunduğunu vurgulayarak, "Eğer biz Filistin devletini tanırsak bu, bir şeyleri değiştirmek ve Filistin devletinin varlığını daha güvenilir kılmak içindir." ifadesini kullandı.

Öte yandan Filistin devletinin tanınması kararının haziranda yapılacak konferansta alınıp alınmayacağını açıkça belirtmeyen Barrot, bunun gerçekleşmesi için Fransa hükümetinin bazı şartlarının olduğunu yineledi.

Barrot, bu şartları Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılması ve silahsızlandırılması, Filistin yönetiminden dışlanması, işgal rejiminin tanınması ve Filistin otoritesinin reformu olarak sıraladı.

Kaynak: Gazete Oksijen