Geçen yıl 19 Aralık 2024’te Avignon’daki Vaucluse Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 51 sanık Gisèle Pelicot’a yönelik tecavüz, tecavüz girişimi ve cinsel saldırı suçlarından mahkûm edilmiş, cezalar üç yıl ertelenmiş hapis ile yirmi yıl hapis arasında değişmişti.
Temyize giden 17 sanıktan 16’sı çekilirken, Hüsamettin Doğan duruşmada tek başına yargılanacak.
Le Monde'nin aktardığına göre Türkiye doğumlu 44 yaşındaki Doğan, Valréas’ta inşaat sektöründe çalışırken uzun süreli hastalık iznindeydi. 2019 yılında Dominique Pelicot ile internet üzerinden iletişime geçerek Mazan’a gelmiş ve mahkemede geliş amacını “üçlü rızaya dayalı bir plan” olarak açıklamıştı. Ancak mahkeme, Pelicot’un olay sırasında uyuşturucu madde kullandırılarak sakinleştirildiğini ve bu konuda bir değerlendirme yapılamayacağını belirtmişti.
Doğan, Avignon’daki duruşmada 16 ay tutukluluk süresi sonrası dokuz yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Sağlık durumu nedeniyle cezası ertelenen Doğan, duruşmaya kendisi katılacak.
Bu kez ikinci bir avukatla mahkemeye çıkacak olan Doğan, Nîmes jürisinin Avignon’daki hâkimlerin “niyet” değerlendirmesini göz ardı etmesini sağlamaya çalışacak.
"Utanç artık taraf değiştirmeli"
Gisèle Pelicot, ilk duruşmada kamuoyuna yaptığı açıklamalarla, Fransa’da cinsel şiddetle mücadelede önemli bir dönüm noktası yaratmıştı. Pelicot’un “Utanç artık mağdura değil, tecavüzcüye ait olmalı” sözleri, MeToo hareketine de yeni bir ivme kazandırdı.
BBC'nin bölgede gerçekleştirdiği bir dizi röportaja göre kasaba halkının çoğu, davadan rahatsız. Mazan’da bir adam gazetecilere “Şimdi gitmezsen kafanı kırarım” diyerek tepki gösterdi.
Belediye Başkanı Louis Bonnet ise Pelicot’un yaşadıklarını “özel bir mesele” olarak nitelendiriyor. 33 yaşındaki memur Aurélie, “Artık kimse bu konudan bahsetmiyor. Şiddet gören kadınlar saklanıyor. Erkeklerden korkuyorlar” dedi. 68 yaşındaki Aurore Baralier ise, “Fransa değişiyor. Pelicot sayesinde kadınlar artık özgürce konuşabiliyor” yorumunu yaptı.
Kadın hakları ağını koordine eden Alyssa Ahrabare, davanın “tarihi bir seferberlik” yarattığını söyledi:
“Davranışların değişmesi nesiller alır. Ama Pelicot davası büyük bir fark yarattı. Profesyonellerin eğitimi, mağdurlara destek ve soruşturmalar üzerinde yoğunlaştık.”
Devlet politikalarında somut bir değişim yok
Uzmanlar, Pelicot’un mücadelesine rağmen devlet politikalarında somut bir değişiklik olmadığını vurguluyor. Céline Piques, “Hükümet tepkisiz. Mahkûmiyet oranları artmıyor” dedi. Ahrabare ise, “Tecavüz kültürü yeniden güçleniyor. Erkek egemen söylemler özellikle genç erkekler arasında yayılıyor. Deepfake pornografi de bunun bir parçası” ifadelerini kullandı.
Fransa hükümeti, son beş yılda cinsel şiddetle mücadele alanındaki harcamaları üç kat artırdığını savunsa da, Senato raporu hükümeti “stratejik yön eksikliği” nedeniyle eleştirdi. Avrupa Konseyi de Fransa’yı kadınları korumada yetersiz buldu. Ülke genelinde tecavüz vakalarına ilişkin verilerin güvenilirliği hâlâ tartışmalı.
Pelicot davası bazılarına ışık oldu
Buna rağmen bazı gelişmeler umut veriyor. Dijon’da ağustosta bir adam, karısını başkalarına tecavüz ettirmek suçlamasıyla tutuklandı. Olay, davete katılan bir erkeğin “kadının rızasından şüphe duyarak” polisi aramasıyla ortaya çıktı. Avukat Marie-Christine Klepping, Pelicot davasının bilinirliğinin bu ihbarda etkili olduğunu söyledi.
Mayıs ayında ise Gérard Depardieu, iki kadına cinsel saldırıdan suçlu bulundu. Avukat Élodie Tuaillon-Hibon, “Depardieu yıllarca korundu, hatta Macron bile onu savundu” diyerek kararın sembolik önemine dikkat çekti.
Kaynak: Gazete Oksijen
