05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 28.11.2025 11:06 | Son Güncelleme: 28.11.2025 12:11

Hong Kong’u yutan yangın: İhmal zinciri mi, sistem krizi mi? İşte tüm bilinenler

Hong Kong’un Tai Po bölgesindeki Wang Fuk Court kompleksinde başlayan ve yedi bloğu birden saran yangın, 128’den fazla can kaybıyla şehrin son 75 yıldaki en büyük felaketine dönüştü. Yanıcı bambu iskele, kapatılmış pencereler, devre dışı alarmlar... İşte Hong Kong yangını hakkında tüm bilinenler…
Fotoğraf: Depophotos
Fotoğraf: Depophotos
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Hong Kong’un kuzeydoğusundaki Tai Po bölgesinde yer alan Wang Fuk Court konut kompleksi, 26 Kasım'da öğleden sonra başlayan ve yaklaşık bir buçuk gün süren yangının ardından, şehrin modern tarihinde görülmüş en ağır felaketlerden birinin simgesine dönüştü.

BBC ve Reuters’ın aktardığı bilgilere göre, sekiz kuleden oluşan yerleşimde alevler kısa sürede yedi bloğu birden sardı; resmî rakamlara göre en az 128 kişi hayatını kaybetti, 70’in üzerinde kişi yaralandı, çok sayıda sakin hâlâ kayıp. Wang Fuk Court yangını, 1948’de 176 kişinin öldüğü depo yangınından bu yana Hong Kong’un en ölümcül felaketi olarak kayda geçti.

Felaketin ardından şehirde ilk şok hızla öfkeye dönüştü. Sosyal medyada kısa sürede şu cümle yayıldı: “Bu bir kaza değil.”

Yüksek yoğunluklu, yaşlı bir site; Yangın için 'kusursuz fırtına'

Wang Fuk Court, 1980’lerin başında, devlet destekli konut edinme programı kapsamında inşa edilmiş bir kompleks. Tai Po’daki bu yerleşim, sekiz adet 31 katlı kuleden oluşan ve yukarıdan bakıldığında V harfi formu veren bir yapı düzenine sahip. Toplamda yaklaşık 2.000 dairede 4.600 civarında kişi yaşıyor; resmi istatistiklere göre sakinlerin yaklaşık yüzde 40’ı 65 yaşın üzerinde.

Konutlar sübvansiyonlu olarak satılmış olsa da, sitenin günlük işleyişi ve bakım işleri özel yönetim şirketlerine devredilmiş durumda. Hong Kong’un diğer pek çok kamu konutunda olduğu gibi, Wang Fuk Court da dar daireleri, kalabalık iç mekânları ve yaşlı nüfus yoğunluğuyla dikkat çekiyor. BBC’nin haberine göre kamu kiralık konutlarında kişi başı yaşam alanı ortalama 14,1 metrekareye kadar düşebiliyor; yangın anında bu sıkışıklık kaçışı daha da zorlaştırdı.

Yangın nasıl başladı, nasıl yayıldı?

Yangının çıkış nedeni hâlâ kesinleşmiş değil. Polis, ilk alevlerin F bloktaki bambu iskelenin bir köşesinde başladığını doğrulasa da bunun bir elektrik arızasından mı, tadilat sırasında kullanılan ısı kaynaklı bir ekipmandan mı, işçilerin attığı sigara izmaritlerinden mi yoksa dışarıdan bulaşan başka bir kıvılcımdan mı kaynaklandığı henüz bilinmiyor.

BBC, bölgede yaşayanların uzun süredir işçilerin sigara içtiğini ve pencerelerde izmarit biriktiğini söylediğini aktarıyor; ancak bu, resmî soruşturmada doğrulanmış bir bulgu değil. Reuters’a konuşan polis yetkilileri de “başlangıç nedenine dair tüm ihtimallerin masada olduğunu” belirterek soruşturmanın sürdüğünü vurguluyor.

Resmi zaman çizelgesine göre yangın, 26 Kasım Çarşamba günü saat 14.51’de kompleksin F bloğu olan Wang Cheong House’un dış cephesindeki bambu iskelenin bir köşesinde başladı. Kısa süre içinde iskeleyi saran yeşil güvenlik filesi de alev aldı ve cephe boyunca dikey ve yatay hatlarda ilerleyen bir ateş duvarına dönüştü.

Birkaç dakika içinde alevler aynı hat üzerinde yer alan Wang Tai House ve Wang Shing House’a sıçradı; ilerleyen saatlerde Wang Yan House da yanmaya başladı. BBC’nin sahadan aktardığına göre, saat 19.30’a gelindiğinde sekiz kuleden yedisi alevler içindeydi.

Yangın ihbarından yaklaşık on dakika sonra olay yerine ulaşan itfaiye, kısa sürede durumun hızla ağırlaştığını bildirdi. Alarmlar kademe kademe yükseltildi; yangın, Hong Kong itfaiye sınıflandırmasında en yüksek seviye olan “alarm beş” kategorisine taşındı.

The Washington Post'un haberine göre, ilk gece boyunca ve ertesi gün sabaha kadar süren müdahalede yüzlerce itfaiyeci, 120’den fazla itfaiye aracı ve onlarca ambulans görev yaptı; toplamda 1.200’ün üzerinde personel sahaya sevk edildi. Buna rağmen, kimi kulelerin üst katlarına yoğun ısı, çöken iskeleler ve boğucu duman nedeniyle ancak ertesi gün içinde ulaşılabildi.

Yanıcı iskele, eriyen köpük paneller: Alevleri besleyen mimari

Yangının bu denli hızlı yayılmasının ardında, hem BBC’nin hem Reuters’ın hem Financial Times'ın altını çizdiği bir bileşim var:

bambu iskele + yeşil plastik ağ + yanıcı köpük paneller.

Kompleks, Temmuz 2024’ten bu yana kapsamlı bir yenileme sürecinden geçiyordu. Her kule, Hong Kong’un kent siluetinin adeta parçası hâline gelmiş bambu iskele ile çevriliydi; iskele de dışarıya düşebilecek parçaları tutmak için yeşil plastik inşaat filesi ile kaplanmıştı.

Bambu, yüzyıllardır Çin’de kullanılan, esnek ve ucuz bir malzeme; ancak yanıcılığı nedeniyle anakara Çin’de büyük ölçüde metal iskeleyle değiştirilmiş durumda. 

Yangından sonra çekilen fotoğraflar, cephe boyunca iskelete tutturulmuş beyaz plastik köpük levhaları da gözler önüne serdi. Reuters’ın incelemesine göre bu levhalar, özellikle asansör lobilerinin ve daire pencerelerinin dış yüzeylerini neredeyse tamamen kapatıyordu; bazıları alev almış, bazıları ise ısıyla eriyerek çerçevelere yapışmıştı.

Hong Kong polisinden Kıdemli Başkomiser Eileen Chung, yangından etkilenmeyen bir blokta yaptıkları incelemede her katta asansör hollerinin pencerelerinin benzer köpük malzemeyle kapatıldığını tespit ettiklerini söyledi ve şunu ekledi:

“Herkes bu malzemenin yanıcı olduğunu bilir. Yangının bu kadar hızlı yayılmasında rol oynamış olabileceğini dışlamıyoruz.”

Bu kapatmaların sadece alevlerin dışarı doğru hızla yayılmasına değil, aynı zamanda iç mekânda duman tahliyesinin engellenmesine ve kaçış güzergâhlarının fırın etkisi yaratmasına yol açtığı değerlendiriliyor.

'Alarm çalmadı' iddiası: “Bu tamamen önlenebilirdi”

Yangının ardından öfkeyi büyüten bir diğer başlık, yangın alarm sisteminin devre dışı olduğu iddiası. BBC’nin konuştuğu daire sahibi Kiko Ma, siteye geldiğinde koridorlarda alarm sesi olmadığını, bölgede yaşayan komşuların da aynı şeyden şikâyet ettiğini anlattı. Ma’ya göre renovasyon sürecinde işçiler sık sık yangın merdivenlerini ve kaçış kapılarını kullandığı için alarmlar kapatılmıştı.

Kanada’da yaşayan ve Wang Fuk Court’taki dairesini yılda birkaç kez ziyaret eden 33 yaşındaki Ma, yangını “tamamen önlenebilir” bir felaket olarak niteliyor ve şunları söylüyor:

“Pek çok kişi görevini yapmadı. Kullanılan malzemeler kalitesiz ve yanıcıydı. İşçileri sürekli sigara içerken gördük, cam pervazlarında izmaritler bulduk. İnsanlar aylardır ‘Ya yangın çıkarsa?’ diye soruyordu.”

Yangından önce sitedeki tadilat planlarına itiraz eden bir başka ev sahibi ise sosyal medyada, projeyi “temelden şaibeli” olarak tanımladı. İddiaya göre, bazı yaşlı sakinler “küçük jestler” ve jest niteliğindeki hediyelerle renovasyon planlarına destek vermeye ikna edildi; yönetim komitesini yeniden seçmeye dönük talepler ise dikkate alınmadı.

Bu tablo, sosyal medyada  uzun süredir tartışılan bir sorunu yeniden gündeme taşıdı: Hong Kong’daki kamu konutlarının bakım ve yenileme süreçlerinin özel şirketlere devredilmesi, denetim mekanizmalarının yetersizliği ve maliyet baskısıyla güvenlikten taviz verilmesi.

İhmal, yolsuzluk ve üç tutuklama

Soruşturmanın odağında, site renovasyonundan sorumlu olan özel inşaat firması var. Polis, şirketin iki yöneticisi ve bir danışmanını adam öldürme (manslaughter) şüphesiyle gözaltına aldı. Polis yetkilisi Eileen Chung, firmanın “ağır ihmal” içeren uygulamalarla yangının kontrolden çıkmasına yol açtığına dair “makul gerekçeleri” olduğunu belirtti:

  • Pencerelerin yanıcı köpük panellerle kapatılması,
  • Dış cephede kullanılan koruyucu ağ ve brandaların yangın standartlarını karşılamama ihtimali,
  • Tüm bunların devam eden renovasyonun parçası olması.

Hong Kong’un yolsuzlukla mücadele kurumu ICAC de, tadilat sürecinde olası usulsüzlük ve rüşvet iddiaları hakkında ayrı bir soruşturma başlattı; “kamu yararının büyüklüğü” nedeniyle dosyanın önceliklendirilmesi kararı alındı.

Kurtarma mücadelesi: Yaşlılar ve üst katlar için zaman tükeniyordu

Yangın başladığında Wang Fuk Court’ta kaç kişinin bulunduğu hâlâ net değil; ancak hem BBC hem Reuters, onlarca kişinin hâlâ kayıp olduğuna dikkat çekiyor.

Resmî kayıtlara göre sakinlerin yaklaşık yüzde 40’ının 65 yaş üstü olduğu düşünülürse, özellikle üst katlarda yaşayan yaşlılar için durum çok daha zorlayıcıydı. Çoğu asansör lobisi ve merdiven boşluğu yoğun dumanla dolarken, pencereler köpük panellerle kapalıydı; bu da kaçışın yanı sıra içerideki ısının ve zehirli dumanın birikmesine yol açtı.

İtfaiye yetkilileri, yangının ilk gecesinde üst katlara ulaşmanın neredeyse imkânsız olduğunu, içerdeki sıcaklığın ve dumanın yanı sıra çökme riski taşıyan iskele ve cephe elemanlarının da ekipleri zorladığını anlattı. Gece ilerledikçe, içeriden gelen yardım çağrılarının sayısı arttı; buna rağmen bazı dairelere ancak ertesi gün içinde zorla girilebildi.

Yangında hayatını kaybedenler arasında, yaklaşık dokuz yıllık itfaiyeci Ho Wai-ho da bulunuyor. Ho, yangına müdahale ederken ekip arkadaşlarıyla bağlantısını kaybetti; daha sonra vücudunda ağır yanıklarla bulundu. Onun ölümü, zaten sarsılmış olan şehirde derin bir üzüntü yarattı.

Onlarca yıllık birikmiş risk: Hong Kong’un kırılgan kent dokusu

Wang Fuk Court yangını, Hong Kong'un kırılgan kent dokusunu yeniden tartışmalara açtı. Şehrin nüfusu çok yoğun; bina stokunun önemli bir kısmı 1970’ler ve 80’lerde inşa edilmiş ve çoğu modern yangın yönetmeliklerinin gerisinde.

Dar daireler, kaçış yollarını tıkayan eşya yığınları, yaşlı nüfus, ekonomik baskıyla ötelenen bakım işleri ve ucuz malzemeyle yapılan renovasyonlar, uzmanların sık sık işaret ettiği ortak başlıklar.

BBC’ye konuşan bir sakin, “Bu sadece Wang Fuk Court meselesi değil, Hong Kong’daki sistemik bir zafiyet” diyerek, benzer şekilde bambu iskelelerin tutuştuğu başka yangınları da hatırlattı. Nitekim geçtiğimiz ay Central bölgesindeki bir bina da, bambu iskelesi alev aldıktan sonra yanmıştı.

Uzmanlar, özellikle geniş çaplı tadilatların yürütüldüğü kamu konutlarında yangına dayanıklı iskele sistemleri ve malzemelerin zorunlu hâle getirilmesi, alarm ve tahliye planlarının yenilenmesi ve yaşlı nüfusa özel acil durum protokollerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Hong Kong’un 'Grenfell anı' mı?

Yangının büyüklüğü ve ihmal iddiaları, uluslararası hafızadaki bir başka felaketi akla getirdi: 2017 Grenfell Tower yangını. Londra’daki o yangında 72 kişi hayatını kaybetmiş; olay, dış cephe kaplaması ve devletin denetim zaafları nedeniyle yıllarca süren bir muhasebeye yol açmıştı.

Grenfell mağdurlarını temsil eden “Grenfell United” grubu, sosyal medyada Hong Kong’daki yangın için “Yanınızdayız, yalnız değilsiniz” mesajı paylaştı.

Türkiye’de de bu yıl, Bolu-Kartalkaya’daki Grand Kartal Oteli yangınıyla 78 kişi yaşamını yitirmişti. Olayın ardından otel sahibi ve yönetici dahil onlarca kişi “olası kastla öldürme/yaralama” suçlamasıyla yargılandı. 31 Ekim 2025’te mahkeme; otel sahibi, eşi, iki kızı, damadı, otel yöneticileri ve bazı belediye, itfaiye görevlileri de dahil olmak üzere 11 sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Bundan sonra ne olacak? 

Hong Kong İcra Kurulu Başkanı John Lee, olayın ardından acil durum izleme merkezini devreye soktu, ilgili tüm kurumları içeren bir kriz toplantısı topladı ve şehrin tüm kamu konutlarında devam eden renovasyon projelerinin acilen denetleneceğini duyurdu.

Konut İdaresi, yangından etkilenenler için 2 binin üzerinde geçici konut birimi ve toplu barınma alanı hazırladı; 1.400 civarında “geçiş konutu” da orta vadede kullanıma açılacak. Bölge okullarının bir kısmı, hem afet bölgesindeki trafiği azaltmak hem de öğrencilerin psikolojik durumunu gözetmek için yüz yüze eğitime ara verip çevrimiçi derslere geçti.

Hükümet, etkilenenler için ayrı bir destek fonu kurulduğunu açıkladı; Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı.

Kaynak: Gazete Oksijen