22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 20.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

İran göç krizinde kilit ülke

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, Afgan mültecilerin geleceğini İran’ın tutumunun belirleyeceğini, bunun da uluslararası ilişkilere bağlı olduğunu anlattı. Türkiye ise sınırını aldığı ek önlemlerle güçlendiriyor
İran göç krizinde kilit ülke

Daha Kabil düşmeden, Türkiye Afganistan krizinin etkilerini bir göç sorunu olarak tecrübe etmeye başladı. İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır’a göre mülteci sorununda İran’ın durumu ve tutumu kritik önem taşıyor.  Kabil Havalimanı’nı terk etmeye hazırlanan uçağa tutunmaya çalışan insanların yaşadıklarının çok trajik olduğunu söyleyen Çorabatır, asıl büyük mülteci akınının karayoluyla yaşanacağına dikkat çekiyor. “Bu noktada Afganistan’a sınırları bulunduğu için İran, Tacikistan ve Özbekistan ön plana çıkacak. İran’da yaklaşık 1 milyon Afgan göçmen yaşıyor. 2000’li yıllarda İran kapılarını açıyor ve sistem içinde Afganlar hayatta kalabiliyordu. Ancak İran’a uygulanan ticari yaptırımlar etkili olunca İran da Afganlı mültecileri geri göndermeye başladı. Eğer bu süreçte BM, İran ile anlaşır ve destek verirse mülteciler İran içinde tutulabilir” diyen Çorabatır, Tahran ile bir anlaşma sağlanamaması halinde sorun büyüyecektir diyor.  “Türkiye’ye gelen Afganlar genelde gençler çünkü onların hayallerini Avrupa süslüyor ve Türkiye onlar için bir durak. Ama buradan da geçişler artık zorlaştı. Sonuç olarak Afganlar yorulmuş ve aç kalmış bir toplum. Hiç kimse ülkesini bırakıp gitmek istemez.”  Afganistan göçü yeni bir sorun değil. Bir tahmine göre ülke zaten 6 milyon göç vermiş durumda. Çorabatır, “Yıllarca süren çatışmalar, belirsizlikler Afganistan’ı içten içe çürütmüş. Ekonomisi batık, sistemlerin çalışmadığı bir ülke haline gelmiş. Ulusal değerleri yok olmuş. Siyasi anlamda da Eşref Gani hükümeti halk tarafından desteklenmiyordu. Sistemin en tepesinde ABD varmış ve o da oradan gidince tamamen dağıldılar” diyor.  Ülkenin etnik açıdan da homojen bir yapısı olmadığına dikkat çeken Çorabatır,  “ABD’nin ayrılma açıklamasından sonra sürecin böyle ilerleyeceğini kimse tahmin etmiyordu. Her şey çok hızlı ilerledi ama her şey bitmiş değil, hala iç savaş riski devam ediyor diye uyarıyor. 

Duvar uzuyor

Türkiye’nin İran ile sınırı 575 kilometre. Türkiye bu sınırın Ağrı ve Iğdır illerini kapsayan 125 kilometresine 3 metre yüksekliğinde, 2.80 metre genişliğinde ve 7 ton ağırlığındaki bloklarla  güvenlik duvarı ördü. Van ve Hakkari tarafına da duvar yapımı devam ediyor ve proje tamamlandığında duvar toplam 295 kilometreye ulaşacak. Sınır güvenlik duvarı, 4 metre derinlik ve 4 metre genişlikteki hendeklerle de destekleniyor Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2021 yılı içinde sınırdan kaçak yollardan Türkiye’ye girmeye çalışan 91 bin 78 kişinin yakalandığını, bunların sadece 587’sinin ise İran sınırında gerçekleştiğini açıkladı. Alınan güvenlik önlemleri sayesinde ise 181 bin 328 düzensiz göçmenin sınırları geçmesinin engellendiğini, Afgan mültecilerin yoğun olarak kullandığı İran sınırında ise bu rakamın 61 bin 943 olduğunu ifade etti. Göç İdaresi tarafından paylaşılan bilgilere göre de yurt içinde 1 Ocak ile 12 Ağustos 2021 tarihleri arasında 82 bin 946 düzensiz göçmenin yakalandı. Bunların ise 35 bin 510’nunu Afgan uyruklular oluşturdu.

“Zaman yolculuğu gibi”

Afganistan’da görev yapan ve adının açıklanmasını istemeyen bir Türk subay ülkedeki gözlemlerini şöyle aktardı: “Eğitim verdiğimiz askerler aylık 100 dolar alıyordu ve amaçları ülkelerini korumak değildi. İşlerini vatan bilinciyle yapmıyorlardı. Afganistan’da en ucuz şey insan hayatıydı. Zaman makinesi diye bir şey yoktur ama Afganistan için var. İmkanlar ve yaşam koşulu açısından en az 100 yıl gerideler. Eğitimsiz ama çalışkan insanlar, eğitimlileri zaten bir şekilde yurt dışına gidiyor. Halk yönetimi sevmiyor, Taliban yanlısı değilse bile hükümet karşıtı. Hizmet alamamışlar. NATO güçleri de ülkeye bir fayda götürmedi, kendi üsleri içinde yaşanabilecek bir hayat kurdular.

Her kare bir trajedi 

İran sınırından kaçak yollarla geçerek Türkiye’ye ulaşan Afgan göçmenlerin hikayeleri, fotoğraf ajansı Getty Images tarafından belgelendi. 22 Haziran ve 5 Ağustos tarihleri arasında çekilen ancak Kabil’in Taliban eline geçtiği 15 Ağustos’tan sonra paylaşılan fotoğraflar, düzensiz göçmenlerin sınırı geçmelerini, “şok evi” adı verilerin evlerde saklanmalarını, İstanbul’a yolculukları sırasında güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonlarını gözler önüne serdi. Her kare insani bir trajedi anlatıyor.  Güvenlik güçleri ile kurdukları kontrol noktaları ile düzensiz göçmenlere set çekmeye çalışıyor. 3 Ağustos tarihinde sınırı kaçak yollardan geçen, çoğunluğu Afgan göçmenler güvenlik güçleri tarafından göz altına alındı. Çaldıran noktasında toplanarak haklarında kanuni işlem yapıldı.  3 Ağustos’ta gözaltına alınan  göçmenlerin 300’ü kendilerini Van dışına çıkartacak nakliye kamyonlarının kasasında güvenlik güçlerince yakalandı. Göçmenler, sınırı nasıl geçtiklerini anlattı.  Van’da, 6 Haziran’da, bir binek araçta 14 düzensiz göçmen yakalandı. Bazı göçmenler bagaja sıkıştırılmıştı. Güvenlik güçleri bu tür vakalarda insan kaçakçılarını kelepçeliyor. Göçmenlere ise kelepçe uygulanmıyor. Göçmenlerin Van dışına çıkarılmasını kaçakçılar organize ediyor. Van’dan çıkışın kişi başı maliyeti yaklaşık 400 TL. Güvenlik güçlerinden kaçmaya çalıyan bir kaçakçı kamyoneti 7 Temmuz’da yoldan çıkarak kaza yaptı. Araçtaki göçmenlerin bazıları yaralandı, ilk müdahale ise sağlık görevlileri tarafından yapıldı. Sınırı geçen bazı göçmenler, Van’dan çıkmadan önce kaçakçıları “şok evi” adı verilen yerlerde bekliyor. Buradan genellikle öncelikle İstanbul’a ulaşmaya çalışıyorlar. Bu fotoğraf, 13 Temmuz’daki bir baskın sırasında çekildi.  Mülteciler bazen yayan, bazen katır sırtında bazen de araçlarla aylar süren yolculukları sonucunda Türkiye sınırına ulaştılar. Bu yolculukları için de kimisi bin dolar kimisi ise 2 bin 500 dolar para ödedi. Sınırı geçenler belli bir süre Van’da dinleniyor.