İran'da yeni bir halk ayaklanması yaşanıyor ve bu defa kadınlar lider. Hatırlayabildiğim kadarıyla ilk kez önde yürüyen örtüsüz kadınları görmek inanılmaz derecede ilham verici. İranlı kadınlar korkuyla baş ederek İran İslam Cumhuriyeti’nin temel direklerinden biri olan zorunlu başörtüsüne meydan okuyorlar. Bu kadınlar erkeklerle omuz omuza yürüyor, tüm rejime karşı sloganlar atıyor. Silah ve mermilerle karşı karşıyalar ve cinsiyet ayrımcılığına son verilmesini talep ediyorlar.
Masih Alinejad İranlı bir gazeteci, yazar ve kadın hakları savunucusu. İnsan Hakları Vakfı'nın Uluslararası Konseyi'nin bir üyesi olarak Voice of America'nın Farsça servisinde Tablet adlı programı sunuyor.
Mahsa Amini sadece 22 yaşındaydı. Tamamen açık değildi, sadece bir kaç tel saçı görünüyordu. Buna rağmen sözde ahlak polisi tarafından tutuklandı ve hapse atıldı. 3 gün sonra hayatını kaybetti. Güvenlik güçlerinin gaddarlığı ve birçok insanın deneyimleri nedeniyle pek çok İranlı Amini’nin öldürüldüğüne inanıyor.
Batı'nın desteğini hak ediyorlar
Ölüm haberi İran'da büyük tepki topladı. On binlerce gösterici güvenlik güçlerine meydan okuyor ve masum bir genç kadının neden hayatını, sadece militan erkek gücünü sergilemek isteyen radikal dindarlara kaptırdığını sorguluyor.
İranlı kadınlar için zorunlu başörtüsü sadece küçük bir bez parçası değil. Zalim bir teokrasi tarafından nasıl ezildiğimizin en görünür sembolü. Mahsa’nın ölümü bu adaletsizliğe dikkat çekerek İranlı kadınlar için yeni bir dönüm noktası olabilir. Batılıların desteğini hak ediyorlar. Ancak şu ana kadar Avrupa veya Kuzey Amerika'daki kadınların İran'da bir kadın devrimi için dayanışmalarını göstermek için sokaklara çıkmaya istekli olduklarına dair çok az belirti görüyoruz.
İş İran'a gelince...
Buna dair son deneyimlerimiz cesaret kırıcı oldu. Son on yılda, Fransa'dan Ségolène Royal, Birleşik Krallık'tan Catherine Ashton ve İtalya'dan Federica Mogherini de dahil olmak üzere demokratik ülkelerden kadın politikacıların İran ziyaretlerinde başörtüsü taktığını gördük.
Bütün bu kadın politikacılar, kendi toplumlarında feminist kimliklerini ortaya koyuyorlar ancak iş İran'a geldiğinde, kadın düşmanlığını bir devlet ilkesi edinmiş olan erkeklere hürmetlerini göstermek için bunu arka plana atıyorlar. Her yıl milyonlarca kadını taciz eden bir rejim saygımızı hak etmiyor. Bunu yapmamız, evrensel insan hakları hakkındaki tüm konuşmalarımızın alay konusuna dönüşmesine neden olur.
Kadınların kendi tercihi olmalı
2017'de Washington DC'de kadınlar yürüyüşü gerçekleştiğinde, katılmaktan mutlu oldum. Diğerleriyle birlikte “Benim bedenim, benim seçimim” sloganını söyledim. Bazı kadınlar, yüzlerini ve bedenlerini dini veya kültürel inançlarına uygun olarak örtmeyi tercih edebilirler ancak bu, erkeklerin kamçılarının ve sopalarının dayattığı bir kural değil, kendi tercihleri olmalı. Yine de Batılı kadınlar, Afganistan ve İran gibi ülkelerde erkek tiranların dikte ettiği standartlara boyun eğmekten çok mutlu görünüyorlar.
Bu tür feministleri kadın haklarının gerçek savunucuları olarak görmüyorum. Gerçek feministler ve kadın hakları aktivistleri, Afganistan’da Taliban’a ve İran’da İslam Cumhuriyetine direnmek için büyük bedeller ödeyerek öne çıkanlardır. Silah ve kurşunlara karşı çıkarak hayatlarını riske atanlar, 21. yüzyılın gerçek feminist liderleridir. Rejimlere karşı savaşmaya devam edecekler ve özgür ülkelerde yaşama ayrıcalığına sahip olan bizler, aktif olarak seslerini yükseltmelerine yardım etmeliyiz. Batı'daki kadınların İran'ın anneleri, kızları ve kız kardeşlerinin yanında durma zamanı.
Çok fazla kişi katillerimizle el sıkışıyor
Sessiz kalmayacağım. Zorunlu başörtüsü yasaları kaldırılana kadar sesimi çıkarmaya devam edeceğim. Kendi ülkemde sokaklara dökülen kadınlar gibi ben de rejimin hedefi oldum. O rejimin aileme yönelik saldırılarına ve beni kaçırmaya veya öldürmeye yönelik girişimlerine rağmen sesimi çıkarmayı seçtim. Mücadelelerine destek olmak, haklarını elde etmelerine yardımcı olmak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
Özgürlüğünüzü kullanın
Dileğim, hepimizin tiranlardan daha gürültülü olması. Özgür dünyayı, Ayetullahların cani rejimine son verilmesi çağrısında bulunan protestoculara katılmaya çağırıyorum. İranlı kadınlar haysiyetimizi kurtarmak ve kişisel özgürlüklerimizi elde etmek için savaşıyorlar. Böylece bir gün tüm İranlılar özgür ve adil seçimlerde hükümetimizi seçebilirler. Dini fanatiklerden ve cihatçılardan korkmamalıyız. Korkanlar onlar. Bu yüzden kadınları aşağılamaya çalışıyorlar. Sokaklardaki kadınlar değişimin bedelini hayatlarıyla ödüyor. Ama dış dünyada çok fazla kişi katillerimizle el sıkışıyor.
Tüm Batılı feministlerden seslerini yükseltmelerini rica ediyorum. Bize katılın. Bir video çekin. Saçınız kesin. Bir başörtüsü yakın. Sosyal medyada paylaşın ve İranlıların sesini yükseltin. Adını söylemek için kendi özgürlüğünüzü kullanın. Onun adı Mahsa Amini.