Yakın zamana kadar pek çok kişi 21. yüzyıldaki ilerleme vaadinin geçmişin barbarca dehşetinin ötesine geçerek parlak bir geleceğe doğru ilerlememizi sağlayacağına inanıyordu; rahat hayatlarımıza devam edebilirdik ve kötülük bizi kolayca geçip gidecekti.
Ama öyle olmayacak. Hamas'ın 7 Ekim'de gerçekleştirdiği vahşet bize, medeni dünya olarak barbarlarla savaşmaya istekli olmadığımız sürece daha iyi bir gelecek vaadini gerçekleştiremeyeceğimizi hatırlatıyor. Barbarlar bizimle savaşmaya istekli ve hedefleri açık: Bu umut verici geleceği paramparça etmek, değer verdiğimiz her şeyi yok etmek ve korku ve karanlık bir dünyayı başlatmak.
"İsrail bu savaşı kazanacak"
Bu, liderler ve uluslar için bir dönüm noktası. Hepimiz için umut ve vaat dolu bir gelecek için savaşmaya mı yoksa zorbalık ve teröre teslim olmaya mı hazır olduğumuza karar verme zamanı. İçiniz rahat olsun, İsrail savaşacak. 7 Ekim'den bu yana İsrail savaşta. Bu savaşı İsrail başlatmadı. İsrail bu savaşı istemedi. Ama İsrail bu savaşı kazanacak.
Hamas bu savaşı, halkımızın Holokost'tan bu yana gördüğü en büyük vahşeti gerçekleştirerek başlattı. Hamas çocukları ebeveynlerinin gözleri önünde, ebeveynleri de çocuklarının gözleri önünde öldürdü. İnsanları diri diri yaktılar, kadınlara tecavüz ettiler, erkeklerin kafalarını kestiler. Holokost'tan kurtulanlara işkence ettiler ve bebekleri kaçırdılar. Hayal edilebilecek en korkunç suçları işlediler.
İran, Gazze'de Hamas'ı, Lübnan'da Hizbullah'ı, Yemen'de Husileri ve Orta Doğu ve ötesindeki diğer terör gruplarını silahlandırarak, eğiterek ve finanse ederek bir terör ekseni oluşturdu. Hamas ve İran terör ekseniyle savaşan İsrail, bizzat medeniyetin düşmanlarıyla savaşıyor.
Bu düşmanlara karşı zafer ahlaki netlikle başlar. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı bilmekle başlar. Masumların kasıtlı olarak öldürülmesi ile en adil savaşın bile kaçınılmaz sonucu olan kasıtsız kayıplar arasında ahlaki bir ayrım yapmak anlamına gelir. Hamas'ı, İsrailli sivilleri kasten hedef alarak ve Filistinli sivilleri kasten canlı kalkan olarak kullanarak her gün işlediği çifte savaş suçundan sorumlu tutmak demektir. Bu, canlı kalkan kullanımının ahlaka aykırı bir savaş taktiği olduğunu açıkça ortaya koymakla kalmayıp, etkisiz bir taktik olduğundan da emin olmak anlamına gelmektedir.
Uluslararası toplum Hamas'ın Filistinlileri canlı kalkan olarak kullanmasından İsrail'i sorumlu tuttuğu sürece Hamas bu terör aracını kullanmaya devam edecek. Hamas Gazze'deki hastanelerin bodrum katlarını geniş terör tünelleri ağının komuta merkezi olarak kullanmaya devam edecek. Camileri güçlendirilmiş askeri karakollar ve silah depoları olarak kullanmaya devam edecek. Birleşmiş Milletler tesislerinden yakıt ve insani yardım çalmaya devam edecektir.
"Sivillerin ayrılmasını engelliyor"
İsrail Filistinli sivilleri tehlikeden uzaklaştırmak için her şeyi yaparken, Hamas Filistinli sivilleri tehlikede tutmak için her şeyi yapıyor. İsrail, Filistinli sivilleri silahlı çatışma bölgelerini terk etmeye çağırırken, Hamas bu sivillerin silah zoruyla bu bölgeleri terk etmelerini engelliyor. Hamas yabancı uyrukluların Gazze'den ayrılmasını tamamen engelliyor.
En alçakça olanı ise Hamas'ın elinde 33'ü çocuk olmak üzere 200'den fazla İsrailli rehine bulunmasıdır. Her medeni ulus, bu rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması talebinde İsrail'in yanında yer almalıdır. İsrail'in ateşkes konusundaki tutumunu netleştirmek istiyorum. Nasıl ki ABD Pearl Harbor'ın bombalanmasından ya da 11 Eylül terör saldırısından sonra ateşkesi kabul etmediyse, İsrail de 7 Ekim'deki korkunç saldırılardan sonra Hamas'la çatışmaların durdurulmasını kabul etmeyecektir. Ateşkes çağrıları İsrail'in Hamas'a teslim olması, terörizme teslim olması, barbarlığa teslim olması çağrılarıdır. Böyle bir şey olmayacak.
Vaiz kitabı barış için de savaş için de bir zaman olduğunu söyler. Bu savaş zamanıdır, ortak geleceğimiz için bir savaş. Bugün uygarlık ve barbarlık arasında bir çizgi çekiyoruz. Herkesin nerede duracağına karar vermesi gereken bir zamandayız. İsrail zafere kadar barbarlık güçlerine karşı duracak. Umuyor ve dua ediyorum ki tüm medeni uluslar bu mücadeleye destek verecektir. Çünkü İsrail'in mücadelesi sizin mücadelenizdir. Hamas ve İran'ın şer ekseni kazanırsa, bir sonraki hedefleri siz olacaksınız. Bu yüzden İsrail'in zaferi sizin zaferiniz olacaktır. İsrail'in yanında kim olursa olsun, İsrail bu savaşı kazanana kadar mücadele edecektir. İsrail galip gelecektir. Tanrı İsrail'i kutsasın ve Tanrı İsrail'in yanında duran herkesi kutsasın.
