05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 17.10.2025 08:48 | Son Güncelleme: 17.10.2025 11:07

Moskova'dan ABD'ye 'görüşelim' telefonu: İşte masadaki konular | Trump ile Putin neden Budapeşte'yi seçti?

ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki sürpriz telefon görüşmesi, Zelenski'nin Washington’daki kritik ziyaretini gölgeledi. Alaska’daki zirve sonrası iki liderin yeniden görüşme kararı alması, Tomahawk füzeleri tartışmalarını tekrar gündeme getirdi
Moskova'dan ABD'ye 'görüşelim' telefonu: İşte masadaki konular | Trump ile Putin neden Budapeşte'yi seçti?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Moskova, uluslararası arenada büyük bir izolasyonla karşı karşıya kaldı. Batılı liderlerin çoğu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile doğrudan liderler seviyesinde görüşme gerçekleştirmedi; bazı ülkeler, Rus lider için yakalama kararı çıkararak diplomatik baskıyı artırdı. Putin de bu süreçte Belarus dışındaki ülkeleri ziyaret etmekten kaçındı ve neredeyse tamamen kendi sınırları içinde kaldı.

ABD ise bu dönemde Ukrayna’ya verdiği destekleri önemli ölçüde artırdı. Washington, milyarlarca dolarlık nakit yardımın yanı sıra geniş kapsamlı silah ve mühimmat desteği sağladı. Ukrayna’ya gönderilen destekler arasında gelişmiş tanksavar sistemleri, zırhlı araçlar ve hava savunma sistemleri yer aldı. Ayrıca, F-16 savaş uçaklarının Kiev’e teslimi de sağlandı ve Ukrayna pilotlarının eğitimi için özel programlar yürütüldü.

Şimdi ise menzili 2 bin 500 kilometreye ulaşan ve nokta atışı yapabilen Tomahawk füzelerinin de Ukrayna’ya verilmesi gündemde. Uzmanlar, bu adımın, Kiev’in hem savunma kapasitesini artıracağını hem de Rusya üzerinde ciddi bir caydırıcı etki oluşturacağını vurguluyor. ABD ayrıca Ukrayna’ya istihbarat desteği ve operasyon planlamasında teknik rehberlik de sağlıyor.

Kısa süre içinde gerçekleşmesi beklenen Trump-Putin zirvesinin tek gündeminin de Ukrayna savaşı olması bekleniyor. ABD lideri Ukrayna'da ateşkesin sağlanması için tavizler vermeye de hazır ancak bunun için yapılan bir önceki görüşme başarıya ulaşamamıştı.

Budapeşte görüşmeleri neden önemli?

Trump ile Putin arasındaki telefon görüşmesi, Kremlin kaynaklarına göre Rusya’nın talebi doğrultusunda gerçekleştirildi. Bu gelişme, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ve ekibi tarafından olumlu bir adım olarak görülmüyor.

Yetkililer, Cuma günü gerçekleşecek görüşmenin Amerikan uzun menzilli Tomahawk füzelerinin Ukrayna’ya teslimatına onay verilmesini sağlayabileceğini umut ediyordu. Bu füzeler, Ukrayna’nın savaş alanını Rus topraklarına daha derinlemesine taşımasına imkan tanıyacaktı. BBC'ye göre şimdi, birçok gözlemciye göre Putin başka bir zirve ile ödüllendiriliyor gibi görünüyor.

Zirve için henüz net bir tarih yok. Ancak Putin'le yaptığı iki buçuk saatlik telefon görüşmesinin ardından Oval Ofis'te muhabirlere bilgi veren Trump, zirvenin iki hafta gibi bir süre içinde gerçekleşebileceğini söyledi.

Analistler, Ukrayna liderinin Washington ziyaretinin Putin tarafından gölgelendiği görüşünde. Washington’un Rusya’ya karşı sabrının tükendiği düşünülen bir dönemde, Putin adeta bir adım öne geçmiş oldu.

Zelenski en azından ABD Başkanı’nın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu üzerinde görüldüğü gibi Putin üzerinde baskı uygulayabileceğini umuyordu ancak bu baskı henüz gerçekleşmedi. Putin-Trump görüşmesinde, Zelenski'nin de dahil olacağı olası bir üçlü zirvenin de masaya yatırılması bekleniyor.

Neden Budapeşte?

Vladimir Putin, yıllardır Avrupa Birliği başkentlerinden birine adım atmadı; özellikle de 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya tam kapsamlı işgalini başlatmasından bu yana.

Bunun en önemli sebeplerinden biri, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından savaş suçları nedeniyle hakkında çıkarılan yakalama kararı. Ancak Macaristan’ın UCM’den çekiliyor olması, Budapeşte hükümetinin bu kararı geçersiz sayabileceğini savunmasına olanak tanıyor.

Putin’in Budapeşte’de kendini “dost ortamda” hissetmesi bekleniyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, yakın bir müttefik olarak geçen yıl Moskova’yı ziyaret etmiş ve bu adımı Avrupa Birliği ortakları tarafından eleştirilmişti. Orban için bu durum aynı zamanda büyük bir prestij kazanımı; hem Putin’i hem de Donald Trump’ı ağırlayacak olmanın siyasi değeri yüksek.

Orban için zaman kritik. 2010’dan bu yana görevde olan Başbakan, önümüzdeki baharda yapılacak kritik seçimlerde oy kaybı riskiyle karşı karşıya.

Trump ve Putin arasındaki tarihi zirve: Alaska

Donald Trump'ın ABD'de tekrar başkan olmasıyla ibre değişti. Trump sık sık bu savaşı 1 günde bitirebileceğini belirtse de geçtiğimiz günlerde 'yanıldığını ve tahmin ettiğinden daha zor' olduğunu ifade etti.

Trump bu süreçte savaşı sona erdirmek amacıyla Vladimir Putin ile Alaska’da bir araya gelerek barış anlaşması yapmayı umuyordu. Ancak Rusya Devlet Başkanı, Trump’ın teklifini açıkça reddetti ve o görüşmede uzun bir tarih dersine başladı.

İki lider dün telefonda tekrar temasa geçti ve Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bir toplantı yapmayı kabul etti, ancak tarih henüz belirlenmedi. Financial Times'a göre, Alaska’daki zirve, Trump’ın neredeyse toplantıyı terk etmesiyle sonuçlanmış ve liderler arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendirmişti.

Sıcak karşılama, soğuk görüşme

Putin, Alaska’da Trump tarafından gülümseyerek ve tokalaşarak karşılandı. Ancak kapalı kapılar ardında sıcaklık hızla kayboldu. Az sayıda danışmanla yapılan görüşmede, Putin ABD’nin ateşkese karşılık uygulamayı önerdiği yaptırım hafifletme teklifini reddetti ve savaşın ancak Ukrayna’nın Donbas’ta daha fazla toprak kaybetmesi halinde sona ereceğini vurguladı.

Rus lider, toplantıda Rurik, Yaroslav Bilge ve 17. yüzyıl Kazak lideri Bohdan Khmelnytsky gibi tarihi figürleri örnek göstererek, Ukrayna ve Rusya’nın bir bütün olduğunu savundu. Trump, şaşkınlık içinde sesini yükseltti ve birkaç kez toplantıyı terk etmekle tehdit etti. Nihayetinde toplantıyı erken bitirdi ve ekonomik işbirliği ve geniş delegasyon görüşmelerinin yapılacağı öğle yemeğini iptal etti.

Avrupalı liderler Beyaz Saray'a koştu

Trump, Alaska’da yaşananları “muhteşem ve başarılı bir gün” olarak nitelendirdi. Bu açıklama üzerine Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Avrupa liderleri, Trump’ı Ukrayna’yı satma planlarından vazgeçirmek için Beyaz Saray’a koştu. Zirve, Trump-Putin ilişkilerinde bir dönüm noktası olmasının yanı sıra ABD’nin Ukrayna lehine politika değişikliğinin sinyallerini de verdi.

Trump, Putin’den giderek bıkkın bir şekilde rahatsız olurken, ABD yönetimi Avrupa müttefiklerinin Ukrayna’ya silah sağlama girişimlerini destekledi, Rus enerji altyapısına yönelik saldırılara rehberlik etti ve Moskova’ya ulaşabilecek uzun menzilli füzeler konusunda Ukrayna’ya yardım tehdidinde bulundu.

Washington ayrıca, Hindistan’ın Rusya’dan petrol alımlarına yanıt olarak ek %25 gümrük vergisi uyguladı ve diğer ülkeleri de benzer adımlar atmaya çağırdı. Bu politika değişimi tamamlanmamış olsa da, temel amaç Putin’i Ukrayna görüşmeleri masasına geri dönmeye zorlamak oldu.

Yanılgılar ve talepler

Alaska’da Trump, ABD’nin Rusya’nın 2014’teki Kırım ilhakını tanımaya ve Rusya savaşmayı durdurursa Ukrayna’yı bazı cephe pozisyonlarından çekilmeye zorlamaya hazır olduğunu belirtti. Ancak önerilen anlaşma, yanlış anlamalara dayanıyordu. Rusya’nın “toprak tavizleri”, güçle ele geçiremediği bazı bölgelerde hattı dondurmayı kabul etmek anlamına gelirken, Putin yine de tüm Donbas’ın teslim edilmesini talep ediyordu.

Rus lider, anlaşmanın Ukrayna’nın teslimiyetini, NATO genişlemesinin durdurulmasını ve Batı’nın Ukrayna’ya silah desteğini içermesi gerektiğini vurguladı. Trump’ın teklifi Rusya için kabul edilemezdi.

Beyaz Saray ve Avrupa'nın müdahalesi

Trump, Moskova’ya karşı sert yaptırımlar uygulama tehditlerinden geri adım attı ve Putin’in kalıcı bir anlaşma talebini destekliyormuş gibi göründü. Zelenski ve Avrupa liderleri, Trump’ı tekrar Ukrayna’nın yanında olmaya ikna etmek için acil olarak Beyaz Saray’a gitti.

Trump, Ukrayna’ya geniş güvenlik garantilerini desteklemeyi, Avrupa’nın Kiev’in savunmasını güçlendirme çabalarına katkıda bulunmayı ve Zelenski ile Putin arasında bir görüşmeyi arabulmayı teklif etti. Bu adımlar, Avrupa’da Trump’ın Ukrayna’yı Putin’e teslim etmeyi düşündüğü endişelerini azalttı.

Putin’in stratejisi

Putin, Alaska zirvesi sonrası Trump’a övgüler yağdırmayı sürdürdü. Trump’ın Nobel Barış Ödülü kazanması gerektiğini söyledi ve ABD Başkanı da kendisine teşekkür etti fakat Putin, sahadaki üstünlüğü elinde tuttuğu sürece taviz vermeye gerek duymadığını hesaplıyor.

Avrupa yetkililerine göre Putin için savaş sadece mali bir mesele değil; ideolojik ve tarihsel bir hedef. Hedefi, Rusya tarihindeki en büyük liderlerden biri olarak anılmak. Putin’in askeri ve güvenlik servisi, düzenli olarak ona Ukrayna’daki kayıpların yüksekliğini ve Rusya’nın kaynak avantajını rapor ediyor.

Kaynak: Gazete Oksijen