Eğer kusursuz bir dünyada yaşıyor olsaydık sırlarımız hep saklı kalabilirdi. Ancak kusurlu ve yanlışlarla dolu bir gezegende yaşıyoruz. Yapılan yeni araştırmalar, utanç verici yanlış adımlar, sadakatsizlikler ve gaflar hakkındaki sırların eninde sonunda ortaya çıktığını gösteriyor ve bu da "Ne tür sırların açığa çıkma olasılığı daha yüksektir?" sorusunu ortaya çıkarıyor.
Arizona Eyalet Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Jessica Salerno ve Columbia Business School'da liderlik ve etik profesörü olan Michael Slepian, geçen ay Journal of Personality and Social Psychology'de yayınlanan bir çalışmada bu ve diğer konuları ele aldı. Kendilerinin ve meslektaşlarının daha önceki çalışmalarına dayanarak, gizlilik ve ahlak arasındaki bağı araştırdılar.
Her şey hack'lenme ile başladı
Dr. Slepian ve Dr. Salerno'nun ilgisini çeken bir şey oldu. O da evli insanların başka ilişkiler araması için internet üzerinden eş bulmalarına yardımcı olan Ashley Madison sitesinin 2015 yılında hacklenmesi oldu . Dr. Slepian, bilgisayar korsanlarının siteyi ahlaki açıdan sakıncalı buldukları için son derece hassas olan tüm verileri yayınladıklarını söyledi. İki araştırmacı, Ashley Madison'da olduğu gibi, insanların davranışlarını cezalandırmak istediklerinde başkalarının sırlarını ifşa etme olasılıklarının daha yüksek olup olmadığını araştırmak için deney ve anket düzenlediler.
Birbirinden farklı 150 katılımcıdan oluşan dokuz grubu bir araya getiren araştırmacılar, haberlerden veya katılımcıların kendi deneyimlerinden alınan sırları içeren çeşitli varsayımsal senaryolar kullandılar. Bazıları katılımcıların ahlaka aykırı bulabileceği davranışları içeriyordu. Gizlilik ihlali gerçekleştiren kişiler bir şekilde cezalandırıldı. Her bir deneyde, katılımcıların cevaplarının nasıl değişeceğini görmek için ayrıntılar ince bir şekilde değiştirildi. Örneğin, gizli eylem kasıtlı mıydı yoksa kazara mı yapılmıştı ya da herhangi biri zarar görmüş müydü? Katılımcılara her durumda birinin sırlarının ifşa edilmesini destekleyip desteklemedikleri soruldu.
Öfke sırları ortaya çıkarıyor
Sonuçlar, insanların gizli davranışı etik dışı bulmaları halinde sırların ifşa edilmesini onaylama olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Dr. Salerno, "Ahlaki açıdan ne kadar öfkelendiklerini hissederlerse, sırrı ifşa etme olasılıkları da o kadar artıyordu" dedi. Genel olarak, sözde sırdaşın ahlaki kuralları, sırrın ifşa edilmesi konusundaki istekliliği öngörüyordu.
Sırrın ortaya çıkmaması da mümkün
Açıklanması en muhtemel sırlar arasında yüzde 46 oranla özel yalanlar, yüzde 40 oranla başka birine ya da kendine zarar verme, yüzde 35 oranla yasadışı davranış ve uyuşturucu kullanımı yer alıyor. Buna karşılık, sürpriz bir olayla ilgili bir sır, zamanın yalnızca yüzde 18'inde açığa çıkıyor. Dr. Slepian sırrın, zaten davranışının sonuçlarını görmüş biriyle ilgili olmasının, sırdaşın sırrını ifşa etme olasılığının daha düşük olacağını söyledi. Çünkü kişi zaten cezalandırılmış oluyor. Gizlenen davranış kasıtlı değilse, sırrın gizli tutulması da daha olası bir hal alıyor.
Kimlere sırlarınızı vermemelisiniz?
Peki gerçek bir sırdaş nasıl bulunur? Önceki araştırmalardan yola çıkan Dr. Slepian, kibar, kurallara uyan, kolay kırılabilen, özellikle de dışa dönük ve geveze kişilerden uzak durulmasını öneriyor. Bu, ağzındaki baklayı çıkarması en muhtemel kişi profilidir. Dr. Salerno, "Asıl sırrınızı açıklayabileceğiniz kişi, şefkatli, iddialı ve sizinle aynı ahlak anlayışına sahip birisidir" dedi.