İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda konuşmasına başladığı sırada salonda protestolarla karşılaştı. Çok sayıda ülkenin temsilcisi konuşma sürerken salonu terk etti; kalan katılımcıların bir bölümü ise ıslıklarla tepki gösterdi. Netanyahu ise konuşmasını boş sıralara hitap ederek sürdürdü.

İran heyetinin, salonu terk ederken 12 Gün Savaşı'nda hayatını kaybeden çocukların resimşerini koltuklarına bıraktıkları görüldü.
NOW: UN delegates walk out of the General Assembly in protest during Israeli Prime Minister Netanyahu’s address. pic.twitter.com/dYa1aXq1Ea
— Fox News (@FoxNews) September 26, 2025
Netenyahu, protestolarla karşılaştığı BM Genel Kurulu'nun kürsüsünde Gazze’de “zindanlarda çürüyen rehinelerin ailelerine” seslendi. Netenyahu kürsüde “İran’ın terör ekseni”ni gösterdiğini" iddia ettiği bir harita gösterdi. Konuşmasında İsrail’in bölgesel saldırılarını ve suikastlarını sıralarken, bunları “Ortadoğu’yu yeniden şekillendiren hamleler” olarak sundu.
Hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin savaş suçları gerekçesiyle çıkardığı tutuklama kararı bulunmasına rağmen, Lübnan’da çağrı cihazlarının topluca patlatıldığı ve sivillerin de zarar gördüğü operasyondan “Hizbullah’a mesaj verdik” sözleriyle övünerek bahsetti.
Netanyahu, ardından İsrail’in son bir yıldaki askeri operasyonlarını sıraladı:
“Son bir yılda ne oldu? Husileri vurduk, dünkü saldırı dahil. Hamas’ın terör makinesinin büyük kısmını ezdik. Hizbullah’ı çökerttik; liderlerinin çoğunu ve silahlarının büyük bölümünü etkisiz hale getirdik,” ifadelerini kullandı.
İran’ın nükleer silah ve balistik füze programının da devre dışı bırakıldığını söyleyen Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugünkü tablo bu: Yemen’deki Husi liderliğinin yarısı gitti. Gazze’de Yahya Sinvar gitti. Lübnan’da Hasan Nasrallah gitti. Suriye’de Esad rejimi gitti… Irak’taki milisler mi? Onlar hâlâ caydırılmış durumda. Ve eğer saldırırlarsa liderleri de gidecek. İran’ın en üst düzey askeri komutanları ve nükleer bilim insanları da artık yok.”
Netanyahu, İran’a yönelik saldırılarda ABD’nin rolünü de vurguladı ve Trump’a teşekkür etti:
“Başkan Trump’a cesur ve kararlı tutumu için teşekkür ediyorum. İsrail için varoluşsal, medeni dünya içinse ölümcül bir tehdidi ortadan kaldırdık. Milyonlarca hayatı alabilecek kara bir bulutu dağıttık.”

Rehine ailelerinden çağrı
Netanyahu’nun konuşması öncesinde, BM binası önünde toplanan rehine aileleri ve esaretten kurtulanlar, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de tutulan 48 rehinenin serbest bırakılması için derhal anlaşmaya varılması ve savaşın sona erdirilmesi çağrısı yaptı.
Konuşması sırasında Netanyahu, halen hayatta olduğuna inanılan 20 rehinenin isimlerini tek tek okudu. “Daha önce hiç yapmadığım bir şeyi yapmak istiyorum,” diyerek BM kürsüsünden doğrudan rehinelere seslendiğini söyledi:
“Gazze’yi dev hoparlörlerle çevirdik ve bu mikrofonu o sisteme bağladık. Sevgili rehinelerimizin mesajımı duyacağını umuyorum.”
Netanyahu, Gazze’ye canlı yayın yapıldığını belirterek Hamas’a da doğrudan seslendi, sesini yükselterek:
“Silahlarınızı bırakın. Halkımı serbest bırakın. Rehineleri bırakın. Hepsini. Tüm 48 kişiyi. Şimdi bırakın. Bunu yaparsanız yaşayacaksınız. Yapmazsanız İsrail sizi avlayacak.”
BM kürsüsünde ‘sınav’
Netanyahu, Genel Kurul’a seslenirken Hamas, İran ve Hizbullah’ın Batı’ya karşı açıklamalarını sorularla gündeme getirdi. Elinde kartonlar tutarak dinleyicilere “Kim ‘Amerika’ya ölüm’ sloganı atıyor? A: İran, B: Hamas, C: Hizbullah, D: Husiler, E: Hepsi” diye sordu.
Salondan “Hepsi” yanıtı yükseldi. Netanyahu, “Doğru” diyerek diğer soruya geçti.
İsrail’in aslında Batı adına da savaştığını iddia eden Netanyahu, “Size bir sır vereyim. Kapalı kapılar ardında, kamuoyunda bizi kınayan birçok lider, özelde bize teşekkür ediyor,” dedi. “Defalarca onların başkentlerinde saldırıları önleyen istihbaratımızı ne kadar değerli bulduklarını söylüyorlar.”
Trump’ın İsrail ve ABD’nin ortak tehditle karşı karşıya olduğunu herkesten iyi kavradığını savunan Netanyahu, “Amerikalıları öldüren, Amerikalıları rehin alan, ‘Amerika’ya ölüm’ diye bağıran, bayrak yakan İran ve vekillerine bedel ödettiğini tüm dünyaya gösterdi” dedi.
Filistin'in tanınmasına tepki
İsrail Başbakanı Netanyahu, 7 Ekim 2023 saldırısını bir kez daha ABD’deki 11 Eylül 2001 saldırılarıyla kıyasladı. Bu söylem, Gazze savaşını destekleyen ABD merkezli çevrelerin sıkça dile getirdiği bir argüman olarak öne çıkıyor.
“7 Ekim’den sonra Filistinlilere Kudüs’ün bir mil ötesinde bir devlet vermek, 11 Eylül’den sonra El Kaide’ye New York’un bir mil ötesinde devlet vermekle aynı şeydir,” dedi.
BM Genel Kurulu’ndaki konuşmayı izleyen ABD heyetinden bir üyenin alkışladığı görüldü. Netanyahu “Bu düpedüz delilik. Tam anlamıyla çılgınlık. Ve biz bunu yapmayacağız” diye ekledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu hafta Fransa ve Birleşik Krallık’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararını sert sözlerle eleştirdi.
Netanyahu, bu adımın “çok açık bir mesaj verdiğini, Yahudileri öldürmenin karşılık bulduğunu” söyledi.
“Doğru bir şey yapmadınız. Yanlış yaptınız, hem de korkunç derecede yanlış,” dedi.
Kararın yeni saldırıları teşvik edeceğini savunan Netanyahu, bunun yalnızca Yahudileri değil, “her yerdeki masum insanları” da hedef haline getireceğini iddia etti.
“Yaptığınız şey, 7 Ekim katliamını gerçekleştiren ve destekleyen hoşgörüsüz fanatiklere en büyük ödülü vermektir,” diye konuştu.
Netanyahu ayrıca, “7 Ekim’den sonra Filistinlilere Kudüs’ün bir mil ötesinde bir devlet vermek, 11 Eylül’den sonra El Kaide’ye New York’un bir mil ötesinde bir devlet vermekle aynı şeydir,” ifadelerini kullandı.
Soykırımı reddetti
Savaş sırasında Gazze’deki Filistinlilerin en az yüzde 90’ı yerinden edildi. İsrail, defalarca hastaneler, okullar ve çadır kamplar gibi yerinden edilmiş sivillerin sığındığı noktalara saldırılar düzenledi. Yardım kuruluşları ise defalarca “Gazze’de hiçbir yerin güvenli olmadığını” vurguladı. Netanyahu ise, soykırım suçlamasını “asılsız bir iddia” olarak niteledi. Konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze kentindeki devam eden saldırılarına ve öncesinde verilen zorunlu tahliye emirlerine işaret etti.
Netanyahu, “Şimdi size basit bir soru, basit bir mantık sorusu sormak istiyorum. Soykırım işleyen bir ülke, hedef aldığı iddia edilen sivillere zarar görmemeleri için bölgeden ayrılmaları yönünde yalvarır mı?” dedi.
Başbakan bir kez daha Hamas’ın sivilleri “canlı kalkan” olarak kullandığını ileri sürdü. Ancak insan hakları uzmanları, bunun sivillerin hedef alındığı saldırıları meşrulaştıramayacağını defalarca dile getirdi.
"Şeytan burada"
Netanyahu konuşmasını yaptığı sırada BM binasının dışında da protestolar vardı. Protestocular, Netanyahu'nun ABD'den aldığı mali ve askeri destek sayesinde Gazze'deki saldırıları sürdürdüğünü savundu. Grup, ABD Başkanı Donald Trump'a seslenerek İsrail'e sağlanan fonların durdurulmasını talep etti. Bazı göstericiler, Trump yönetiminin Netanyahu'yu desteklemesinin "Gazze'deki sivil ölümlerinin başlıca nedeni olduğunu" ileri sürdü.
Göstericiler, yaklaşık son iki yılda Gazze'de ABD'nin desteğiyle gerçekleştirilen saldırılarda 680 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiğini belirtti. Netanyahu'ya destek verilmemesi için ABD Başkanı Donald Trump'a çağrıda bulunan grup, "Şeytan burada", "Kuşatmayı kaldırın", "Gazze özgür olacak" yazılı pankartlar taşıdı. Kalabalık sık sık "Özgür Gazze, Özgür Filistin" sloganları attı.
Konuşması Gazze'de dinletildi
İsrail basınına yansıyan haberlere göre, Başbakanlık Ofisi, İsrail ordusundan Gazze Şeridi'ne hoparlörler kurulmasını istedi.
İsrail ordusu ve Başbakanlık Ofisi'nin konuya ilişkin soruları yanıtlamayı reddettiği belirtilen haberde, Netanyahu'nun BM'deki konuşmasının Gazze'deki Filistinlilere çeşitli noktalara kurulacak hoparlörlerden dinletildiği belirtildi.

Gazze'deki saldırılar ve artan baskılar
Netanyahu’nun BM kürsüsüne çıkışı, Gazze’de aylardır süren savaş ve İsrail’in askeri operasyonlarının yol açtığı yıkım nedeniyle yoğun uluslararası baskıların gölgesinde gerçekleşti. İsrail’in saldırılarında on binlerce sivilin hayatını kaybettiği, altyapının büyük ölçüde tahrip olduğu ve yüzbinlerce kişinin açlıkla krizle karşı karşıya kaldığı belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler, insani yardımların engellenmemesi ve ateşkes çağrılarının dikkate alınması gerektiğini defalarca vurgularken, Batı’da ve küresel Güney’de birçok ülke İsrail’e yönelik sert eleştirilerde bulunuyor. Son olarak 10 ülkenin Filistin devletini tanıma kararı alması, Tel Aviv yönetimini daha da yalnızlaştırdı.
Kaynak: Gazete Oksijen


