New York, yeni bir nükleer santral inşa etmeyi planlıyor. ABD'de 15 yıl sonra bu alanda yapılacak ilk yatırım olan bu adım, Başkan Trump’ın bu tür projelerde izin süreçlerini hızlandırma vaadi açısından da önemli bir sınav niteliği taşıyor.
New York Valisi Kathy Hochul, verdiği bir röportajda, eyaletin kamu elektrik şirketine mevcut yaşlanan reaktör filosuna en az 1 gigawatt’lık yeni nükleer enerji üretim kapasitesi eklemesi talimatını verdiğini söyledi. Bir gigawatt, yaklaşık bir milyon haneye yetecek kadar elektrik üretebiliyor.
Hochul, “New York’a gelmek isteyen her şirketin ve burada yaşamak isteyen herkesin, enerji maliyetleri konusunda güvenilirlik ve erişilebilirlik açısından asla endişe duymamasını sağlamaya kararlıyım” dedi.
Neredeyse yüz yıl önce dönemin valisi Franklin D. Roosevelt tarafından halk adına hidroelektrik üretimini yönetmek amacıyla kurulan New York Elektrik Kurumu (New York Power Authority), yeni reaktör için eyaletin kuzeyinde bir yer belirleyecek ve tasarımını oluşturacak. Hochul, kurumun bu projeyi tek başına ya da özel sektör ortaklarıyla birlikte yürütebileceğini söyledi.
Nükleer santral süreçleri hızlanıyor
Bu proje, ABD’de nükleer reaktör inşasında yeni bir dönemin başlangıcına öncülük edebilir.
Nükleer enerji sektörü, son otuz yılı aşkın süredir güvenlik endişeleri, maliyet aşımları ve son derece yavaş ilerleyen izin süreçleri nedeniyle mevcut santralleri yönetmenin ötesine geçmekte zorlanıyordu.
Aynı zamanda bu proje, Trump’ın Mayıs ayında imzaladığı ve nükleer enerji projelerinin geliştirilmesini hızlandırmayı amaçlayan başkanlık kararnamelerinin pratikte ne ölçüde etkili olduğunu test edecek.
Trump’ın kararları, ABD nükleer düzenleyici kurumunun yeniden yapılandırılmasını, yeni projeler için lisans süreçlerinin hızlandırılmasını, yerli nükleer yakıt tedarikinin artırılmasını ve askeri amaçlarla ya da yapay zeka için büyük veri merkezleri kurmak üzere federal arazilerin kullanımını içeriyor.
2021’de vali olduktan sonra enerji projelerini öncelik haline getiren Hochul, Trump’la yaptığı her görüşmede nükleer santraller için federal izin süreçlerinin değiştirilmesini savunduğunu söyledi. Hochul ve Trump, geçen ay yaptıkları görüşmelerin ardından, başkanın büyük bir açık deniz rüzgar enerjisi projesine yönelik durdurma kararını kaldırması ve uzun süredir askıya alınan iki doğal gaz boru hattı projesinin yeniden canlandırılması konusunda anlaşmaya varmıştı.
Hochul, Elon Musk’ın öncülüğünde kurulan Hükümet Verimliliği Departmanı'nın dikkatini, Nükleer Düzenleme Komisyonu’nun (NRC) işleyişine yönlendirmeyi bile önerdiğini söyledi.
“Bu neden on yıl sürüyor?” diyen Hochul, “Kimsenin bu işe girişmemesinin nedeni bu; engeller çok fazla” ifadelerini kullandı.
1991 yılından bu yana ABD’de sadece beş yeni ticari nükleer reaktör devreye alındı ve bu sayı, mevcut santrallerin kapatılmasını telafi etmeye yetmedi.
Nükleer enerji üretim kapasitesi, 2012’deki zirvesinden bu yana %4’ten fazla düşüş gösterdi. Buna karşın, güneş panelleri ve doğalgazla çalışan türbinler gibi diğer elektrik üretim yöntemlerinde büyük bir artış yaşandı. Federal enerji tahminlerine göre nükleer kapasitenin daha da azalması bekleniyor; ancak eski santrallerin işletme lisanslarının uzatılmasına yönelik ilgi de artıyor. Hâlihazırda, nükleer santraller ABD’deki elektrik üretiminin yaklaşık %19’unu karşılıyor.
2021'de kapanan santral enerji ihtiyacını artırdı
Kapatılan en dikkat çekici santrallerden biri, Manhattan’ın yaklaşık 64 kilometre kuzeyindeki Indian Point nükleer santraliydi. 2021’de çevresel endişeler ve Hudson Nehri boyunca çok sayıda yerleşim yerine yakınlığı nedeniyle kapatıldı.
Nükleer enerjiye yönelik kaygılar, özellikle 2011’de Japonya’daki Fukushima Daiichi nükleer santralinde yaşanan felaketin ardından yeniden alevlenmişti.
New York City’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %25’ini karşılayan Indian Point santralinin kapatılmasının bir sonucu olarak, eyalet ani bir şekilde elektrik üretimini sürdürebilmek için daha fazla fosil yakıt yakmak zorunda kaldı. Bu durum, şehir ve eyalet genelinde hava kirliliğini azaltmayı hedefleyen diğer enerji politikalarına rağmen, sera gazı emisyonlarının artmasına neden oldu.
Yeni nükleer santral için değerlendirilen potansiyel alanlar arasında, tamamı Constellation Energy’ye ait ya da çoğunluk hissesi bu şirkete ait olan New York’taki üç faal santralin arazileri de bulunuyor. Vali Hochul, yeni tesisin tek büyük bir reaktör ya da birden fazla küçük reaktörden oluşan bir kompleks şeklinde olabileceğini söyledi.
New York yetkilileri ayrıca, Georgia’daki Vogtle Santrali’nde inşa edilen ABD’nin en yeni iki reaktörünün geliştirilmesi sürecinde yaşanan sorunları da yakından inceliyor. İnşaatına 2009 yılında başlanan bu reaktörler, 2023 ve 2024’te tamamlandığında toplam maliyetleri 30 milyar doları aştı; bu da başlangıçtaki tahminlerin iki katından fazlaydı.
Kaynak: Gazete Oksijen