Dünyanın en büyük hisse senedi portföyünü yöneten Norveç Varlık Fonu’nun Amerikan Caterpillar’daki hisselerini satması diplomatik krize yol açtı. Norveç Varlık Fonu’nun bağımsız etik danışmanı geçen hafta İsrail’in Caterpillar buldozerlerini kullanarak Gazze’deki Filistin yapılarını yok ettiğini ve bu eylemin “Uluslararası hukukun ve insan haklarının kapsamlı ve sistematik ihlali olduğunu” söylemişti.
Fon bunun üzerine piyasa değeri 2.1 milyar dolar olan Caterpillar’daki yüzde 1.2 hissesini satmıştı. Norveç Varlık Fonu, yaklaşık 25 milyon dolarlık hisseyle dünyanın en büyük inşaat makineleri üreticisi Caterpillar’ın en büyük 10 ortağı arasındaydı.
İsrail merkezli şirketlerde hisse satışı
Financial Times’ın haberine göre Norveç Varlık Fonu, birkaç hafta önce başta İsrail sermayeli bankalar olmak üzere İsrail merkezli şirketlerdeki hisselerini satma kararı almıştı.
Kısa süre içinde de çeşitli oranda hisse sahibi olduğu İsrailli şirketlerin sayısını 61’den 33’e düşürdü. 2 trilyon dolardan fazla bir varlığı yöneten Norveç Varlık Fonu, (değer olarak) dünya üzerindeki tüm hisse senetlerinin yüzde 1.5’inin sahibi.
ABD’den tepki
İsrail bağlantısı nedeniyle bir Amerikan şirketi olan Caterpillar hisselerinin satışı üzerine bir açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı, “Caterpillar ve İsrail hükümetine karşı mesnetsiz iddialara dayanan bu karardan büyük rahatsızlık duyuyoruz. Norveç hükümetiyle doğrudan iletişim kuracağız” ifadelerini kullandı.
Senatör Graham: Hak değil ayrıcalık
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise “Norveç Varlık Fonu yöneticileri… İsrail ürünlerini kullanıyor diye Caterpillar’la iş yapmıyorsanız, belki de ABD ile iş yapmanın ve bu ülkeyi ziyaret etmenin bir hak değil ayrıcalık olduğunu anlamanızın zamanı gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Daha sonra Bloomberg’e konuşan Graham, “Fon yöneticilerinin ABD’ye girişinin yasaklanması için Trump yönetimi ile konuşacağını” söyledi.
Norveç Hükümeti’nden açıklama
Geçen yıl Filistin Devleti’ni tanıma kararı alan Norveç hükümeti ise “Fonun yatırım kararlarında bağımsız olduğunu ve alınan kararların ardında politik sebepler aranmaması gerektiğini” belirtmekle yetindi.
Kaynak: Gazete Oksijen