05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 09.07.2025 15:49 | Son Güncelleme: 09.07.2025 15:50

Pekin'e 'Demir Kafes' planı: Trump, Çin'i ekonomik olarak yok etmenin yolunu buldu

Trump, Çin’i köşeye sıkıştırmak için Asya’ya ağır gümrük tarifeleri dayatıyor. Güneydoğu Asya ülkeleri, iki dev arasında zor bir tercih yapmak zorunda
Pekin'e 'Demir Kafes' planı: Trump, Çin'i ekonomik olarak yok etmenin yolunu buldu
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

21. yüzyılın başında Irak'ı işgal edip tüm odak noktasına Orta Doğu'yu yerleştiren ABD, Barack Obama döneminde sinyalleri verilen eksen değişikliğini Donald Trump'ın başkanlığında ete kemiğe büründürdü. Washington yönetimi Suriye gibi ülkelerde asker sayısını azaltıp Güney Asya'daki müttefikleriyle Çin'i kuşatmaya başlarken, Orta Doğu siyasetinde ise boşluklar ve gri alanlar oluştu.

Geride kalan yıllarda Güney Asya'daki en ciddi rakibi Çin'le özellikle Tayvan üstünden restleşen ABD, tartışmalı Güney Çin Denizi etrafındaki ülkelerle teker teker anlaşıp Pekin yönetiminin etrafını sardı. 30 yıl sonra Amerikan birliklerinin ilk kez Filipinler'e dönüşünü sağlayan anlaşmayla, Şubat 2023 itibarıyla ABD’nin Güney Çin Denizi çevresinde oluşturmaya çalıştığı savunma kalkanı tamamlanmış oldu.

En güneyde Avustralya'nın, en kuzeyde ise Japonya ve Güney Kore'nin yer aldığı hatta, tek eksik Filipinler'di.

'Demir Kafes' planı: 

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz ay Çin ile bir anlaşma imzalamasına rağmen, Pekin ile gerilimi yeniden alevlendirmekle tehdit ediyor. Trump, Asya’nın tamamını kapsayan geniş bir gümrük tarifesi ağı kurarak ticaret savaşını yeni bir boyuta taşımayı hedefliyor.

Japonya ve Güney Kore’ye uyguladığı ek vergilere rağmen Trump, Endonezya, Tayland ve Kamboçya gibi ülkelerle bir dizi anlaşma yapmak için hızla harekete geçti. Bu planı hayata geçirirse, Xi Jinping’in Çin’in ihracat odaklı ekonomisini Asya pazarlarıyla destekleme kabiliyetini adeta bir kafesle kuşatmış olacak.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Capital Economics'ten Neil Shearing 'Tanık olduğumuz şey geçici bir ticaret savaşı değil. Bu, dünyanın iki büyük ekonomisi arasındaki daha derin ve kalıcı bir süper güç rekabetinin tezahürü.' değerlendirmesinde bulundu.

Çin'den Vietnam anlaşması: Yaptırımlardan kaçış

Trump’ın İngiltere ve Vietnam ile imzaladığı ticaret anlaşmaları, Pekin’in ticaret gücünü zayıflatma planına şimdiden zemin hazırladı. İngiltere ile yapılan anlaşma, Beyaz Saray’a Çin yatırımlarını “veto etme” yetkisi verirken; Vietnam anlaşması, Pekin’in ABD tarifelerinden kaçmak için kullandığı bir boşluğu kapatmayı hedefliyor.

Trump, Çin’den ithal edilip Vietnam üzerinden ABD’ye ihraç edilen mallara yüzde 40’lık ek vergi getirerek bu stratejiyi hayata geçirdi. Bu yeni tarife, Vietnam üretimi mallara uygulanan yüzde 20’lik vergiyi ikiye katlıyor ve Trump’ın Hanoi’ye net bir mesaj göndermesine yol açıyor:

“Vietnam’dan ABD’ye ihracat yapmak istiyorsanız yüzde 20’lik vergiyi karşılayabilirsiniz, ancak Çin mallarına Vietnam etiketi yapıştırırsanız üzerinize tonlarca tuğla gibi inerim.”

Trump ayrıca, Güneydoğu Asya’daki diğer ülkeleri de üç hafta içinde anlaşma yapmazlarsa daha agresif tarifelerle tehdit etti. Bu ülkeler arasında Malezya’ya yüzde 25, Endonezya’ya yüzde 32 ve Tayland ile Kamboçya’ya sırasıyla yüzde 36’lık ek vergiler yer alıyor.

Asya’da zor seçim: ABD mi yoksa Çin mi?

Asya ülkeleri Trump’ın talepleri karşısında sıkışırken, Çin de elindeki kozları oynamaya hazırlanıyor. Pekin, ABD’nin Vietnam ile yaptığı ticaret anlaşmasına sert tepki gösterdi.

Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü He Yongqian, anlaşmayı “tek taraflı zorbalığın tipik bir örneği” olarak nitelendirerek, Çin’in “meşru hak ve çıkarlarını korumak için kararlı karşı önlemler” alacağını söyledi.

Bu durum, ABD ve Çin’in en büyük ticaret ortakları olduğu Vietnam’ı oldukça zor bir pozisyona sokuyor. Kısa süre içinde diğer Asya ekonomileri de benzer bir ikilemle karşı karşıya kalabilir: İki dev arasındaki savaşta taraf seçmek.

Trump, Pazartesi günü Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, “BRICS’in Amerika karşıtı politikalarına” destek veren her ülkeye yüzde 10’luk yeni bir gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu.

Bu açıklama, Brezilya’da düzenlenen BRICS zirvesine yanıt olarak geldi. Zirveye, Mısır, Etiyopya, Endonezya, İran ve BAE gibi yeni üyeler ile Malezya, Tayland ve Vietnam da katılmıştı.

Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride, katılımcı ülkeler “ticareti kısıtlayıcı eylemlerin artışını” eleştirerek, “tek taraflı önlemlerin küresel ticareti azaltabileceği, tedarik zincirlerini bozabileceği ve uluslararası ticari faaliyetlere belirsizlik katabileceği” uyarısında bulundu.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, BRICS’in “çatışmaya dayalı bir blok olmadığını” ve “herhangi bir ülkeyi hedef almadığını” söyledi. Mao, “Gümrük tarifeleri, baskı kurma ve zorlama aracı olarak kullanılmamalıdır,” dedi.

Pekin'in politikası ne?

Çin, yoksul ülkelerin dostu ve Birleşmiş Milletler ile Dünya Ticaret Örgütü gibi çok taraflı kurumların savunucusu rolüyle kendini öne çıkarıyor. Pekin’in gelişmekte olan ülkeleri yanına çekmek için sunduğu teşvikler arasında, 1 trilyon doları aşan Kuşak ve Yol Girişimi ile Şanghay merkezli Yeni Kalkınma Bankası da bulunuyor.

Örneğin Endonezya’da, Çin-İndonezya ortak girişimiyle 6 milyar dolarlık bir elektrikli araç bataryası fabrikasının temeli atıldı. Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto projeyi “olağanüstü bir atılım” olarak nitelendirdi.

Öte yandan, Çin de gerektiğinde sertleşebileceğinin sinyallerini veriyor. Apple’ın iPhone üretimini Çin’den Hindistan’a kaydırma olasılığı gündemdeyken, Foxconn’un Hindistan’daki fabrikalarında görev yapan yüzlerce Çinli mühendis ve teknisyenin geri çağrıldığı ortaya çıktı. Bloomberg, bunun Pekin’in çok uluslu şirketlerin operasyonlarını Çin dışına taşımalarını yavaşlatma hamlesi olduğunu bildirdi.

Asya ülkelerinin en zor kararı

Pekin’in asimetrik bir “kopuş” stratejisi izlediğini belirten Chatham House’dan David Lubin, “Çin’in küresel bir üretim merkezi haline gelmesinin sonucu, dünyanın Çin’e daha bağımlı hale gelmesidir. Ve bu da Çin’e pazarlık gücü kazandırıyor,” dedi.

Artık Asya ülkelerinin önünde zor bir karar var: Trump’ın her geçen gün sertleşen tarife tehditlerine mi boyun eğecekler, yoksa Xi’nin para ve stratejik kaynak kozlarına mı yaslanacaklar?

Kaynak: Gazete Oksijen