05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 10.09.2025 14:24 | Son Güncelleme: 10.09.2025 16:12

Reuters analizi: Batıya meydan okuyan otokratlar gerçekten ittifak halinde mi?

Çin’in Pekin’deki 3 Eylül askeri geçit töreninde bir araya gelen Şi Jinping, Vladimir Putin ve Kim Jong Un’un fotoğrafı, Avrupa Birliği tarafından “otoriter ittifak” olarak tanımlandı, peki bu ülkeler gerçekten bir ittifak halinde mi?
Reuters analizi: Batıya meydan okuyan otokratlar gerçekten ittifak halinde mi?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Çin’deki geçit töreni, bazı dünya liderlerinde önemli bir jeopolitik değişimin işareti olarak endişe yaratsa da, kaynaklar Pekin, Moskova ve Pyongyang’ın henüz uyumlu bir blok oluşturmadığını söylüyor.

Diplomatlar, etkinlik sırasında resmi bir üçlü zirvenin olmamasına ve büyük ekonomik projelerdeki belirsizliklere dikkat çekiyor. Özellikle gaz hattı projesi gibi anlaşmaların belirsizliği, açıklanan yakın iş birliği taahhütlerinin daha çok ABD ile olası görüşmelerde pazarlık kozuna dönüştürülmüş olabileceğini düşündürüyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu CSIS’in jeopolitik ve dış politika bölümü başkanı Victor Cha, “Bunu yeni bir düzenin ilanı olarak görmüyorum. Bu, dar görüşlü çıkarlar temelinde kaos ve fırsatçılığın ilanı,” dedi.

Uzun süre Asya’da görev yapmış bir ABD diplomatı ise, “Optik önemlidir. Çin, Rusya ve Kuzey Kore’nin belirli politika alanlarında farklılıkları devam etse de, üçü de ABD öncülüğündeki uluslararası sisteme karşı birlik mesajı verdi,” ifadelerini kullandı.

Güvenlik endişeleri artıyor

Japonya’nın istifa eden Başbakanı Shigeru Ishiba, nükleer silahlı komşuların yan yana durmasının ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu belirtti. Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise toplantıyı “gelişen otokrat ittifak” olarak nitelendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social paylaşımında Şi, Putin ve Kim’in kendisine karşı komplo kurduğunu iddia etti; Kremlin ise bu yorumu ironik buldu. Bir ABD yetkilisi, Trump’ın “bazı ülkelerin Çin’in yanında yer almasına üzüldüğünü” ve durumu “yeniden değerlendireceğini” söyledi, ancak ayrıntı vermedi.

Ekonomik anlaşmalar belirsiz

Tören, Şi için diplomatik bir zafer olarak değerlendirildi, Putin’in Ukrayna savaşı nedeniyle uluslararası izolasyon anlatısını kırmasına ve Kim’in yasaklı nükleer programına dolaylı destek sağlamasına olanak tanıdı. Ancak üç liderin resmi bir zirve yapmamış olması, askeri iş birliği gibi doğrudan adımların uzak bir ihtimal olduğunu gösteriyor.

Ekonomik cephede, zirvede Rusya ile Çin arasında dev bir gaz boru hattı için “bağlayıcı bir mutabakat” açıklansa da, Çin resmi kaynakları projeden bahsetmedi ve soruları geçiştirdi. Fiyat ve şartlar gibi uzun süredir çözülemeyen konular hâlâ gündemde.

Trump faktörü ve belirsizlikler

Şi'nin, altı yıl aradan sonra Kim ile ilk yüz yüze görüşmesinde Çinli üst düzey ekonomi yetkililerinin de yer alması, ticaretin de gündemde olduğunu gösteriyor. Çin’in resmi açıklamaları, yıllardır ilk kez “nükleer silahsızlanma” konusuna değinmedi; bu, Kim için önemli bir taviz olarak yorumlandı.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, Pekin’den Kuzey Kore’yi nükleer programı üzerine diyaloğa çağırmasını istedi. Çin resmi medyasına göre Şi, zirve sonrası Kim’e yazdığı mektupta stratejik iletişimi güçlendirmeye hazır olduklarını belirtti.

Ancak Kuzey Koreli işçilerin Çin’deki durumu gibi zorlu meseleler çözülmediğinden, dostane dilin asıl amacının Washington ile pazarlık olduğu belirtiliyor.

Trump, Ekim sonunda Güney Kore’de yapılacak Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi için bölgeye gitmeyi planlıyor; bu, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gergin ticaret müzakereleri sırasında Şi ile görüşme olasılığını da içeriyor.

Kuzey Kore lideri Kim, 2019’da çöken görüşmeleri yeniden başlatmak konusunda herhangi bir işaret göstermemiş olsa da, Güney Kore istihbaratı bu diplomatik hareketliliğin bir fırsat yaratabileceğini takip ediyor.

Kaynak: Gazete Oksijen