

Günde dokuz saati yolda geçen o çocuk
Çok da haklı El Saadani. Başka hangi çocuk 12 yaşında idman uğruna günde sekiz-dokuz saat yol teper ki? Şaka zannetmeyin. Küçük Salah futbola başladığı Kuzey Mısır’daki Nagrig kasabasından Mısır’ın başkenti Kahire’nin doğusundaki Nasr City ilçesine gidebilmek için dört-beş kez dolmuş minibüs değiştirmek zorunda kalıyordu. Toz toprak yollardaki dört saati aşan bu yolculuk El Mukavlun’un U15 takımı idmanlarına yetişebilmesi içindi. Tabii bunun bir de dönüşü vardı ki ancak geceyarısı eve dönebiliyordu. Aslında önce Tanta şehrindeki U12 takımına alınmıştı ama kısa zamanda parlayınca Kahire’nin yolunu tutması gerekmişti. The Athletic sitesinin Liverpool yazarı Simon Hughes yıllar sonra tıklım tıkış dolmuşlardaki bu yolculuğu bizzat denemeye kalktığında birinci saat geçmeden bacağının uyuştuğunu yazacaktı. Bundan sonra genç Salah’ın Liverpool’a kadar uzanan futbol macerasındaki birkaç dönüm noktasını yazmadan geçmek olmaz. Birincisi, El Mukavlun’daki hocası Said El Şişini’nin onu sol kanat bekinden forvete almasıydı. Bu sayede aynı mevkideki diğer oyuncularla rekabetten kurtulmuş ve rakip kaleye daha yakın oynamaya başlamıştı. Ancak ufak tefek olmasına karşın fiziksel gücünü de bu yaşlarda kazanmaya başladığını hatırlatalım. Daha genç takımda her boş vaktinde ağırlık çalışması yapan, beslenmesine özen gösteren bir Salah var o yıllarda.Arap Baharı’nın ortasında
İkinci dönüm noktası, Salah’tan ziyade Mısır’daki siyasi ortamla alakalı. 2011’de Tahrir Ayaklanması’yla beraber ülke büyük bir karmaşanın içinde bulmuştu kendini. Cumhurbaşkanı Mübarek’in istifası sonra başlayan bu karmaşaya ertesi yılın başında Port Said’deki El Masri ile El Ehli maçından sonra 74 taraftarın ölmesi ve ardından futbol liginin askıya alınması eklenince Salah gibi genç oyuncuların önü kapanmıştı. Bu durumda tek çare ülkenin iki büyük kulübü El Ehli veya Zamalek’ten geçmeden Avrupa’nın yolunu tutmaktı. 2011’deki U-20 Dünya Şampiyonası’nda onu yakından izleyen İsviçre’nin Basel takımı Salah’a göz koymuştu ve ertesi yaz transferi hallettiler.
Cep telefonu kesikti
Premier League’e 2014’te ilk kez adım atmasını sağlayan bir telefon konuşmasıysa son dönüm noktasıydı. Devre arasında Basel’dan ayrılması mevzu bahisti. Kafası karışıktı. Bir yandan Mısır’da çok sevilen Liverpool, diğer yanda Chelsea. İşte orada cep telefonuna gelen bir çağrıyla ikna oldu. Faturasını ödemeyi unuttuğu için önce erişemeyip sonra WhatsApp’la konuştuğu kişi dönemin Chelsea teknik direktörü José Mourinho’ydu. Doğrudur, Chelsea dönemi pek iyi geçmedi ama işte Fiorentina ve Roma üzerinden yeniden Premier League’de buldu kendisini. Bugün Mo Salah, sadece Liverpool takımının en önemli yıldızlarından biri değil aynı zamanda kültürel bir simge. Senegalli Sadio Mané ve Gineli Naby Keita’yla beraber takımın üç Müslüman Afrikalısından biri. Gol sevinçlerinde secde ettiğini sık sık gördük geçmişte. Liverpool seyircisi onun formasını geçiriyor sırtına, resimlerini yapıyor. Ayrıca hem onun hem de Mané’nin varlığı ve başarısı başta Liverpool bölgesi olmak üzere İngiltere’de Müslümanlara yönelik nefret suçlarının azalmasını sağladı. 2019’da Stanford Üniversitesi’ndan dört uzman bir araştırma yaptı ve sosyal medyadaki nefret söylemini inceledi. Bulgularına göre Salah’ın Liverpool’da transferinden sonra takımın bulunduğu Merseyside bölgesinde tüm nefret suçları yüzde 18,9 oranında azaldı. Bu kadar da değil. Liverpool taraftarlarının diğer takım taraftarlarına yönelik Twitter postlarında Müslüman karşıtı ifadeler de yarı yarıya azaldı. Araştırmacılara göre bunun sebebi de taraftarların Salah sayesinde İslam’ı daha iyi tanımasıydı.