Almanya'nın savaş sonrası şansölyeleri arasında göreve en krizli şekilde gelen ve en düşük beklentilerle karşılanan isimlerden biri olan Friedrich Merz, görevindeki ilk 100 gününe yaklaşırken kamuoyunda hayal kırıklığı yaratıyor.
69 yaşındaki Merz, merkez sağ Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri olarak üç ay önce meclisteki olağanüstü gelişmelerin ardından, kendi koalisyonundaki milletvekillerinin itirazlarıyla zayıflamış bir şekilde şansölyeliğe gelmişti.
Göreve başlarken seleflerinin çoğunun yaptığı gibi coşkulu ve umut vadeden söylemlerden kaçınan Merz, Bundestag’daki ilk konuşmasında ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukları açık bir dille ifade etti: Uluslararası arenada yaşanan çalkantılar, sığ ama uzayan bir ekonomik durgunluk ve toplumsal uyumun bozulması.
Merz, "Yaz aylarına geldiğimizde vatandaşların burada bir şeylerin değiştiğini, işlerin artık ilerlemeye başladığını hissetmesini arzu ediyorum" dedi. Ancak bu hissiyatın oluştuğuna dair çok az işaret var.
Kamuoyu desteği düşük
Hafta sonu Bild am Sonntag gazetesinde yayımlanan bir anket, Merz ve hükümetinin onay oranlarının, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Olaf Scholz’un aynı dönemdeki oranlarının altında olduğunu gösterdi.
Merz’in görev performansından memnun olanların oranı sadece yüzde 30 iken, Scholz için bu oran ilk 100 gün sonunda yüzde 43’tü.
Katılımcıların yüzde 68’i Merz’in Scholz’dan daha iyi bir şansölye olmadığını söylerken, sadece yüzde 26’sı onun bir iyileşme süreci içinde olduğunu belirtti.
Özel sektör de memnun değil
Almanya'nın özel sektörü de Merz yönetiminden umutlu değil. Wirtschafts Woche dergisi için bin iş insanıyla yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 59’u Merz’den memnun olmadıklarını ifade etti. Sadece yüzde 39’u memnuniyet belirtti.
İş insanlarının yüzde 59’u önümüzdeki 12 ayda ekonomik durumun kötüleşeceğini düşündüğünü söylerken, yalnızca yüzde 21’i iyileşme beklediğini ifade etti.
İmajı karışık sinyaller veriyor
ARD televizyonu için yapılan DeutschlandTrend anketine göre, halkın yüzde 42’si Merz’in şansölyelik görevini yapabileceğine inanıyor. Ancak yüzde 66’sı onu "güvenilmez" buluyor, yüzde 56’sı ise ülkeyi kriz zamanında iyi yönetemeyeceğini düşünüyor.
Memnuniyetsizliğin en belirgin nedenlerinden biri, CDU, SPD ve Bavyera merkezli CSU arasında süren koalisyon içi çekişmeler. Son haftalarda medyada geniş yer bulan olay, SPD'nin Frauke Brosius-Gersdorf’u Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermesiyle başladı.
Liberal eğilimli hukuk profesörü Brosius-Gersdorf, sağ kanadın onu “aşırı solcu” olarak hedef alması sonucu büyük bir tartışmanın merkezine yerleşti. CDU, bu baskıların ardından meclisteki oylamayı geri çekti ve aday geçen hafta adaylığını tamamen geri çekti. Cumhurbaşkanı Steinmeier dahil birçok yetkili bu tartışmanın hem kamuoyundaki koalisyon algısını hem de anayasal kurumlara olan güveni zedelediğini vurguladı.
“Dışişleri Şansölyesi”
Merz, bazı çevrelerce "Außenkanzler" yani dışişleri şansölyesi olarak nitelendiriliyor. Eleştirmenler, onun dış politikaya fazlasıyla odaklandığını, ülkenin iç işleyişini ise yardımcısı Thorsten Frei ve Enerji ve Ekonomi Bakanı Katherina Reiche gibi isimlere bıraktığını savunuyor.
Merz’in destekçileri bu eleştiriyi reddetse de, iş dünyasından birçok isim mevcut reform gündeminin ekonomik büyümeyi ve kamu maliyesini düzeltmek için yetersiz kaldığını dile getiriyor. Almanya ekonomisi hâlâ pandemi öncesi seviyelerine ulaşamadı ve Nisan-Haziran döneminde GSYİH yüzde 0,1 oranında küçüldü.
Kaynak: Gazete Oksijen
