24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.02.2023 04:30 | Son Güncelleme: 12.02.2023 16:00

Savaş ve tecrübesizlik Suriye’yi çaresiz bıraktı

Suriyeli gazeteci, ülkesini vuran depremi Oksijen için yazdı: Suriye doğal afetlerle, ender görülen depremlerle başa çıkacak deneyimden yoksun. Savaş devletin felaketlerle yüzleşme yeteneğini büyük ölçüde zayıflattı
Afrin’in Cinderes kasabasında yaşayanlar depremzedeleri kurtarmaya çalışıyor. (Fotoğraf: RAMİ AL SAYED/AFP via Getty Images)
Afrin’in Cinderes kasabasında yaşayanlar depremzedeleri kurtarmaya çalışıyor. (Fotoğraf: RAMİ AL SAYED/AFP via Getty Images)

Sarkis Kassarjian

Ellili yaşlarındaki Ebu Muhammed Halep'in doğusundaki evinin çamur ve taşları altında kalmış ailesinden bir ses duyma umuduyla cep telefonunun ışığını molozların arasındaki çatlaklara doğru tutuyor. Amacı karanlığa gömülen karısını ve kızını yardım gelene kadar biraz olsun teselli etmek.

İlk depremde binlerce gecekondu sakini enkaz altına gömüldü. Kurtarma ekiplerinin kendilerine ulaşmasını bekleyenlerin sayısı bilinmiyor. Saatler ilerledikçe umutlar azaldı. Türkiye’nin Hatay sınırının güneyindeki Halep ile birlikte Lazkiye ve İdlib Suriye’de depremden en çok etkilenen üç vilayet oldu. Hama’da da can kayıpları, Tartus’ta maddi hasarlar var.

Savaşın yıkamadığı binaları deprem yıktı

Oksijen’e konuşan Halep Belediye Başkanı Dr. Maad Matlaji kurbanların büyük çoğunluğunun Halep şehrinin yaklaşık yüzde 40'ını oluşturan kaçak gecekondularda yaşayanlar olduğunu anlattı. Yıkılan binaların da çoğu bu gecekondular. Matlaji “Halep altyapısı, bina ve tesislere savaştan dolayı yıpranmış bir şehir. Savaşın yıkmadığı binaları ne yazık ki deprem yıktı” diyor.

Halep’te tamamen yıkılan bina sayısı altmışın üzerinde. Yıkılmak üzere olan binalar da var. Suriye doğal afetlerle, cumhuriyet döneminde ender görülen depremlerle başa çıkacak deneyimden yoksun. Ayrıca savaş devletin felaketlerle yüzleşme yeteneğini büyük ölçüde zayıflattı.

Belediye başkanı enkazlara 50'den fazla kurtarma ekibi konuşlandırıldığını söylüyor. Görgü tanıklarına göre ordu ile müttefik kuvvetlerin ve çok sayıda genç gönüllünün katılımına rağmen kurtarma operasyonları çok yavaş ilerliyor. Oksijen’e konuşan uzmanlara göre bunun sebebi deneyim, ekipman ve araç eksikliği.
Depremde kısmen yerle bir olan Al-Shaar mahallesinin sakinlerinden Saeed Khawlandi pazartesi sabahının erken saatlerini şöyle anlatıyor: “Gün doğumuyla birlikte dehşeti atlatmış, ağır molozları taşımakta kurtarma ekiplerine nasıl yardımcı olabileceğimizi düşünmeye başlamıştık. Çünkü araçlar azdı, eğitimli kadrolar ve özel köpekler yoktu. Bir grup mahalleli genç olarak yıkılan binaları tespit etmeye, enkazların arasında canlar olabilecek noktaları bildirmeye başladık. İş makinelerinin gelmesiyle araçların ve ambulansların yıkım bölgelerine ulaşmasını kolaylaştırmak için sokaklarda hafif yıkımları kaldırma işini üstlendik.”

Askerin gelmesi insanlara moral verdi

Saeed kurtarma operasyonlarının çok yavaş ilerlediğini de anlatıyor: “İnsanlar önce çok tedirgindi çünkü musibet büyüktü. Herkes ailesiyle meşguldü ve yorulmuştu. Ordu birliklerinin sivil savunma ekiplerine katılması motive edici bir faktör. Birbirimize yardım etmekten başka bir çare yok demeye başladığımız anda halkın moralinin yükselmesine katkıda bulundu.”

Kurtarma operasyonlarını takip eden Şam FM muhabiri Zaher Tahan’a göre yüzlerce ailenin tahliyesine rağmen çarşamba günü itibarıyla enkaz altında onlarca aile vardı. Birçok aile artık sadece yakınlarının cesetlerinin çıkarılması için enkaz başında. Halep'teki gecekondularda yaşayan hane halkı sayısının yüksek olduğu bilinir. Belediye başkanı ortalama bir ailenin 8 kişiden oluştuğunu tahmin ediyor. Halep’te depremin yarattığı acı tablo ortaya çıktıktan sonra yetkililer yeni bir zorlukla karşı karşıya kaldı.

Hayatta kalanlara barınak, tıbbi hizmetler ve yaşamsal ihtiyaçları sağlamak. İki kesimin barınma sorunu var: Evleri yıkılan ya da yıkılmak üzere olanlar ve yeni sarsıntı korkusuyla evlerine dönmekten korkanlar. Pazartesi günü Kahramanmaraş’ı vuran deprem korkuları daha da artırdı. Salı öğleden sonra bazı insanlar sakinleşerek evlerine dönmeye başladı ancak güçlü bir artçı sarsıntıyla herkes yeniden sokağa döküldü.
Saeed “Kadınlar, başlarını örtmelerine bile fırsat bulamadan pijamalarıyla sokağa döküldü” diyor. Gençler bu saatten sonra her şeyi geride bırakan insanların mallarını korumaya destek olmak için nöbetleşe görev yapmış.

Camiler, kiliseler barınak oldu

Belediye Başkanı Matlaji sokakta kalan insanları ağırlamak için 128 merkez kurulduğunu, okul ve spor tesislerinin, tüm kilise ve camilerin, otellerin ve restoranların sığınağa dönüştürüldüğünü anlatıyor. Sıradaki zorluk hasarlı binaları tespit etmek, risk yüzdesini belirlemek ve çökme riski taşıyan binaların tahliyesi.
Matlaji Suriye'nin maruz kaldığı Batı yaptırımlarının kurtarma ve enkaz kaldırma işini olumsuz etkilediğini de anlatıyor. Halep belediyesinin elinde bulunan araçların çoğu Amerikan, Alman ve Japon malı ve gerekli yedek parçaların ithalatı yapılmıyor.

Petrol sektörüne uygulanan yaptırımlar da kıtlığa neden oldu. Matlaji “Yaptırımlar hayatta kalanlara tıbbi hizmet sağlanmasında aciz kalmamıza neden oldu” diye ekliyor. İlaç ve bebek maması kıtlığı da var. Birçok yabancı şirket yatırımların kapsamadığı sektörlerde bile Suriye ile iş yapmaktan kaçınıyor.

Suriyeli iktisatçı Ziad Ghosn ilaç, gıda ve tahıl gibi temel malzemelerin temini için yaptırımları aşamanın gerçek maliyetleri yüzde 30-40 arasında artırdığı görüşünde. İhracatçı ile Suriyeli alıcı arasında çok aracı olması nedeniyle bazı malların fiyatları bir buçuk katına kadar yükselebiliyor. Suriye hükümeti “yıkıcı depremin etkileriyle başa çıkmak için alınan acil durum operasyonlarını finanse etmek için” yalnızca 50 milyar Suriye lirası, yani yaklaşık 7 milyon dolar tahsis etti. Suriyelilerin başına gelen felaketin dehşeti karşısında sembolik bir miktar bu. Ama acizliğe batmış Suriye hazinesinin kaldırabileceğinden daha fazla bir rakam.

Suriye Kızılay'ı AB'den kendilerine yardım etmelerini, bu yardımları isyancıların kontrolü altındaki bölgelere de ulaştıracaklarını söylüyor. Ailesi ve yakınları hala enkaz altında olanlarınsa daha acil dertleri var. Sevdiklerinden gelecek bir ses duymak umuduyla yıkılan binaların önünde diz çökmüş bekliyorlar.