05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 08.08.2025 09:05 | Son Güncelleme: 08.08.2025 09:55

İsrail kabinesi Gazze'yi 'tam işgal' planını onayladı

İsrail, 22 aydır süren Hamas’la savaşında yeni bir tırmanışa giderek Gazze Şehri’ni yeniden ele geçirme planını duyurdu. Karar, perşembe gecesi üst düzey yetkililerin katıldığı 10 saatlik toplantının ardından alındı
Depo Photos
Depo Photos
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İsrail’in siyasi güvenlik kabinesi, Cuma günü erken saatlerde, neredeyse iki yıldır süren savaşa yönelik içeride ve dışarıda artan eleştirilere rağmen, askeri operasyonlarını genişleterek Gazze Şehri’nin kontrolünü ele geçirme planını onayladı.

Başbakan Benjamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) atıfta bulunularak, “IDF, çatışma bölgeleri dışındaki sivil halka insani yardım sağlarken Gazze Şehri’nin kontrolünü ele almaya hazırlanacak” denildi.

Netanyahu, Perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nin tamamında askeri kontrol sağlamayı hedeflediğini söylese de, Cuma günü onaylanan plan özellikle, bölgenin kuzeyinde yer alan ve en büyük kenti olan Gazze Şehri’ne odaklandı.

Axios muhabiri Barak Ravid, bir İsrailli yetkiliye dayandırarak X’te yaptığı paylaşımda, planın Gazze Şehri’ndeki Filistinli sivillerin tahliye edilmesini ve burada kara harekâtı başlatılmasını içerdiğini aktardı.

Haaretz’e konuşan üst düzey bir İsrailli yetkiliye göre, “Gazze Şehri’nde büyük bir operasyon başladığında, sivil nüfusa korunmaları için sadece merkez kamplarına değil, diğer bölgelere de tahliye edilme imkânı sunulacak.”

Fox News sunucusu Bill Hemmer’ın, İsrail’in tüm kıyı bölgesinin kontrolünü ele geçirip geçirmeyeceği sorusuna Netanyahu, Perşembe günkü röportajında, “Niyetimiz bu” yanıtını verdi. Ancak Netanyahu, bu toprakları yönetmesi için Arap güçlerine devretmek istediklerini öne sürdü. Yönetim düzenlemeleri veya hangi Arap ülkelerinin sürece dahil olabileceği konusunda ise ayrıntı vermedi.

2005'teki karar 20 yıl sonra tersine çevriliyor

Bölgenin tamamen kontrol altına alınması, İsrail’in 2005 yılında aldığı, İsrail vatandaşlarını ve askerlerini Gazze’den çekme ancak sınırları, hava sahası ve altyapı hizmetleri üzerindeki kontrolü sürdürme kararını tersine çevirecek.

Sağcı partiler, o dönemde alınan bu çekilme kararını, 2006 seçimlerinde Filistinli silahlı grup Hamas’ın bölgede iktidara gelmesinden sorumlu tutuyor.

Netanyahu’nun uzun süreli bir kontrol mü yoksa kısa vadeli bir operasyon mu öngördüğü belirsizliğini koruyor. İsrail ise defalarca Hamas’ı ortadan kaldırmayı ve İsrailli rehineleri serbest bırakmayı hedeflediğini dile getirdi.

Hamas, yaptığı açıklamada Netanyahu’nun sözlerini “müzakere sürecine açık bir darbe” olarak nitelendirdi.

Açıklamada, “Netanyahu’nun saldırıyı genişletme planları, hiç şüphe bırakmayacak şekilde, esirlerinden kurtulmak ve onları feda etmek istediğini gösteriyor” denildi.

“İşgal edecek bir şey kalmadı”

İsrail, Gazze Şehri’ni defalarca bombaladı ve birçok kez kara baskınları gerçekleştirdi. Ancak militanlar sürekli olarak farklı mahallelerde yeniden örgütleniyor. Şehir, bugün hâlâ İsrail’in tampon bölge ilan etmediği veya tamamen tahliye etmediği birkaç yerden biri.

Yeni bir kara harekâtı, on binlerce kişinin yeniden yerinden edilmesine ve açlıkla boğuşan bölgeye yardım ulaştırma çabalarının daha da kesintiye uğramasına yol açabilir.

Savaş öncesinde en büyük şehir olan Gazze Şehri’nde bugün kaç kişinin yaşadığı belirsiz. Savaşın ilk haftalarında yüz binlerce kişi tahliye emirleriyle şehirden kaçmış, ancak bu yıl başındaki kısa süreli ateşkes sırasında bazıları geri dönmüştü.

Karardan önce bile Filistinliler daha fazla acı bekliyordu. Yerel hastanelere göre, perşembe günü en az 42 kişi, İsrail hava saldırıları ve ateşi sonucu hayatını kaybetti. Bir mülteci kampında yaşayan Maysaa el-Heila "Artık işgal edecek bir şey kalmadı. Gazze diye bir yer kalmadı" diyor.

Netanyahu: İşgal edeceğim ancak temelli değil

İsrail Başbakanı Netanyahu, Fox News röportajında İsrail’in tüm Gazze’yi kontrol altına almayı planlayıp planlamadığı sorusuna şöyle yanıt verdi:

“İstiyoruz, çünkü güvenliğimizi sağlamak ve Hamas’ı oradan tamamen çıkarmak istiyoruz.”

Ancak Netanyahu, İsrail’in Gazze’yi kalıcı olarak işgal etmek istemediğini, bunun yerine bir güvenlik hattı oluşturduktan sonra bölgenin Arap güçlerine devredileceğini söyledi. Amaçlarının Gazze halkına "iyi bir yaşam sunan ama İsrail’e tehdit oluşturmayan" bir yönetim kurmak olduğunu ifade etti.

İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir, kapalı kapılar ardında yapılan Güvenlik Kabinesi toplantısında, Gazze’nin işgalinin rehineleri tehlikeye atacağını ve iki yıldır süren savaş nedeniyle zaten zorlanan orduya fazladan yük bindireceğini ifade etti. Bu uyarı İsrail medyasında yer aldı.

Hamas tarafından 7 Ekim 2023’te başlatılan saldırıda 251 kişi kaçırılmış, yaklaşık 1200 kişi hayatını kaybetmişti. Bugüne kadar rehinelerin çoğu ateşkes ve anlaşmalar yoluyla serbest bırakıldı, ancak yaklaşık 50 kişi hâlâ Gazze’de bulunuyor ve İsrail’e göre bu kişilerin 20 kadarı hâlâ hayatta.

Perşembe günü yaklaşık 20 rehine yakını, Gazze kıyısına yakın sularda bir tekneyle protesto düzenledi. Gökyüzüne hoparlörlerle mesajlar yayarak savaşın bitmesini ve yakınlarının serbest bırakılmasını talep ettiler.

Yehuda Cohen, Gazze’de tutulan İsrailli asker Nimrod Cohen’in babası olarak tekneden yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun savaşı kendi siyasi çıkarları için sürdürdüğünü söyledi. Aşırı sağcı müttefiklerinin ise savaşın tırmandırılmasını, Gazze nüfusunun başka ülkelere yerleştirilmesini ve 2005’te boşaltılan Yahudi yerleşimlerinin yeniden kurulmasını istediğini vurguladı.

Gıda yardımı almaya çalışan Filistinliler öldürüldü

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in saldırılarında şimdiye kadar 61 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bakanlık, Hamas yönetimine bağlı olmakla birlikte sağlık çalışanları tarafından yürütülüyor. BM ve bağımsız uzmanlar, bakanlığın verdiği sayıları en güvenilir ölüm sayıları olarak kabul ediyor. İsrail ise bu sayıları reddediyor ancak kendi bilançosunu açıklamıyor.

Perşembe günü ölen 42 kişiden en az 13’ü, Güney Gazze’deki İsrail askeri bölgesi yakınlarında yardım toplamaya çalışırken hayatını kaybetti. Bu bölgede BM konvoyları sık sık yağmalanıyor ve yardım almak için gelen kalabalıklar arasında sık sık kaos yaşanıyor.

GHF (Gazze İnsani Yardım Vakfı) adlı, ABD destekli ve İsrail tarafından onaylı özel yardım kuruluşu, yardım dağıtım noktalarının yakınında şiddet yaşanmadığını açıkladı. Ancak Gazze’deki Nasser Hastanesi, olayda 2 kişinin daha öldüğünü ve cesetlerinin kendilerine ulaştığını bildirdi.

Yardım krizi büyüyor: 'Bu yardım değil, planlı katliam'

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), GHF tarafından yürütülen yardım dağıtım sistemini sert sözlerle eleştirdi:

“Bu yardım değil, bu organize edilmiş bir katliam.”

MSF, 7 Haziran – 20 Temmuz arasında GHF yardım noktalarına yakın bölgelerde yaralanan 1380 kişiyi tedavi ettiğini ve 28 kişinin ölü olarak getirildiğini duyurdu. Bu vakaların en az 147’si silahla vurulmuş, en az 41’i çocuktu.

Yüzlerce kişinin de yardım izdihamları sırasında fiziksel saldırıya uğradığı, gözlerine yakıcı sprey sıkıldığı belirtildi. MSF, gördükleri vakaların, yaşanan gerçek sayının yalnızca küçük bir kısmı olduğunu söyledi.

“GHF dağıtım merkezlerinde görülen düzeyde kötü yönetim, kaos ve şiddet, ya umursamaz bir ihmalin ya da bilinçli bir ölüm tuzağının göstergesidir.”

GHF ise tüm suçlamaları “yalan ve aşağılayıcı” olarak nitelendirdi ve MSF’yi Hamas’ın yürüttüğü bir dezenformasyon kampanyasını yaymakla suçladı.

ABD ve İsrail, BM’nin yardım sistemine alternatif olarak GHF’yi kurmuştu. İsrail, BM yardımlarının Hamas tarafından saptırıldığını iddia ediyor. BM ise bu suçlamayı reddediyor ve GHF'nin, Filistinlileri hayatta kalmak için hayatlarını tehlikeye atmaya zorladığını ve bunun toplu yerinden etme planlarını desteklediğini savunuyor.

Kaynak: Gazete Oksijen