5 Kasım'daki ABD başkanlık seçimlerine saatler kala, Kamala Harris’in kampanyası ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Gazze ve Lübnan'daki sivil ölümler ve ABD'nin İsrail’e yönelik koşulsuz desteği, ülke genelinde Arap Amerikalı ve Filistin yanlısı seçmenlerden yoğun tepki çekiyor. Demokrat Parti’den uzaklaşan bu seçmenlerin bir bölümü, geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan "Kararsızlar Hareketi" etrafında toplandı ve Harris'e destek vermeyeceklerini açıkladı. Michigan'daki son mitinginde, Harris eyaletteki önemli Arap ve Müslüman Amerikan nüfusuna “Gazze’deki savaşı bitirmek için elimden geleni yapacağım” dedi.
Ancak The Guardian'ın haberine göre, Michigan'daki 240.000 kayıtlı Müslüman seçmenin büyük bir kısmı, 2020 seçimlerinde Biden'a oy vermesine rağmen, Gazze konusundaki Harris’in tutumundan dolayı Green Party adayı Jill Stein’e yöneliyor. Kararsızlar Hareketi, Harris'in Filistin konusuna daha kararlı bir şekilde yaklaşmasını ve ABD'nin İsrail'e uzun süredir süren desteğini gözden geçirmesini talep ediyor. Özellikle ABD'nin İsrail’e askeri yardımlarını sorgulayan bu grup, Harris’in konudaki sessizliğini, Demokrat Parti'nin genç ve ilerici tabanını yeterince ciddiye almaması olarak değerlendiriyor.
Filistin yanlısı seçmenler Harris’ten somut adımlar bekliyor
Filistin yanlısı ve savaş karşıtı seçmenlerin Demokrat Parti'den uzaklaşması, bağımsız aday Cornel West ve Green Party’den Jill Stein gibi üçüncü parti adaylarını cesaretlendirdi. West ve Stein, Michigan, Florida, Ohio ve Pennsylvania gibi eyaletlerde Arap Amerikalı seçmenler arasında desteğini artırdı. Uzmanlar, bu adayların kritik eyaletlerde oyların küçük bir kısmını çekmelerinin bile Harris’in seçim yolculuğunu zorlaştırabileceğini öngörüyor.
Arap ve Müslüman Amerikalı seçmenler son yıllarda ABD siyasetinde daha görünür hale geldi. Bu seçmen grubu tarihsel olarak Demokrat Parti’ye eğilim gösterse de, Filistin konusundaki hayal kırıklığı geleneksel oy alışkanlıklarını değiştiriyor. Dearborn, Houston ve Paterson gibi şehirlerden topluluk liderleri, Harris kampanyasından daha somut bir hamle beklediklerini belirtiyor.
Arab American Institute'nün yaptığı bir ankete göre, kendini Demokrat olarak tanımlayan Arap Amerikalı seçmenlerin oranı son yıllarda azalırken bağımsızların oranı arttı. Bu, özellikle kilit eyaletlerde sandık başına gitmekten çekinen Arap Amerikalı seçmenlerin Demokrat Parti için bir sorun teşkil edebileceğini gösteriyor.
'Bu seçim başa baş geçmek zorunda değildi'
Harris'e destek vermeme konusunda kararlı olduğunu açıklayan isimlerden Michigan Kongre üyesi Rashida Tlaib, Harris’ten bir gün önce Detroit’te katıldığı bir mitingte özellikle Gazze'deki savaşın Arap Amerikalı seçmenler için öncelikli bir mesele olduğunu belirterek, Demokrat Parti'nin bu konudaki duyarsızlığına dikkat çekti. Tlaib, “Trump, İslamofobik olmaktan gurur duyan bir seri yalancı, ve barışı temsil etmiyor” dedi ve Biden yönetiminin "koşulsuz şartsız soykırıma destek vermesinin" mevcut durumu yarattığını vurguladı.
“Bu, soykırımı desteklemeye devam edenler için bir uyanış çağrısı olmalı. Bu seçim başa baş geçmek zorunda değildi” diyen Tlaib, mevcut yönetime yaptığı eleştirilerle hem kendi seçmen tabanı üzerinde hem de genel olarak Müslüman Amerikalı topluluklar arasında geniş yankı uyandırdı. Tlaib'in Harris'e yönelik eleştirileri ve destek vermeme kararı, seçim sürecinin kritik bir aşamasında, özellikle Michigan gibi önemli eyaletlerde seçmen katılımını etkileyebilecek potansiyele sahip.
Kararsız seçmenler 5 Kasım’da belirleyici rol oynayacak
Filistin yanlısı ve ilerici genç seçmenler, Harris'e oy vermek ile onun Filistin konusundaki tutumuna karşı çıkmak arasında kalmış durumda. New York Üniversitesi'nden California’daki kampüslere kadar, öğrenciler İsrail'e askeri desteğin kesilmesi çağrısında bulunan mitingler düzenliyor. Kararsızlar Hareketi, bu kitlede büyük destek buluyor ve Filistin yanlısı ve ilerici gençlerin oy vermemesi veya üçüncü parti adaylara yönelmesi, Harris’in oy oranlarını olumsuz etkileme riski taşıyor.
Bazı siyasi analistler, Harris’in Kararsızlar Hareketi ile iletişim kurarak, Arap ve Müslüman Amerikalılar ve ilericiler arasındaki desteğin daha da azalmasını önlemesi gerektiğini savunuyor. Ancak, bu durum Demokrat Parti içinde İsrail yanlısı seçmenlerin ve tepkisini çekebilir. Pennsylvania, Florida ve Ohio gibi kritik eyaletlerde ise Arap ve Müslüman Amerikalı seçmenlerin etkisi seçim sonucunu belirleyebilir. Harris’in kampanyası bu farkındalıkla Arap Amerikalı seçmenlere yönelik temaslarını artırdı. Ancak, bu çabaların Filistin konusunda daha somut değişiklikler talep eden seçmenleri ikna edip edemeyeceği belirsizliğini koruyor.