Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Antarktika’dan sonraki en büyük buzul kütlesi olan Grönland'da eylül ayının ilk günlerinde yaşanan rekor seviyedeki buzul erimesinin, ciddi bir iklim değişikliği uyarısı olduğuna dikkati çekti. Atlas Okyanusu ile Arktik Okyanusu arasında yer alan Grönland’da, erime süreci normal koşullarda mayısta başlayıp eylülde duran buz örtüsü, kış mevsimiyle başlayan donmayla birlikte genişleyerek tam kütlesine ulaşıyor. Ancak yüzde 80’i buzlarla kaplı adada bu yılın eylül ayında olağan dışı bir durum yaşandı.
NASA verileri paylaştı
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nden (NASA) yapılan açıklamada, "3 Eylül’de buz tabakasının 592 bin kilometrekaresinde erime meydana geldi. Bu, 2022'deki ikinci en büyük ve kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana herhangi bir eylül ayı için kaydedilmiş en büyük erime. Bu büyüklükteki erime olayları eylül ayında pek olası değildir, çünkü mevsimsel sıcaklıklar genellikle güneş ışığı saatleri azaldıkça düşer" denildi.
Daha önce benzeri görülmedi
Kutup ve buzullar üzerine araştırmalar yapan Amerikan Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC) ise normalde yaz ortasında gözlemlenen erimenin eylül ayında yaşandığını duyurdu. Bu yoğunlukta bir erimenin benzerinin daha önce görülmediği belirtilen NSIDC raporunda, "2 ile 5 Eylül tarihleri arasında Grönland’da bir geç sezon sıcak dalgası ve erime olayı meydana geldi. Erime, 3 Eylül’de zirveye ulaştığında, buz tabakasının yüzde 36'sına tekabül eden 600 bin kilometrekaresinde yüzey erimesi gerçekleşmişti" ifadeleri yer aldı.
"Ciddi bir iklim değişikliği uyarısı"
Grönland’daki buzul erimesinin ulaştığı boyutu değerlendiren Prof. Dr. Murat Türkeş, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle özellikle son 45-50 yıllık dönemde dünyadaki tüm buz kütlelerinin ve kalıcı kar örtülerinin eriyerek alansal ve hacimsel olarak küçüldüğünü söyledi. Grönland’daki buzulun eylül ayında bu kadar yaygın erimesinin pek çok ardışık olayla ilişkili olduğunu belirten Türkeş, "Uzun zamandan beri Arktik bölgede ve Grönland’da kışın bile uzun süreli ortalamalardan yaklaşık 10, 15, 20 derece daha sıcak günlerin olduğu kayıtlara geçiyor. Bu sene eylül ayında yine rekor sıcaklıklar kaydedildi. Bunlar küresel ısınmanın daha ciddi yansımaları" dedi.
Küresel ısınmanın kar-buz rejimini değiştirdiğini vurgulayan Türkeş, "Bu sene Kuzeybatı Afrika’dan başlayan, Batı Avrupa’yı, Arktik bölgenin bir bölümünü ve Grönland’ı da içeren bölgede sıcak bir yaz yaşandı. Dolayısıyla bu beklenmedik bir erime ve ciddi bir iklim değişikliği uyarısı. Yaklaşık 40-45 yıllık dönemde Grönland buz kalkanı dahil Arktik buzul alanlarında kar-buz oluşum ve erime dengesi bozuldu ve tutan buzdan daha fazla buz kaybı gerçekleşti. Özellikle bahar ve yaz dönemiyle birlikte Grönland ve Arktik bölgedeki buzul dengesinde bozulma oldu" dedi.
Sıcak hava dalgalarının etkisi
Grönland’daki erimenin nedenlerinden birinin özellikle bu yaz Avrupa kıtasında hissedilen sıcak hava dalgaları olduğunu anlatan Türkeş, "Sıcak hava dalgaları sadece tropikal bölgeyi, orta enlemleri ve Akdeniz’i değil, Arktik bölgeyi de etkiliyor. Oralarda bile sıcak hava dalgalarının, hatta denizde sıcak dalgaların oluştuğunu biliyoruz. Bu nedenle Grönland ve Arktik bölgenin pek çok yerinde buz erime oranı 2022’de çok daha fazla oldu" diye konuştu.
Türkeş, "Gelecekte sadece ortalama sıcaklıklar değil, en yüksek ve en düşük hava sıcaklıkları ve yanı sıra sıcak hava dalgalarının sıklığı, şiddeti, süresi ve etki alanı artacak. Tabi kar-buz, buzul, permafrost, göl ve deniz buzlarında yaşanacak erime nedeniyle aslında ortalama deniz düzeyindeki yükselme, kıyısal taşkın ve erozyon, deniz ısı dalgaları, okyanus asitliği, önümüzdeki dönemde giderek daha fazla kendini hissettirecektir" dedi.
"Ekosistem ve insanlar da etkilenecek"
Kaydedilen erimenin Arktik bölgedeki ekosistem, biyoçeşitlilik ve insanlar üzerinde de etkileri olacağına dikkati çeken Türkeş, "Daha sıcak su demek, okyanuslarda daha fazla karbondioksit birikmesi, okyanus asidinin artması demek. Daha az mikroorganizma, daha az mikro algler, fitoplanktonlar ve dolayısıyla oradaki beslenme zincirinin bozulması ve balıkçılığın zayıflaması anlamına geliyor. Arktik bölgede ve Grönland’da görülen olumsuz etkilerin toplumsal ve ekonomik sonuçları da olabilir. Konu artık iklimden çıkıyor. Sosyo-ekonomik ve diğer doğal sistemler üzerindeki olumsuz etkilere dönüşüyor" diye konuştu.
"Sistem kendini bir yılda telafi edemiyor"
İlerleyen haftalarda Antarktika’daki sıcaklıkların uzun süreli ortalamaların üzerinde olacağı tahminini paylaşan Türkeş, dünyanın önemli bir denge unsuru olan kutup bölgelerindeki buzulların risk altında olduğu uyarısında bulunarak "Ne yazık ki doğada sistem hiçbir zaman kendini bir yılda telafi edemiyor çünkü yaşananlar birkaç yılın sonucu. Grönland’ın ve Arktik bölgedeki deniz buzu kütle kayıplarının alansal ve hacimsel olarak toparlanması için ardışık birkaç yıllık görece soğuk ve yağışlı koşulların ortaya çıkması gerekiyor. Bu yıl görülen aşırı erime son yıllardaki sıcaklığın kara ve deniz yüzeyi sıcaklıklarının artışının ve bu yıl batıdaki ve o bölgelerdeki sıcak hava dalgalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Öyle görünüyor ki bir süre daha o bölgeler uzun süreli ortalamalara göre çok daha sıcak olacak. Bu kötü bir haber" dedi.