Japonya’ya özgü ince öğütülmüş yeşil çay olan matcha, son yıllarda Batı dünyasında sosyal medya aracılığıyla bir fenomene dönüştü. Özellikle son iki ila üç yılda popülaritesi katlanarak artan bu parlak yeşil toz, artık sadece geleneksel çay törenlerinin değil, aynı zamanda kahve zincir menülerinden dondurma aromalarına kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Ancak küresel ilgi, üretimi son derece zahmetli olan matcha çayı için bir kriz doğurmuş durumda: Talep arzı aşıyor.
Al Jazeera'nin röportaj yaptığı ABD, Los Angeles'taki Kettl Tea adlı çay barı, menüsünde yer alan 25 farklı matcha türünden sadece dördünü sunabiliyor. Dükkanın kurucusu Zach Mangan, “Ne kadar uğraşsak da satın alacak daha fazla ürün bulamıyoruz” diyerek stok sıkıntısının altını çiziyor.
Mangan’a göre, matcha artık Batı kültüründe bir fenomen haline geldi. Sosyal medyada yayılan videolar sayesinde insanlar bu çayı evde hazırlamak istiyor. “Maalesef müşterilere istedikleri ürünü sunamamak en zorlandığımız konulardan biri” diyor.
Japon üreticiler baskı altında
Tokyo’nun kuzeybatısındaki Sayama şehrinde, 15. kuşaktır ailesinin çay üretim işini sürdüren Masahiro Okutomi, taleple baş edemediklerini söylüyor. Üretim sürecinin hem uzun yıllar süren ustalık hem de ciddi ekipman yatırımı gerektirdiğini belirten Okutomi, “Dünya bizim matcha’mızla ilgileniyor, bu güzel... Ama kısa vadede bu ilgi neredeyse bir tehdit. Yetişemiyoruz” diyor.
Matcha üretim süreci oldukça zahmetli. “Tencha” adı verilen çay yaprakları hasattan önce haftalarca gölgede bekletiliyor, ardından elle damarlarından ayrılıyor, kurutuluyor ve taş değirmenlerde ince toz haline getiriliyor. Bu zahmetli sürecin karşısında ise sosyal medyada paylaşılan ‘estetik’ videolarla yükselen hızla artan bir talep var.
Sosyal medyanın payı büyük
Matcha çayının küresel yükselişinde sosyal medya etkisi büyük. YouTube’da 600 binden fazla abonesi bulunan Fransız içerik üreticisi Andie Ella, Japonya’nın kırsal Mie bölgesinde ürettiği kendi matcha markasıyla 133 bin kutu satışa ulaştı. Harajuku’daki pastel pembe pop-up mağazasında uzun kuyruklar oluşurken, hayranları Ella ile fotoğraf çektirmek ve çilek ya da beyaz çikolata aromalı matcha kutularını almak için sıraya giriyor.
“Matcha görsel olarak çok etkileyici,” diyen Ella, talebin sürekli arttığını vurguluyor.
Tarım alanları daralıyor
Japonya Tarım Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılında ülkenin ihraç ettiği 8 bin 798 ton yeşil çayın yarısından fazlasını matcha oluşturdu. Bu, 10 yıl öncesine göre iki kat artış anlamına geliyor. Ancak artan ilgiye rağmen Japonya'daki çay üretim alanları son 20 yılda dörtte bire düştü. Yaşlanan çiftçiler yeni kuşakları bu zanaata çekmekte zorlanıyor.
Tokyo’nun Tsukiji semtindeki Jugetsudo adlı çay dükkânının yöneticisi Shigehito Nishikida, son yıllarda matcha’nın adeta bir “çılgınlık” haline geldiğini belirtiyor. “Artık müşteriler evde kendi matcha’larını yapmak istiyor, tıpkı sosyal medyada gördükleri gibi” diyor. Stokları kontrollü dağıtmaya çalıştıklarını, yeniden satış yapacak kişilere büyük miktarda ürün satmayı reddettiklerini ekliyor.
Fiyatlar yükseliyor
Tüm bu gelişmelere ek olarak, Japon ürünlerine yönelik yüzde 10’luk ABD tarifesi ve bu oranın yüzde 24’e çıkarılması ihtimali de üretici ve satıcıları tedirgin ediyor. “Fiyatlarımızı artırmak zorunda kalıyoruz ama bunu hafife almıyoruz” diyor Mangan. Şimdilik talepte bir azalma gözlenmese de, üreticiler uzun vadeli bir çözüm istiyor.
Japon hükümeti çay üretimini büyütmek için çiftçileri daha büyük ölçekli üretime teşvik ediyor. Ancak üretici Okutomi’ye göre bu, kaliteyi riske atabilir. “Küçük kırsal bölgelerde bu neredeyse imkânsız” diyor.
Bugünlerde matcha satın almak isteyen birçok kişi stoklarla yarış hâlinde. Kettl Tea’nin kurucusu Mangan, “Müşteriler artık ‘Tükenmeden önce matcha alayım’ diyor” diyerek bu küresel "çılgınlığın" geldiği noktayı özetliyor.