The Economist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Zanny Minton Beddoes mailinde şu ifadelere yer verdi:
The Economist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Zanny Minton Beddoes
"Bu hafta Washington DC'de olmak; her şeyi tüketen, korkutucu bir TV gösterisinin içinde olmak gibiydi: Trump Tarife Şovu…
Biraz soğuk bir baharda Amerika'nın başkentinin sanki televizyon için tasarlanmış manzarasında, meslektaşlarım ve ben; Beyaz Saray yetkilileri, kongre üyeleri, diplomatlar ve akademisyenlerle toplantılar yapmak için oradan oraya koşturduk. Donald Trump'ın ekonomik danışmanları arasındaki bölünmeleri öğrendik. Kabaca, Hazine Bakanı Scott Bessent'in liderliğindeki "duraklama ve müzakere etme" yanlıları ile Danışman Peter Navarro gibi sertlik yanlıları.
Yetkililerin tarihin en büyük tarife şokuna neden olma mantığını izah etmek için samimi, ama ikna edici olmayan çabalarını dinledik. Tarife uygulanan ülkelerdeki diplomatların ve politikacıların şaşkınlığına tanık olduk. Piyasalar düşerken alarm seviyesinin yükselişini hissedebiliyorduk. Ve Çarşamba öğleden sonra Bay Trump'ın gözünü kırpıp çılgın "karşılıklı" tarifelerine 90 günlük bir ara verdiğini duyurmasının ardından gelen şaşkın rahatlamayı…
Son birkaç gündür inişli çıkışlı bir tempodayız ve bunu yazarken önümüzde hala daha çok toplantı var. Ancak birkaç şey benim için şimdiden net:
Birincisi, bu gösterinin tek bir kahramanı var: Bay Trump. Kendi kaprislerinin ötesinde bir gümrük vergisi stratejisi yok.
İkincisi, Bay Trump Çarşamba günü gözünü kırpmış olsa da, bu gümrük vergisi şovunun bittiğini düşünmeyin. Amerika hala Çin ile acımasız bir misilleme ticaret savaşında. İki ülkenin birbirlerine uyguladığı gümrük vergileri sırasıyla %145 ve %84 ve ne Bay Trump ne de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping geri adım atarak itibar kaybetmek istemiyor.
Oksijen’in notu: Bu yazı yayınlandıktan sonra Trump Çin’den ithal edilen cep telefonu, bilgisayar gibi ürünlerde ek tarifeleri kaldırdı
Amerika'nın hala hemen hemen tüm diğer ülkelere uyguladığı %10'luk bir gümrük vergisi var, ki bu kendi başına dramatik bir artış. Bay Trump kendisiyle konuşmak için sıraya giren düzinelerce ülkeyle yaptığı müzakerelerde büyük anlaşmalar vaat etse de, yüksek vergilerin imalat sektörünün Amerika'ya geri dönmesini sağlamak için güçlü bir silah olduğuna dair uzun zamandır sahip olduğu inancını koruyor.
Sorun şu ki, şirketler gerçekten de üretimlerini Amerika'ya geri getirmeye ikna edilecekse, Amerika'nın tarifelerinin yüksek kalması gerekecek. Ancak tarifeler yüksek kalırsa, diğer ülkelerin büyük tavizler vermesi için ne tür teşvikleri olacak? Bay Trump'ın bulanık inançları ve bunların içerdiği çelişkiler, ekibinin başlatmak üzere olduğu birçok ikili müzakerenin üzerinde bir tehdit olarak asılı kalacak.
Bu yüzden, kapak konumuzda açıkladığımız gibi, geçen haftanın hasarı kolayca geri alınamaz. Evet, piyasalar neredeyse çöküşten kurtuldu. Ancak Bay Trump, küresel ekonominin temelini oluşturan eski dengeleri altüst etti ve olağanüstü seviyelerde oynaklık ve kafa karışıklığı getirdi. Kapak başlığımızın da dediği gibi, “Kaos çağındayız". Tırnaklarınızı yiyerek izlediğiniz bir TV şovunda tam olarak istediğiniz şey bu olabilir. Gerçek dünyada ise bu bir felaket."
