22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 02.06.2024 11:00 | Son Güncelleme: 02.06.2024 12:37

The Guardian yazarı: Duyurduğu ateşkes anlaşması sadece Biden'ın etkisizliğini gösteriyor

ABD Başkanı'nın cuma günü yaptığı açıklama ateşkesin yakın olabileceğine işaret ediyordu ancak Binyamin Netanyahu, Biden'ı çok hızlı azarladı. The Guardian yazarı Julian Borger, Joe Biden'ın İsrail üzerinde etkili olmadığını yazdı
The Guardian yazarı: Duyurduğu ateşkes anlaşması sadece Biden'ın etkisizliğini gösteriyor

Gazze'ye yönelik son barış planı, ABD Başkanı'nın Beyaz Saray'daki yemek salonunda kameraların karşısına geçerek bu savaşın artık sona ermesi gerektiğini söylemesiyle tarihi bir dönüm noktasına yakışır bir şekilde duyuruldu. Ancak Joe Biden, teoride çatışmaların kalıcı olarak sona ermesine, büyük ölçekli gıda sevkiyatına ve yeniden inşanın başlamasına yol açacak bu öneriyi açıklarken bile ortada ters giden bir şeyler olduğu açıktı.

Eğer bu plan Biden'ın iddia ettiği gibi bir İsrail önerisiyse, neden Biden tarafından Washington'da lanse ediliyordu? İsrail'den hiçbir haber gelmedi. Biden konuşmasına başladığında Orta Doğu'da cuma gecesi olmuş, Şabat başlamış ve devlet daireleri kapanmıştı. Başbakanlık ofisi yanıt olarak bir açıklama yaptığında, uykudan uyandırılmış bir politikacının tüm isteksizliğini ve sinirliliğini yansıtıyordu. Evet, Binyamin Netanyahu müzakere ekibine bir öneri sunma yetkisi vermişti ama bu “İsrail'in tüm hedeflerine ulaşana kadar savaşa devam etmesini sağlayacak” bir öneriydi.

İsteksiz olduğunu açıkça gösterdi

Gün ağardıktan sonra yapılan ikinci bir açıklama daha da sertti. Hamas'ın askeri ve yönetim kapasitesinin yok edilmesi de dahil olmak üzere İsrail'in savaş hedeflerine ulaşmayan herhangi bir plan ateşkes için başlangıç olamazdı. ABD'li yetkililer anlaşmanın İsrail'in temel güvenlik gereksinimlerini karşılayacağını ve sonuçta bir çatışma yaşanmayacağını savundular ancak Netanyahu'nun yeni planın yazarı değil, isteksiz bir katılımcısı olduğunu açıkça ortaya koyan dil seçimini aşmak mümkün değildi. Ayrıca Biden'ı küçük düşürmek için tasarlanmış gibi görünüyordu. Netanyahu gibi deneyimli bir iletişimci, anlaşmaya dair ifadelerinin sabahki manşetlerde başkanın barış teklifini yaparken çekilmiş fotoğraflarının yanında yer alacağını bilirdi.

Netanyahu tarafından aşağılanıyor

Biden şimdiye kadar Netanyahu tarafından aşağılanmaya alıştı. Mayıs ayı başında, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) Refah'a girmesi halinde “Silahları ben temin etmeyeceğim" diye uyardı. Aradan üç hafta geçtikten sonra İsrail tankları Gazze'nin en güneyinde yer alan ve yerinden edilmiş 1 milyondan fazla Filistinlinin sığınağı olan Refah'ın orta ve batı kesimlerine girdi. Yaklaşık bir milyon kişi bir kez daha canlarını kurtarmak için kaçmak zorunda kaldı.

Biden silah sevkiyatını durdurma tehdidini yerine getirmedi ki bu sadece Cumhuriyetçilerin değil İsrail yanlısı Demokratların da tepkisini çekerdi. Yönetim yetkilileri bunun yerine “Refah'a girmenin” ne anlama geldiğini ayrıştırmaya çalıştılar. Bir ay önce ültimatomunu yayınladığında Biden bunun IDF'nin kentin nüfus merkezlerine ilerlemesini önlemek için olduğunu öne sürmüştü. Bunun çoktan gerçekleştiği açık, ancak ABD'li yetkililer şu ana kadar yapılan saldırıların büyük operasyonlar olmadığını savunuyor.

Teklifte neler var?

Sözde sınırlı operasyonlarda bile insani etkinin aynı derecede kötü olduğunu ve uzun zamandır uyardıkları felaket sonuçlarının gerçeğe dönüşmekte olduğunu söylemek yönetimin uluslararası yardım başkanı Samantha Power'a kaldı. Teklife gelince birinci aşama, altı haftalık bir ateşkes sırasında Filistinli tutuklulara karşılık yaralı, yaşlı ve kadın rehinelerin takas edilmesini içeriyor ki bu da aylar süren pazarlıkların ardından bir ay kadar önce Kahire'deki görüşmelerde çöken temel planın aynısı.

Yeni planda ikinci aşamaya geçmek, Hamas'ın çatışmaların durdurulmasının kalıcı olması talebi ile İsrail'in savaşın Hamas'ın yok edilmesine kadar devam etmesi ısrarı arasındaki uçurumu kapatabilir. Biden'ın yeni bir plan sunma iddiasının bazı gerçek yanları vardı. Bir hafta önce Paris'te CIA ve Mossad şefleri William Burns ve David Barnea, Katar Başbakanı Muhammed Bin Abdülrahman El Tani ile bir araya geldi ve gözden geçirilmiş bir çerçeve üzerinde ilerleme kaydetti.

Barnea İsrail'e bazı tavizler önerdi. Daha az rehine kabul edeceklerini, insani yardım seviyesi için üzerinde anlaşılan bir hedef olacağını (günde 600 kamyon) ve yerlerinden edilmiş Gazzelilerin kıyı şeridindeki evlerine dönme hakkının altını çizdi. Daha da önemlisi, İsrailli müzakereciler, taraflar birinci aşamanın altı haftasından sonra ikinci aşamanın başlaması için gereken koşullar üzerinde anlaşmaya varamamış olsalar bile, görüşmeler devam ettiği sürece ateşkesin uzatılacağını ve böylece bir çıkmazın yeni bir bombardımanı tetiklemeyeceğini kabul ettiler.

Baştan kabul etti iddiası

Axios haber sitesine göre Netanyahu başlangıçta yeni öneriyi reddetti ancak askeri ve istihbarat şefleri ile savaş kabinesinin diğer üyelerinin baskısı karşısında yumuşadı. Bu da planın açıklanmasını neden Biden'a bıraktığını ve Biden'ın yarım ağızla verdiği yanıtı açıklıyor. Bu yanıt ABD başkanına bölgedeki etkisinin sınırlarını hatırlattı. Cumartesi günü, gelecek aylarda Kongre'nin ortak bir oturumunda konuşma yapma davetini kabul eden Netanyahu, Biden'ın zayıf seçim kampanyasına daha fazla zarar verme gücüne sahip.

Biden aynı şeyi Netanyahu için yapamaz. İsrail başbakanının siyasi kariyeri, bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesi halinde çekileceklerini söyleyen koalisyonun aşırı sağcı üyelerinin elinde. Hamas ise Biden'ın açıklamasına, teklife olumlu ve yapıcı bir şekilde yanıt vermeye hazır olduğunu söyleyerek karşılık verdi. Ancak Hamas'ın müzakereler sırasında pozisyonunu radikal bir şekilde değiştirme ve takas edeceği İsrailli rehinelerin listesi gibi bir anlaşma için temel gereklilikleri ortaya koyamama gibi bir sicili var.

Yeni barış planı da öncekilerle aynı temel sorunla karşı karşıya. Cuma günü Biden her iki tarafta da kaybedilen binlerce hayattan bahsetti, ancak bu hayatlar her iki taraf için de öncelikli değil. Gazze'deki Hamas lideri Yahya Sinvar, bölgeyi ateşe verip İsrail'i küller içinde bırakacağı umuduyla Gazze'nin yanışını görmeye hazırdı. Netanyahu içinse siyasi hayatta kalmak ve yolsuzluk suçlamalarından kurtulmak savaşın devam etmesine bağlı. En azından ateşkes görüşmeleri yeniden başlayacak ve bir nebze de olsa umut tazelenecek ama eğer başarılı olacaklarsa bu her iki tarafın liderlerine rağmen olacak.