15 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.11.2023 11:59 | Son Güncelleme: 17.11.2023 14:44

The Guardian yazdı: Perde arkasında ABD-İsrail gerilimi yükseliyor

ABD, Hamas ile olan savaşında İsrail'in yanında yer alıyor. Ancak İsrail'in saldırıları ve savaş sonrası planları konusunda gerilim tırmanıyor. ABD başta olmak üzere Batılı yetkililer gelecek stratejisini sorguluyor. The Guardian diplomasi editörü Patrick Wintour, perde arkasındaki gerilimi yazdı
The Guardian yazdı: Perde arkasında ABD-İsrail gerilimi yükseliyor

Görünürde Joe Biden İsrail'e çarşamba gecesi Gazze'deki askeri harekatını sürdürmesi için açık bir yeşil ışık yaktı ve Hamas'ın Şifa Hastanesi'ni komuta ve kontrol merkezi olarak kullandığı iddiasını destekledi. Şi Cinping ile görüşmesinin ardından San Francisco'da yaptığı açıklamalar İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu'yu memnun edecektir. Ancak savaş başladığından bu yana ABD'nin davranış biçimi, özel ihtiyatın yanı sıra kamuoyu desteği sağlıyor. Perde arkasında gerilim tırmanıyor ve İsrail stratejisiyle ilgili meseleler çözüme kavuşmuş değil.

Batı'nın İsrail'e baskısı

Nitekim İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in pazartesi günü İsrail'in ateşkes için ciddi bir diplomatik baskıyla karşılaşmadan önce iki ila üç haftası olduğunu açık yüreklilikle itiraf etmesi iyimserlik yaratabilir. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) içinde bulunduğu siyasi ortama bağlı olarak kısa ve uzun vadeli harekat planları hazırladığı söyleniyor. İsrail'in baskı altında olduğuna dair ipuçları gün yüzüne çıkıyor. 

San Francisco'da konuşan Biden, İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi'ne düzenlediği baskında izlediği yöntemin İsrail'in değiştiğini gösterdiğini söyledi. Biden, "Bu, daha önce gerçekleştiğine inandığımdan farklı bir hikaye, ayrım gözetmeyen bir bombalama" diyerek ABD'nin farklı bir taktik talep ettiğini ima etti. Batılı yetkililer İsrail'in gelecekteki stratejisi hakkında sorular sormaya devam ediyor

Bir İngiliz diplomat konuyla ilgili, "Gazze'deki siviller için güvenli bölge fikri bizi çok kuşkulandırıyor. İnsanları bir yere sıkıştırarak onları tehlikeye atmadığınızdan emin olmalısınız. BM güvenli bölgeler konusunda çok temkinli ve yüzde yüz haklılar çünkü hepsi Srebrenica'da, Kuzey Irak'ta ve Ruanda'da neler olduğunu hatırlıyor. Evet, Gazze'nin sol köşesine, sahilden 5 km yukarıya ve 1 km içeriye çadırlı bir kamp kurabilirsiniz, kağıt üzerinde kulağa hoş gelebilir ama sahadaki gerçek şu ki eli silah tutan herkes buna saygı göstermeyi kabul etmedikçe bunu yapamazsınız" değerlendirmesini yaptı.

2 bin savaşçı nasıl buharlaştı?

Benzer şekilde, Şifa Hastanesi'ne yapılan baskın da İsrail ve Amerikan basınında Biden'ın sunduğu gibi kesin bir başarı olarak görülmedi. ABD tarafından desteklenen İsrail iddialarına göre Hamas'ın hastaneyi gerçekten de bir komuta ve kontrol merkezi olarak kullandığını ortaya çıkaracağı için yüksek riskliydi.  Jerusalem Post'un New York Times'ın araştırmaları tarafından geniş ölçüde desteklenen analizinde 2 bin Hamas savaşçısının nasıl buharlaştığı soruluyordu. Suudi, BAE ve Katarlı diplomatlar İsrail'in iddialarını reddeden açıklamalar yaptı. İsrail meşru olarak geniş bir kompleksi araştırmak ve binanın altını kazmak için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu iddia edebilir ancak 2003 yılında Irak'taki BM silah denetçilerinin talebi de daha fazla zamandı ve sonunda utanç verici bir sonuçla karşılaştılar.

Savaş sonrası planlarından memnun değiller

Batılı yetkililerin çoğu Hamas'tan ziyade İsrail'e inanmaya daha meyilli ve baskından önce ABD istihbaratının bağımsız bir şekilde Hamas'ın hastanede bir komuta merkezi kurarak savaş suçu işlediğini iddia etmesi dikkat çekici. Ancak çok kutuplaşmış bir savaşta her iki taraf da kanıtları kendi önyargılarına göre yorumlayacaktır. ABD de İsrail'in savaş sonrası planlarıyla ilgili duyduklarından memnun görünmüyor. Financial Times'a verdiği röportajda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail'in Gazze'de bir boşluk bırakamayacağını ve bunun çok güçlü bir İsrail varlığı gerektirdiğini vurguladı. O bunları söylerken Biden da İsrail'in Gazze'yi yeniden işgal etmesinin çok büyük bir hata olacağını yineliyordu.

ABD'nin BM elçisi Linda Thomas-Greenfield New York'ta yaptığı açıklamada, kalıcı bir barışın "Filistin halkının sesini ve isteklerini Gazze'de kriz sonrası yönetimin merkezine" koyması gerektiğini söyledi. Thomas-Greenfield sözlerine şöyle devam etti: Filistinlilerin liderliğinde bir yönetim ve Gazze'nin Filistin Yönetimi altında Batı Şeria ile birleşmesini içermeli. Gazze'nin yeniden inşası için sürdürülebilir bir mekanizma içermelidir. Ve Gazze'nin terörizm ya da şiddet içeren saldırılar için bir platform olarak kullanılmamasını sağlamalı. İki devletli çözüme giden bir yol içermeli.

Bu da ABD ve İsrail'i birbirinden biraz uzakta bırakıyor. Bu bağlamda ABD'nin çarşamba günü BM Güvenlik Konseyi'nin insani yardıma uzun süreli ara verilmesi çağrısında bulunan kararını veto etmek yerine çekimser kalma kararını önemli görmek mümkün. Bu, BM'nin ortak bir pozisyona ulaşmaya yönelik beşinci girişimiydi. 

ABD 18 Ekim'de Brezilya'nın daha iddialı bir karar tasarısını Hamas'ı eleştirmediği ve İsrail'in meşru müdafaa hakkını savunmadığı gerekçesiyle veto etmek için tek başına el kaldırmıştı. Malta tarafından hazırlanan son karar tasarısı da Hamas'a yönelik bir eleştiri içermiyordu, ABD elçisi de bu hususu güvenlik konseyine iletti ancak ABD, diplomatik iklimin ve kamuoyunun son bir ay içinde İsrail aleyhine döndüğünü ve yeni bir vetoyu tavsiye edilemez hale getirdiğini düşünüyordu.

BM Güvenlik Konseyi 2016'dan bu yana ilk kez İsrail ve Filistin konusunda ortak bir görüşe varmıştı. Karar, İsrail'in hemen reddettiği ılımlı bir duraklama çağrısı olabilir ancak bir STK gözlemcisinin de dediği gibi bazen rüzgarın hangi yönden estiğini anlamak için hava durumu sunucusu olmaya gerek yoktur. 

"Çifte standart uyguladığımıza inanacaklar"

Bir başka endişe daha var: Batı başkentleri, Gazze'nin, Ukrayna'nın işgali nedeniyle Rusya'ya yönelik yaptırımlara küresel güneyin verdiği destek üzerindeki yayılma etkisinden derin endişe duyuyor. Üst düzey eski bir İngiliz diplomat bu hafta şunları söyledi: Burada çok fazla güvensizlik var ve liderleri arasında, biz onları yaptırım uygulamaya çağırdığımızda Batı'nın yaptırımlardan çok fazla zarar görmediği ama onların zarar gördüğü yönünde bir şüphe var. Korkarım ki şu anda Gazze'de yaşananlar nedeniyle bu durum daha da kötüleşecek ve çifte standart uyguladığımıza ve İsrail'e koşulsuz destek verdiğimize inanacaklar. Dolayısıyla Gazze ne kadar çabuk biterse o kadar iyi olur ama bunun yaraları kalmazsa şaşırırım.

Nihayetinde bu durum siyasi hesaplara dayanıyor olabilir. Anketlere bakılırsa Netanyahu'nun, Hamas'ı ortadan kaldırarak Bay Güven kisvesini yeniden kazanabileceği ve işini kurtarabileceği umuduyla yola devam etmekten başka seçeneği yok. Ancak Netanyahu'nun değil ama İsrail'in dostu olan Biden'ın kendi hesapları var. ABD'nin gücü, cumhuriyetin kalkanı olarak adlandırılan uluslararası ittifaklarının kalitesi ve çeşitliliği üzerine inşa edildi. Bu kalkan, kurnaz bir diplomatik oyun oynayan İran'ın Orta Doğu'daki dostluklarını genişlettiği ölçüde hırpalanmış görünüyor. Hamas'ın dostu olmayan Suudi Arabistan, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri bu savaşın bitmesini istiyor. Joe Biden için en endişe verici olanı, Amerikan halkının da bunu istemesi. Reuters-Ipsos anketine göre Amerikalıların yüzde 68'i ateşkesi destekliyor.