Oksijen Dış Haberler
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile bir görüşme gerçekleştirdi. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Finlandiya, AB ve NATO liderleri de, Rusya ile üç yıldır devam eden savaşın nasıl ve hangi koşullarda sona erdirilmesi gerektiği konusunda söz sahibi olmak için Atlantik ötesine geçtiler. Washington'da gerçekleşen görüşmeler dünya basının da geniş yankı buldu.
Dünya basını, Trump'ın Zelenski'nin soğuk terler dökmesine neden olduğu gergin Oval Ofis buluşmasına kıyasla bu buluşmanın çok daha pozitif bir atmosferde gerçekleştiğine dikkat çekerken, bundan sonra atılacak adımlara çok daha temkinli yaklaşılıyor. Bu konuda gerçekçi yaklaşılması gerektiğinin altı çizilirken, görüşmenin gerçek anlamdaki tek çıktısı, yeni görüşmelere kapı aralanması olarak gösterildi.
Washington Post: Hayale kapılınırsa yeni bir savaş gündeme gelebilir
Washington Post ise, ikili görüşmelere temkinli bir üslupla yaklaşmayı tercih etti. Washington Post editörleri tarafından kaleme alınan yazıda "Putin, güvenlik garantilerinin kendi açısından kabul edilebilir sınırlarını sürekli değiştirmeye çalışarak Batı’yı bölmeye kalkabilir. Eğer Trump, bu konuda Putin’le sözlü bir mutabakata vardıysa, Rus liderin onu köşeye sıkıştırmasına izin vermemeli ve bunu yazılı hale getirmelidir" yorumunda bulunuldu.
"Bir anlaşma mümkün" denilen makalede "Avrupa ve ABD, Rusya’ya karşı Ukrayna’da Putin iktidarda olduğu sürece direnmeyi taahhüt ederse, bu olumlu bir değişim olur. Ancak Trump ya da herhangi bir Batı Avrupalı lider, anlaşmanın Moskova ile erken bir normalleşmeye yol açacağı hayaline kapılırsa, birkaç yıl içinde hazırlıksız bir Avrupa için yeni bir savaş gündeme gelebilir" değerlendirmesi yapıldı.
Yazıda "Muhtemelen Trump, ortaya konulan bu tatsız pazarlığın hatlarını herkes kadar net görüyor. Asıl soru, başkanın bir anlaşmaya varmanın sadece başlangıç olduğunu anlayıp anlamadığı" görüşü savunuldu.
Sky News: İki hafta öncesine göre barışa daha uzağız
Sky News, ikili görüşmeleri en eleştiren tondan ele alan haber mecrası oldu. Washington’daki görüşmeleri “reality show tadında" olarak niteleyen Dominic Waghorn imzalı yazıda "Bu başkanlık döneminde sonuçlara varmadan önce ortalığın biraz yatışmasını beklemek her zaman akıllıca olur. Ama görünen o ki, iki hafta öncesine göre barışa şimdi daha da uzağız" denildi. Yazıda "Görünüşe göre Trump artık bu kritik konularda Putin’le aynı çizgide duruyor" ifadeleri kullanıldı.
Değerlendirmede "Avrupalı liderler, Trump’ın Amerikan askerlerinin devreye girmesini tamamen reddetmemesini ve savaş sonrası güvenlik düzenlemeleri için ABD desteğine işaret etmesini öne çıkarıyor. Ancak bu Ukraynalılar için pek de teselli sayılmaz. Onlar, bu başkanın kararlarını çorap değiştirir gibi sık sık değiştirdiğini ve uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış taahhütlerden bile geri adım attığını hatırlatıyor" yorumunda bulunuldu. Yazıda "Oval Ofis görüşmesinin benzer görüşmelere zemin hazırlamış olması" tek olumlu gelişme olarak ele alındı.
Russia Today: Kartlar Kremlin'in elinde, dengeler AB aleyhinde
Russia Today için bir yazı kaleme alan siyasi analist Nadezhda Romanenko, görüşmelerin perde arkasında Washington’ın Ukrayna çatışmasındaki rolü üzerine yüksek riskli diplomatik bir mücadelenin yürütüldüğü değerlendirmesi yaptı. Trump'ın görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Kiev’in veya Brüksel’in söylemlerini yinelememeyi tercih etmemesinin bir mesaj niteliğinde olduğunu ifade eden Romanenko, "Bu tavır, anlatı üzerinde kendi kontrolünü ortaya koyuyor ve AB ile Ukrayna’nın, Batı’nın çatışmaya sürekli olarak müdahil olmasına yönelik argümanlarının kendisini ikna etmediğini yansıtıyor" görüşünü savundu.
"Kremlin, kararlı duruşunu koruyor ve tüm askeri kartlar elindeyken, şartları belirleme konusunu değerlendirmeye hazır" ifadesini kullanan Romanenko yazısını şöyle noktaladı:
"Washington’daki zirve, görkemli bir tablo ya da çarpıcı bir sonuç üretmemiş olsa da güçlü jeopolitik mesajlar barındırıyordu. Asıl mesele, ABD’nin Ukrayna’ya koşulsuz bir destekçi olarak mı kalacağı yoksa daha çıkar odaklı ve realist bir çizgiye mi yöneleceği. Avrupa Birliği ise etkisinin giderek azaldığını görerek söylem üstünlüğünü yeniden kazanmaya çalışıyor; fakat şimdilik sahadaki dengeler açık biçimde aleyhine dönmüş durumda."
New York Times: Trump’ın güvenilirliği sorgulanıyor
New York Times'ta yayımlanan Zolan Kanno-Youngs imzalı yazıda "Ani tavır değişikleriyle bilinen ve 21. yüzyılın en büyük savaşını bitirmek isteyen Trump'a Avrupa ve Ukrayna güvenebilir mi?" sorusuna yanıt arandı. "Trump’ın sözünü tutup tutmayacağı sorusu, özellikle yüksek riskli diplomatik krizlerde, Ukrayna ve diğer konulara ilişkin değişken tutumları ve öngörülemez tavırlarıyla bilinen geçmişine işaret ediyor" ifadelerinin kullanıldığı yazıda, Trump'ın, Putin'e yaklaşımı konusunda tekrarlayan şekilde tavır değiştirdiği hatırlatıldı. "Trump, kimi zaman Rus liderle barışı sağlamak için çalışabileceğini söyledi, kimi zaman da onu kapsamlı ekonomik yaptırımlarla tehdit etti" denilen yazıda "Trump dünya liderlerine güvenmeleri için pek çok sebep vermedi" yorumunda bulunuldu.
Politico: Transatlantik ittifakı ayakta
Politico'da bir yazı kaleme alan Jamie Dettmer "ABD başkanının Ukrayna’ya savaş sonrası savunma taahhütleri verme konusunda giderek daha ciddi bir tavır takınması Kremlin’i huzursuz ediyor" yorumunda bulundu.
Trump'ın Zelenski ile düzenlediği basın toplantısında "ölçülü, temkinli ve diplomatik" davrandığını ifade eden Dettmer, Gazeteciler, özellikle Ukrayna’nın NATO’ya katılıp katılamayacağı konusunda ikiliyi karşı karşıya getirmeyi umarak sorular yöneltti. Hiçbiri bu tuzağa düşmedi. Hatta Trump, Zelenski’ye karşı neredeyse koruyucu bir tavır sergiledi" ifadesini kullandı. İngiliz bir yetkili ile görüşmesini de aktaran Dettmer yazısını şöyle noktaladı:
"Bir İngiliz yetkili, Putin’in Cuma günü Alaska’daki görüşmede olduğu kadar kendinden emin bir gülümsemeyle bu masadan kalkmadığını vurguladı. Aynı yetkili, 'Özetle, Batı’daki birlik yeniden sağlandığı ve ABD tekrar oyuna döndüğü için bu, Putin açısından kötü bir gündü' dedi. Oysa toplantı öncesinde kimse bunu kesin görmüyordu."
"Trump'ı etkilemenin yolu takım elbiseymiş"
The Times'tan Will Pavia'nın yazısının odağını ise Zelenski'nin takım elbise tercihi oluşturdu. Bir önceki toplantıyla kıyaslandığında, Beyaz Saray'da bu kez çok daha ılımlı bir hava estiğini belirten Pavia "Trump’ı etkilemenin birçok yolu var ve Avrupalı liderler bunların neredeyse hepsini denedi. Ancak Ukrayna lideri için görünüşe göre gereken tek şey yakalı bir gömlek ve ceketmiş. Siyah takım elbise, siperleri sık sık ziyaret eden birine Savile Row’da dikilmiş gibi görünüyordu; ama sonuçta bir takımdı" ifadesini kullandı.
BBC: Ukrayna zaman kazandı, statüko sürüyor
BBC analizinde ise Oval Ofis'te olumlu havanın bilinçli bir tercih olduğu vurgulandı. Misafirler açısından bu tercihin amacının "Zelenski'nin bir önceki Oval Ofis ziyaretinde yaşadığı olumsuzlukların tekrarından kaçınmak ve Amerikalı ev sahiplerini savaşı bitirme konusunda Avrupa’nın pozisyonunu benimsemeye ikna etmek" olduğu ifade edildi.
BBC "Ziyaretin en önemli sonucu, Ukrayna’ya zaman kazandırmış olmasıydı. Trump’ın Avrupalı liderlerle ilk görüşmesinin ardından Putin’le yaptığı telefon görüşmesi, Rusya’nın da aynı şeyi başardığını gösteriyordu" değerlendirmesinde bulundu. Yazıda "Tüm endişelere rağmen, amuoyuna açıklanan bilgilere göre, Alaska ve Washington’daki zirvelerde bir felaket yaşanmadı. Statüko sürüyor" ifadelerini kullandı.
Newsweek: ABD pozisyonundan geri adım atmadı
Newsweek'te Tom O'Connor imzasıyla yayımlanan analizde ise Zelenski-Trump görüşmesinin en dikkat çekici noktasının "ABD liderinin, nihai bir çözümün parçası olarak Ukrayna’nın toprak tavizleri vermesi gerektiği yönündeki pozisyonundan geri adım atmaması" olduğu ifade edildi. O'Connor yazısında, Eurasia Group Avrupa Direktörü Mujtaba Rahman'ın görüşlerine de yerdi. Buna göre bu temaslar, toprak kontrolü ve güvenlik garantileri gibi üst başlıklarda bir anlaşmaya varılmadan önce çözülmesi gereken konular üzerine daha fazla müzakerenin yolunu açabilir.
“Avrupa tarafı hâlâ esas olarak İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan ve sınırların zorla yeniden çizilemeyeceği ilkesini korumaya odaklanıyor" ifadelerini kullanan Rahman'a göre, "Eğer Rusya, Ukrayna’da şu anda elinde tuttuğu topraklarda kalmaya devam ederse, her türlü tanıma fiilî (de facto) olur, ama kesinlikle hukukî (de jure) olmaz.”
CNN: Putin istediğini şimdiden elde etti
CNN'de yayımlanan değerlendirme yazısında "Kremlin, Zelenski’ye duyduğu küçümsemeyi gizleme ihtiyacı duymuyor. Ukrayna’da sıkıyönetim nedeniyle seçimlerin ertelenmesini öne çıkararak liderin meşruiyetini sürekli sorguluyor. Rusya'nın yayımladığı son “barış” muhtırasında da, nihai barış anlaşması imzalanmadan önce Ukrayna’nın seçimlere gitmesini şart koşuyor" hatırlatmasında bulunuldu. CNN, Alaska görüşmelerinin ardından Washington'da gerçekleşen görüşmeye dair "Putin aslında istediğini şimdiden elde etmiş durumda: Kendisini eşit bir lider olarak gördüğü Trump ile ikili bir görüşme. Zelenski ile buluşmak ise onun dünya görüşü ve savaş hedefleri açısından uyumsuz bir durum" yorumunda bulundu.
Fox News, Merz'e dikkat çekti
Fox News ise Peter Pinedo imzalı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in, Avrupalı liderlerin genel olarak iyimser tonundan ayrıştığının altını çizdi. Merz'in barış görüşmelerinin bir ateşkes olmadan sürdürülemeyeceğini söylediğini hatırlayan Fox News, "Trump, son dönemde arabuluculuk yaptığı barış anlaşmalarını örnek göstererek ateşkes olmadan da başarı sağlanabileceğini savundu" denildi.
Kaynak: Gazete Oksijen