Atina Akademisi Genel Sekreteri, Atmosfer Fiziği ve İklim Bilimi Profesörü Hristos Zerefos, Akdeniz ve Yunanistan'ın iklim krizinden etkilenme seviyesini değerlendirdi. Akdeniz bölgesinde 20'inci yüzyılın başında 14,5 derece olan ortalama hava sıcaklığının, bu dönemde 16,5 dereceye yükseldiğine dikkati çeken Zerefos, dünya genelinde söz konusu dönemler arasındaki sıcaklık farkının 1,2 derece olduğunu kaydetti. Zerefos, yaz aylarında ortalama sıcaklığın Akdeniz'de 120 yılda 2,5-3 derece arttığını ifade etti.
Akdeniz diğer açık denizlere göre daha çok etkileniyor
Akdeniz bölgesinin küresel ısınmadan, dünyanın diğer bölgelerine göre daha çok etkilendiğini belirten Zerefos, bunun nedenini ise şöyle açıkladı:
"Çünkü Akdeniz, okyanustan daha kolay ısınan kapalı bir deniz. Atlantik, Pasifik ve Hint okyanusları, Kuzey denizleri daha açık. Oralarda sular daha çok karışıyor ve soğuk kalıyor. Akdeniz'de sular soğuyamıyor. Akdeniz, ısınma sonucu enerji biriktirerek bu enerjiyi atmosfere yayıyor."
Küresel ısınma bölge sıcaklıklarında dengesizliklere neden oluyor
Zerefos, küresel ısınmanın bölgede daha yoğun hissedilmesinin, hava sıcaklıklarında da daha yoğun bir dengesizliğe neden olduğunu söyledi. Batı Türkiye ve Yunanistan'da hava sıcaklıkların aşırı yükseldiği "kavurucu yaz sıcaklarının" 1980'lerde görülmeye başladığını ifade eden Zerefos, Batı ve Orta Avrupa'da ise kavurucu yaz sıcaklarının ilk kez 2003'te görüldüğünü vurguladı. Zerefos, 2000'lerde kavurucu yaz sıcaklığı yaşanan dönemlerin uzun süreli olarak görülmeye başladığına işaret ederek, Türkiye ve Yunanistan'da 2007, 2012, 2019, 2021'de bunun örneklerinin yaşandığını kaydetti.
Kavurucu yaz sıcaklıkları orman yangınlarına yol açıyor
Çoğu zaman kavurucu yaz sıcaklarının havadaki nemin az olduğu döneme denk geldiğine dikkati çeken Zerefos, "Örneğin, bu yıl Yunanistan, Güney İtalya ve Batı Türkiye'de sadece hava sıcaklıkları yükselmedi. Bununla birlikte kış yağışlarının yarısını da kaybettik. Ağır bir kış yaşamadık. Amerika'da çok kar yağdı ama Güney Avrupa'da, Akdeniz'de ne yağmur ne kar vardı. Bu nedenle toprağın nem oranı yüzde 10'un altına düştü. Bu da orman yangınlarında çok etkili bir unsur" diye konuştu.
Zerefos, nem oranı düşük olduğunda, kuru ot ve çöplerin daha kolay yangına neden olduğunu vurgulayarak, rüzgarın da yangının şiddetini belirleyen bir başka önemli unsur olduğunu dile getirdi. Bu yıl Yunanistan'da yaklaşık 500 bin dönüm ormanlık alanın yandığını belirten Zerefos, "Türkiye'de de yağış oranı bu yıl azaldı ancak Türkiye'de yüksek dağların olduğu bölgeler yağış alabildi ve nehirler de Yunanistan'a ve Güney İtalya'ya oranla daha az kurudu." dedi.
Küresel ısınma şehirlerdeki nüfusu da olumsuz etkiliyor
Kentlerdeki nem oranının yüksek olması halinde kavurucu yaz sıcaklarının burada yaşayanları olumsuz etkileyeceğini anlatan Zerefos, "Bu durumda kentlerdeki hasta ve yaşlılar nefes almaları zorlaştığı için dışarı çıkmakta zorlanacaktır" diye konuştu. Zerefos, tarımsal üretimin yükselen sıcaklıklardan zarar göreceğini, küresel ısınma sonucu deniz seviyesinin yükseleceğini ve bu sebeple denize yakın düzlüklerdeki tarım alanlarında 2050'den sonra ciddi sorunlar yaşanabileceğini kaydetti.
İklim kriziyle mücadelede kısır döngü
Küresel ısınma nedeniyle artan klima ihtiyacının, yüksek enerji tüketimi nedeniyle küresel ısınmaya neden olan sonuçlar doğurduğunu ve bunun bir kısır döngüye dönüştüğünü belirten Zerefos, "En iyi çözüm, evlerimizin izolasyonunu, evlerimiz ne çok sıcak ne de çok soğuk olacak şekilde iyi yaparak enerji ve doğal kaynak tasarrufu sağlamaktır. Su tasarrufu yapıp, atık miktarını azaltmak da çözümler arasındadır." ifadelerini kullandı.
İklim kriziyle mücadele için bir an evvel harekete geçilmeli
Zerefos, küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için ilk aşamada en azından 2030'a kadar acil tedbirler alınması gerektiğini dile getirerek, "Eğer önlem alınmazsa 2050'den sonra şartlar çok daha zorlaşacak. Geri dönüşü de mümkün olmayacak" dedi. İklim kriziyle mücadele için hem küresel hem de bölgesel düzeyde işbirliğinin gerekliliğini vurgulayan Zerefos, ülkelerin yenilenebilir enerji kaynakları kullanımına geçmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Zerefos, "İklim krizi ile mücadele adına önlem alınmaması halinde, krizin Yunanistan'a maliyetinin yüzyılın sonunda 700 milyar euro olacağını hesapladık. Bu, çok yüksek bir rakam. Eğer uyum sağlayabilirsek bu rakam 400 milyar euronun altına düşüyor" diye konuştu. Su kaynaklarının korunmasının da önemli olduğuna işaret eden Zerefos, deniz suyunun tuzdan arındırılarak tarım için kullanılması için de çalışmalara başlanmasını önerdi.
Orman yangınları iklim krizinin önemli sonuçlarından
Orman Mühendisi ve Çevre Uzmanı Anastasios Kuris, orman yangınlarındaki artış ile hava sıcaklıklarındaki artışın ilişkili olduğunu ve dünya genelinde önlem alınması gerektiğini vurguladı. Kuris, "Önemli olan uçakların yangınları söndürmesi değil, yangın çıkmadan önce önlem alabilmek. Tabii ki uçak sayısının daha fazla olması da önemli ancak tüm Akdeniz'de çok sayıda orman mühendisi görev yapmalı" dedi.
Yanan alanların ağaçlandırılmasının alanın şartlarına bağlı olarak sonuç verebileceğini kaydeden Kuris, bir kez yanan bir bölgede ağaçlandırma yapılabilecekken, en az üç kez yanan bir bölgede ağaçlandırma çalışması yapmanın ise sonuç vermeyebileceğini belirtti. Kuris, iklim krizinin daha çok yangına sebep olduğuna ve ormanların yok olmasının da iklim krizini daha çok artırdığına dikkati çekti. Bunun bir nevi kısır döngüye neden olduğunu anlatan Kuris, Akdeniz'in, bitki örtüsü, arazi eğimi gibi farklı özelliklere bağlı olarak da orman yangınlarına karşı hassas bir bölge oluşturduğunu ifade etti.
Yunanistan'da son 14 yılın en sıcak temmuzu yaşandı
Yunanistan Meteoroloji Dairesinin verilerine göre, bu yıl Yunanistan'da son 14 yılın en sıcak temmuzu yaşanmış, sıcaklık 31 günden 23'ünde mevsim normallerinin üstünde seyretmişti. Girit'te temmuz sıcaklığı mevsim normallerinin 2,8 derece üzerine çıkarken bu rakam ülke geneli için ortalama 1,9 derece olmuştu.
Temmuz'da rekor sıcaklıkların görüldüğü ve nem oranının düşük olduğu Yunanistan'da çok sayıda orman yangını çıkmıştı. Ülkede 15-31 Temmuz tarihlerinde çıkan 7 büyük orman yangınında 470 bin dönüm ormanlık alan kül olmuştu. Yıllık ortalama 435 bin dönüm civarında ormanlık alanın yandığı ülkede yıl başından bu yana yanan ormanlık alan 550 bin dönümü aştı.
Kaynak: AA